DEVAM:
22. Yiyecek Maddelerinin Birbirleri İle Eşit Olarak Alınıp Satılması
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
أَنَّهُ بَلَغَهُ،
عَنِ
الْقَاسِمِ
بْنِ
مُحَمَّدٍ،
عَنِ ابْنِ
مُعَيْقِيبٍ
الدَّوْسِىِّ
مِثْلُ
ذَلِكَ.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَهُوَ
الأَمْرُ
عِنْدَنَا.
İbn Muaykıb
ed-Devsî'den de yukardaki (1318.) hadisin bir benzeri rivayet edilmiştir.
İmam Malik der
ki: Bize göre de hüküm böyledir.
قَالَ
مَالِكٌ :
الأَمْرُ
الْمُجْتَمَعُ
عَلَيْهِ
عِنْدَنَا :
أَنْ لاَ
تُبَاعَ
الْحِنْطَةُ
بِالْحِنْطَةِ،
وَلاَ
التَّمْرُ
بِالتَّمْرِ،
وَلاَ الْحِنْطَةُ
بِالتَّمْرِ،
وَلاَ
التَّمْرُ بِالزَّبِيبِ،
وَلاَ
الْحِنْطَةُ
بِالزَّبِيبِ،
وَلاَ شَيْءٌ
مِنَ
الطَّعَامِ
كُلِّهِ
إِلاَّ يَداً
بِيَدٍ،
فَإِنْ
دَخَلَ شَيْئاً
مِنْ ذَلِكَ الأَجَلُ
لَمْ
يَصْلُحْ،
وَكَانَ
حَرَاماً،
وَلاَ شَيْءَ
مِنَ
الأُدْمِ
كُلِّهَا إِلاَّ
يَداً بِيَدٍ.
Yine îmam Malik
der ki: Bize göre Üzerinde ittifak edilen görüş karşılıklı olarak buğdayla
buğday ve hurma ile hurma, buğdayla hurma ve hurma ile kuru Üzüm, kuru üzümle
buğday ve her çeşit gıda maddelerinin ve katıklıkların karşılıklı satışı ancak
peşin olmaları şartıyla caizdir. Bunların birbirleriyle vadeli değiştirilmeleri
haramdır.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَلاَ
يُبَاعُ
شَيْءٌ مِنَ الطَّعَامِ
وَالأُدْمِ،
إِذَا كَانَ
مِنْ صِنْفٍ
وَاحِدٍ،
اثْنَانِ
بِوَاحِدٍ،
فَلاَ
يُبَاعُ
مُدُّ
حِنْطَةٍ
بِمُدَّيْ
حِنْطَةٍ،
وَلاَ مُدُّ
تَمْرٍ
بِمُدَّيْ
تَمْرٍ،
وَلاَ مُدُّ
زَبِيبٍ
بِمُدَّيْ
زَبِيبٍ،
وَلاَ مَا
أَشْبَهَ
ذَلِكَ مِنَ الْحُبُوبِ
وَالأُدْمِ
كُلِّهَا،
إِذَا كَانَ
مِنْ صِنْفٍ
وَاحِدٍ،
وَإِنْ كَانَ
يَداً
بِيَدٍ، إِنَّمَا
ذَلِكَ
بِمَنْزِلَةِ
الْوَرِقِ
بِالْوَرِقِ،
وَالذَّهَبِ
بِالذَّهَبِ,
لاَ يَحِلُّ
فِي شَيْءٍ
مِنْ ذَلِكَ
الْفَضْلُ، وَلاَ
يَحِلُّ
إِلاَّ
مِثْلاً
بِمِثْلٍ، يَداً
بِيَدٍ.
İmam Malik der
ki: Gıda maddelerini ve katıkları, kendi cins-leriyle farklı olarak satmak caiz
değildir. Mesela bir ölçek buğdayı iki ölçek buğday, bir Ölçek hurmayı iki
ölçek hurma, bir Ölçek kuru üzümü iki ölçek kuru üzüm karşılığında ve bunlara
benzer bütün hububat ve katıkların aynı cinsinin bir ölçeğini iki ölçeği
karşılığında peşin de olsa satmak caiz değildir. Çünkü bu, gümüşle gümüş ve
altınla altının değiştirilmesi gibidir. Fazlalık ve vade caiz değildir. Eşit ve
peşin olması gerekir.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَإِذَا
اخْتَلَفَ
مَا يُكَالُ
أَوْ يُوزَنُ،
مِمَّا
يُؤْكَلُ
أَوْ
يُشْرَبُ، فَبَانَ
اخْتِلاَفُهُ،
فَلاَ بَأْسَ
أَنْ يُؤْخَذَ
مِنْهُ
اثْنَانِ
بِوَاحِدٍ
يَداً
بِيَدٍ،
وَلاَ بَأْسَ
أَنْ
يُؤْخَذَ
صَاعٌ مِنْ
تَمْرٍ
بِصَاعَيْنِ
مِنْ
حِنْطَةٍ، وَصَاعٌ
مِنْ تَمْرٍ
بِصَاعَيْنِ
مِنْ زَبِيبٍ،
وَصَاعٌ مِنْ
حِنْطَةٍ
بِصَاعَيْنِ
مِنْ سَمْنٍ،
فَإِذَا
كَانَ
الصِّنْفَانِ
مِنْ هَذَا
مُخْتَلِفَيْنِ،
فَلاَ بَأْسَ
بِاثْنَيْنِ
مِنْهُ
بِوَاحِدٍ،
أَوْ
أَكْثَرَ
مِنْ ذَلِكَ
يَداً
بِيَدٍ،
فَإِنْ
دَخَلَ
ذَلِكَ الأَجَلُ
فَلاَ
يَحِلُّ.
