DEVAM:
15. Şehitliğin İstenmesi
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ يَحْيَى بْنِ
سَعِيدٍ،
أَنَّ عُمَرَ
بْنَ
الْخَطَّابِ
قَالَ :
كَرَمُ
الْمُؤْمِنِ
تَقْوَاهُ، وَدِينُهُ
حَسَبُهُ،
وَمُرُوءَتُهُ
خُلُقُهُ،
وَالْجُرْأَةُ
وَالْجُبْنُ
غَرَائِزُ
يَضَعُهَا
اللَّهُ
حَيْثُ
شَاءَ،
فَالْجَبَانُ
يَفِرُّ عَنْ
أَبِيهِ
وَأُمِّهِ،
وَالْجَرِىءُ
يُقَاتِلُ
عَمَّا لاَ
يَؤُوبُ بِهِ
إِلَى
رَحْلِهِ،
وَالْقَتْلُ
حَتْفٌ مِنَ
الْحُتُوفِ,
وَالشَّهِيدُ
مَنِ
احْتَسَبَ
نَفْسَهُ
عَلَى
اللَّهِ(
Yahya b.
Said'den: Ömer b. Hattab şöyle demiştir:
Mu'minin şerefi
takvasıdır, dini soyudur, iyiliği ahlakıdır. Cesaret ve korkaklık Allah'ın
dilediğine verdiği sıfatlardır. Korkak, babasından ve annesinden kaçar, cesur
kimse de hayatını hiçe sayarak, korkmadan savaşır. Öldürülme de bir nevi
ölümdür, şehit kendisini Allah'a adayan kimsedir.