DEVAM:
17. İhsan (Evlilik)
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنِ ابْنِ شِهَابٍ،
وَبَلَغَهُ
عَنِ
الْقَاسِمِ
بْنِ مُحَمَّدٍ،
أَنَّهُمَا
كَانَا
يَقُولاَنِ : إِذَا
نَكَحَ
الْحُرُّ
الأَمَةَ
فَمَسَّهَا،
فَقَدْ
أَحْصَنَتْهُ.
İbn Şihab ve
Kasım b. Muhammed derler ki: Hür kimsenin nikahlayıp da temas ettiği cariye
artık muhsana sayılır.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَكُلُّ مَنْ
أَدْرَكْتُ
كَانَ
يَقُولُ
ذَلِكَ :
تُحْصِنُ
الأَمَةُ
الْحُرَّ،
إِذَا
نَكَحَهَا
فَمَسَّهَا،
فَقَدْ
أَحْصَنَتْهُ.
İmanı Malik der
ki: Kendisine yetiştiğim alimlerin hepsine göre, cariye ile evlenen hür kimse
muhsan sayılır.
Köle ile evlenen
hür kadın da muhsana sayılır.
1560
- قَالَ
مَالِكٌ :
يُحْصِنُ
الْعَبْدُ
الْحُرَّةَ،
إِذَا
مَسَّهَا
بِنِكَاحٍ،
وَلاَ تُحْصِنُ
الْحُرَّةُ
الْعَبْدَ،
إِلاَّ أَنْ
يَعْتِقَ
وَهُوَ
زَوْجُهَا،
فَيَمَسَّهَا
بَعْدَ
عِتْقِهِ،
فَإِنْ فَارَقَهَا
قَبْلَ أَنْ
يَعْتِقَ
فَلَيْسَ بِمُحْصَنٍ،
حَتَّى
يَتَزَوَّجَ
بَعْدَ عِتْقِهِ،
وَيَمَسَّ
امْرَأَتَهُ(
قَالَ
مَالِكٌ :
وَالأَمَةُ
إِذَا
كَانَتْ تَحْتَ
الْحُرِّ،
ثُمَّ
فَارَقَهَا
قَبْلَ أَنْ
يَعْتِقَ،
فَإِنَّهُ
لاَ
يُحْصِنُهَا
نِكَاحُهُ
إِيَّاهَا
وَهِيَ
أَمَةٌ،
حَتَّى
تُنْكَحَ بَعْدَ
عِتْقِهَا،
وَيُصِيبَهَا
زَوْجُهَا،
فَذَلِكَ
إِحْصَانُهَا.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَالأَمَةُ
إِذَا
كَانَتْ تَحْتَ
الْحُرِّ،
فَتعْتقُ
وَهِيَ
تَحْتَهُ،
قَبْلَ أَنْ
يُفَارِقَهَا،
فَإِنَّهُ
يُحْصِنُهَا،
إِذَا أُعتقَتْ
وَهِيَ
عِنْدَهُ،
إِذَا هُوَ
أَصَابَهَا
بَعْدَ أَنْ
تَعْتِقَ.
imam Malik der
ki: Hür bir kadın kölesi ile evlenirse o köle muhsan sayılamaz. Ancak nikahında
iken kölesini azad eder, kölesi de azad edildikten sonra onunla münasebette
bulunursa o zaman muhsan sayılır. Azad etmeden önce köle, hanımından ay-rılırsa
muhsan sayılmaz. Kendisini azad ettikten sonra hanımı ile evlenir, onunla temas
ederse o zaman muhsan sayılır. Bir cariye, hür efendisi ile evlenir, azad
edilmeden boşanırsa muhsana sayılmaz. Azad edildikten sonra evlenip, kocası
ile münasebette bulununca muhsana sayılır. Çünkü bir cariye hür bir kimse ile
evlenir, kocası onu azad eder ve azad ettikten sonra onunla münasebette
bulunursa muhsana olur.
وَقَالَ
مَالِكٌ :
وَالْحُرَّةُ
النَّصْرَانِيَّةُ
وَالْيَهُودِيَّةُ،
وَالأَمَةُ
الْمُسْلِمَةُ،
يُحْصِنَّ
الْحُرَّ
الْمُسْلِمَ،
إِذَا نَكَحَ
إِحْدَاهُنَّ
فَأَصَابَهَا.
îmanı Malik der
ki: Hür bir müslüman hür bir yahudi veya Hıristiyan yahut müslüman cariye, ile
nikah kıyıp, onlardan biriyle münasebette bulunduğunda muhsan olur.