İmam Malik der
ki: Yenilip içilecek maddelerden ölçülüp tartılabilenler çeşitli sınıflardan
olup aradaki farklılık fazla ise, o zaman peşin olarak farklı miktarlarla
satışları caizdir. Mesela iki ölçek buğday karşılığında bir ölçek hurma ve iki
ölçek kuru üzüm karşılığında birxölçek hurma, yine iki ölçek tereyağ
karşılığında bir ölçek buğday almada, peşin olması kaydıyla bir mahzur yoktur,
vadeli olursa caiz değildir.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَلاَ
تَحِلُّ
صُبْرَةُ الْحِنْطَةِ
بِصُبْرَةِ
الْحِنْطَةِ،
وَلاَ بَأْسَ
بِصُبْرَةِ
الْحِنْطَةِ
بِصُبْرَةِ
التَّمْرِ
يَداً
بِيَدٍ،
وَذَلِكَ
أَنَّهُ لاَ
بَأْسَ أَنْ
يُشْتَرَي
الْحِنْطَةُ
بِالتَّمْرِ
جِزَافاً.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَكُلُّ مَا
اخْتَلَفَ
مِنَ الطَّعَامِ
وَالأُدْمِ،
فَبَانَ
اخْتِلاَفُهُ
فَلاَ بَأْسَ
أَنْ
يُشْتَرَي
بَعْضُهُ
بِبَعْضٍ
جِزَافاً،
يَداً بِيَدٍ،
فَإِنْ
دَخَلَهُ
الأَجَلُ
فَلاَ خَيْرَ
فِيهِ،
وَإِنَّمَا
اشْتِرَاءُ
ذَلِكَ جِزَافاً,
كَاشْتِرَاءِ
بَعْضِ ذَلِكَ
بِالذَّهَبِ
وَالْوَرِقِ
جِزَافاً.
وَذَلِكَ
أَنَّكَ
تَشْتَرِي
الْحِنْطَةَ
بِالْوَرِقِ
جِزَافاً،
وَالتَّمْرَ
بِالذَّهَبِ
جِزَافاً،
فَهَذَا حَلاَلٌ
لاَ بَأْسَ
بِهِ.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَمَنْ
صَبَّرَ
صُبْرَةَ طَعَامٍ،
وَقَدْ
عَلِمَ
كَيْلَهَا،
ثُمَّ بَاعَهَا
جِزَافاً،
وَكَتَمَ
الْمُشْتَرِي
كَيْلَهَا،
فَإِنَّ
ذَلِكَ لاَ
يَصْلُحُ، فَإِنْ
أَحَبَّ
الْمُشْتَرِي
أَنْ يَرُدَّ
ذَلِكَ
الطَّعَامَ
عَلَى الْبَائِعِ،
رَدَّهُ
بِمَا
كَتَمَهُ
كَيْلَهُ وَغَرَّهُ،
وَكَذَلِكَ
كُلُّ مَا
عَلِمَ الْبَائِعُ
كَيْلَهُ
وَعَدَدَهُ
مِنَ الطَّعَامِ
وَغَيْرِهِ،
ثُمَّ
بَاعَهُ
جِزَافاً،
وَلَمْ
يَعْلَمِ
الْمُشْتَرِي
ذَلِكَ، فَإِنَّ
الْمُشْتَرِيَ
إِنْ أَحَبَّ
أَنْ يَرُدَّ
ذَلِكَ عَلَى
الْبَائِعِ
رَدَّهُ،
وَلَمْ
يَزَلْ أَهْلُ
الْعِلْمِ
يَنْهَوْنَ
عَنْ ذَلِكَ.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَلاَ خَيْرَ
فِي
الْخُبْزِ قُرْصٍ
بِقُرْصَيْنِ،
وَلاَ
عَظِيمٍ بِصَغِيرٍ،
إِذَا كَانَ
بَعْضُ
ذَلِكَ
أَكْبَرَ
مِنْ بَعْضٍ،
فَأَمَّا
إِذَا كَانَ
يَتَحَرَّى
أَنْ يَكُونَ
مِثْلاً
بِمِثْلٍ،
فَلاَ بَأْسَ
بِهِ وَإِنْ
لَمْ يُوزَنْ.
