2 - باب
الرُّخْصَةِ
فِي
اسْتِقْبَالِ
الْقِبْلَةِ
لِبَوْلٍ
أَوْ غَائِطٍ
2. Büyük Ya Da Küçük Su
Dökerken Kıbleye Dönmekte Mahzur Olmayan Haller
حَدَّثَنِي
يَحْيَى،
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ يَحْيَى
بْنِ
سَعِيدٍ،
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ يَحْيَى
بْنِ
حَبَّانَ،
عَنْ عَمِّهِ
وَاسِعِ بْنِ
حَبَّانَ،
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ،
أَنَّهُ
كَانَ يَقُولُ
: إِنَّ
أُنَاساً
يَقُولُونَ :
إِذَا قَعَدْتَ
عَلَى
حَاجَتِكَ،
فَلاَ
تَسْتَقْبِلِ
الْقِبْلَةَ،
وَلاَ بَيْتَ
الْمَقْدِسِ،
قَالَ عَبْدُ
اللَّهِ :
لَقَدِ
ارْتَقَيْتُ
عَلَى ظَهْرِ
بَيْتٍ
لَنَا،
فَرَأَيْتُ
رَسُولَ
اللَّهِ r عَلَى
لَبِنَتَيْنِ،
مُسْتَقْبِلَ
بَيْتِ
الْمَقْدِسِ
لِحَاجَتِهِ،
ثُمَّ قَالَ :
لَعَلَّكَ
مِنَ
الَّذِينَ
يُصَلُّونَ
عَلَى
أَوْرَاكِهِمْ.
قَالَ: قُلْتُ
: لاَ أَدْرِي
وَاللَّهِ.
قَالَ
مَالِكٌ :
يَعْنِي
الَّذِي
يَسْجُدُ وَلاَ
يَرْتَفِعُ
عَنْ
الأَرْضِ،
يَسْجُدُ وَهُوَ
لاَصِقٌ
بِالأَرْضِ(
Abdullah b.
Ömer'den:
Diyorlar ki:
«Def-i hacet'e
oturduğunuz zaman kıbleye ve Beytü'l-makdis'e karşı dönmeyiniz.»
Ben bir defasında evimin damına çıkmıştım, Resulullah
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in
iki kerpiç üzerine çıktığını ve Beytü'l-makdis'e karşı da dönmüş olarak def-i hacet yaptığını
gördüm.
Daha sonra: «Her
halde sen de uylukları üzerine yatarak namaz kılanlardansın.» dedi. Ben de:
«Vallahi
bilemiyorum.» diye karşılık verdim.
İmam Malik,
uylukları üzerine yatarak namaz kılmayı, secdeye varıldığı zaman dizler yerde
iken vücudu uyluklardan ayırmadan tamamen yere ve uyluklar üzerine yapıştırmak
şeklinde tarif etmiştir.
Diğer tahric: Buhari, Vudu; Müslim, Taharet;
Şafiî, Risale, no: 812