قَالَ
مَالِكٌ : لاَ
يَصْلُحُ
مُدُّ زُبْدٍ
وَمُدُّ
لَبَنٍ
بِمُدَّيْ
زُبْدٍ،
وَهُوَ مِثْلُ
الَّذِي
وَصَفْنَا
مِنَ
التَّمْرِ، الَّذِي
يُبَاعُ
صَاعَيْنِ
مِنْ
كَبِيسٍ، وَصَاعاً
مِنْ حَشَفٍ
بِثَلاَثَةِ
أَصْوُعٍ
مِنْ
عَجْوَةٍ،
حِينَ قَالَ لِصَاحِبِهِ
: إِنَّ
صَاعَيْنِ
مِنْ كَبِيسٍ
بِثَلاَثَةِ
أَصْوُعٍ
مِنَ
الْعَجْوَةِ لاَ
يَصْلُحُ.
فَفَعَلَ
ذَلِكَ
لِيُجِيزَ بَيْعَهُ،
وَإِنَّمَا
جَعَلَ
صَاحِبُ اللَّبَنِ
اللَّبَنَ
مَعَ
زُبْدِهِ،
لِيَأْخُذَ
فَضْلَ زُبْدِهِ
عَلَى زُبْدِ
صَاحِبِهِ،
حِينَ أَدْخَلَ
مَعَهُ
اللَّبَنَ.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَالدَّقِيقُ
بِالْحِنْطَةِ
مِثْلاً
بِمِثْلٍ،
لاَ بَأْسَ
بِهِ، وَذَلِكَ
لأَنَّهُ
أَخْلَصَ
الدَّقِيقَ،
فَبَاعَهُ
بِالْحِنْطَةِ
مِثْلاً
بِمِثْلٍ، وَلَوْ
جَعَلَ
نِصْفَ
الْمُدِّ
مِنْ
دَقِيقٍ،
وَنِصْفَهُ
مِنْ
حِنْطَةٍ،
فَبَاعَ
ذَلِكَ
بِمُدٍّ مِنْ
حِنْطَةٍ،
كَانَ ذَلِكَ
مِثْلَ
الَّذِي
وَصَفْنَا
لاَ يَصْلُحُ،
لأَنَّهُ
إِنَّمَا
أَرَادَ أَنْ
يَأْخُذَ
فَضْلَ
حِنْطَتِهِ
الْجَيِّدَةِ،
حِينَ جَعَلَ
مَعَهَا
الدَّقِيقَ،
فَهَذَا لاَ
يَصْلُحُ.
İmam Malik der
ki: Miktarı belli olmayan buğday yığınını, birbaşka buğday yığını ile
ölçmeksizin değiştirmek caiz değildir. Fakat buğday yığını ile hurma yığınını
peşin olarak değiştirmek caizdir. Çünkü hurma karşılığında buğdayı kabala
(götürü) satın almada bir mahzur yoktur.
İmam Malik der
ki: Farklılıkları belirgin çeşitli gıda maddeleri ve katıkların bir kısmının
diğeri karşılığında kabala alınması caizdir. Ancak peşin olmaları gerekir.
Böyle kabala alınmalarının caiz olması bunlardan birinin altın ve gümüşle
kabala alınması gibidir.
İmam Malik der
ki: Mesela gümüşle kabala buğday ve altınla kabala hurma satın alınsa bu
helaldir, bir mahzuru yoktur.
İmam Malik der
ki: Kim miktarını bildiği buğdayı yığıp bunu müşteriden gizleyerek kabala
satarsa caiz değildir. Müşteri isterse bunu mal sahibine miktarını gizlediği ve
aldattığı gerekçesiyle geri iade edebilir. îslam bilginleri böyle bir satışı
yasaklamışlardır.
İmam Malik der
ki: Biri diğerinden büyük değirmi bir ekmeği iki ekmekle ve büyüğünü küçüğü ile
değiştirmek uygun değildir. Ama birbirlerine eşit olduğu biliniyorsa, o zaman
tartılmadan da bu şekilde değiştirilmesi caiz olur.
İmam Malik der
ki: Bir ölçek sütle bir ölçek kaymağı, iki ölçek kaymak karşılığında satmak
doğru değildir. Bu, daha önce belirttiğimiz iki ölçek kebîs (lüks kalite) hurma
karşılığında satılması gibidir. Zira bunu yapan, iki ölçek kebîs ile üç ölçek
acve değiştirilmek istenmeyince, denkliği sağlayıp alış-verişi caiz kılmak için
bir ölçek de adi hurma ilave etmiştir. Süt sahibi de böyledir. Sütle kaymağı,
daha fazla kaymak elde etmek için vermiştir.
İmam Malik der
ki: Buğdayı, un ile eşit olarak değiştirmede bir mahzur yoktur. Şayet Ölçeğin
yarısını buğday, yarısını da un doldurup bir ölçek buğday karşılığında verse,
daha önce belirttiğimiz gibi bu caiz değildir. Çünkü bu durumda, buğdayını
kaliteli sayarak ölçeğin yarısını unla doldurmuştur. Bu da caiz değildir.