18 - باب
قَضَاءِ
التَّطَوُّعِ.
18. Nafile Orucun Kazası
حَدَّثَنِي
يَحْيَى،
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنِ ابْنِ
شِهَابٍ،
أَنَّ
عَائِشَةَ
وَحَفْصَةَ
زَوْجَيِ
النَّبِيِّ r
أَصْبَحَتَا
صَائِمَتَيْنِ
مُتَطَوِّعَتَيْنِ،
فَأُهْدِىَ
لَهُمَا
طَعَامٌ، فَأَفْطَرَتَا
عَلَيْهِ،
فَدَخَلَ
عَلَيْهِمَا
رَسُولُ اللَّهِ
r،
قَالَتْ
عَائِشَةُ :
فَقَالَتْ
حَفْصَةُ وَبَدَرَتْنِى
بِالْكَلاَمِ،
وَكَانَتْ بِنْتَ
أَبِيهَا :
يَا رَسُولَ
اللَّهِ
إنِّي أَصْبَحْتُ
أَنَا
وَعَائِشَةُ
صَائِمَتَيْنِ
مُتَطَوِّعَتَيْنِ
فَأُهْدِيَ
إِلَيْنَا
طَعَامٌ،
فَأَفْطَرْنَا
عَلَيْهِ،
فَقَالَ رَسُولُ
اللَّهِ r : «
اقْضِيَا
مَكَانَهُ
يَوْماً
آخَرَ »(
İbn Şihab'tan:
Hz. Aişe ve Hafsa sabahleyin oruçlu olarak kalktılar. Kendilerine yemek
getirilmişti, onu yiyerek oruçlarını bozdular. Bu sırada yanlarına Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem geldi. Hz. Hafsa hemen Hz. Aişe'den önce söze başlayarak :
«—Ya Resulallah!
Aişe ile ben sahurda nafile oruç tutmaya niyet etmiştik, fakat bize birinin
yiyecek hediye getirdiğini görünce orucumuzu bozduk! dedi. Resulullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem:
«— Öyleyse,
yerine başka bir gün kaza tutarsınız,» buyurdu.
İbn Abdilber
der ki: "Malik'ten sadece mürsel olarak sahihtir."
Mevsul olarak
da rivayet edilir: Ebu Davud, Savm; Tirmizî, Savm
قَالَ
يَحْيَى :
سَمِعْتُ
مَالِكاً
يَقُولُ : مَنْ
أَكَلَ أَوْ
شَرِبَ
سَاهِياً
أَوْ نَاسِياً
فِي صِيَامِ
تَطَوُّعٍ،
فَلَيْسَ عَلَيْهِ
قَضَاءٌ،
وَلْيُتِمَّ
يَوْمَهُ
الَّذِي
أَكَلَ فِيهِ
أَوْ شَرِبَ،
وَهُوَ
مُتَطَوِّعٌ
وَلاَ يُفْطِرْهُ،
وَلَيْسَ
عَلَى مَنْ
أَصَابَهُ
أَمْرٌ
يَقْطَعُ
صِيَامَهُ،
وَهُوَ
مُتَطَوِّعٌ
قَضَاءٌ,
إِذَا كَانَ
إِنَّمَا
أَفْطَرَ مِنْ
عُذْرٍ
غَيْرَ
مُتَعَمِّدٍ
لِلْفِطْرِ،
وَلاَ أَرَى عَلَيْهِ
قَضَاءَ
صَلاَةِ
نَافِلَةٍ،
إِذَا هُوَ
قَطَعَهَا
مِنْ حَدَثٍ
لاَ يَسْتَطِيعُ
حَبْسَهُ،
مِمَّا
يَحْتَاجُ
فِيهِ إِلَى
الْوُضُوءِ.
İmam Malik'ten:
Unutarak veya-sehven (yanlışhkla) yiyîp içmek suretiyle nafile orucunu bozan
kimseye kaza lazım gelmez. Fakat nasıl olsa orucum bozuldu diye yemeye içmeye
devam etmemeli, o gün akşama kadar orucu tamamlamalıdır. Nafile oruç tutan
kimsenin başına orucunu bozmaya mecbur edecek bir hal gelse, ona da kaza lazım
gelmez. Ancak bu durumdaki kimsenin asıl maksadı orucunu bozmak olmamalıdır.
Orucunu bozuş sebebi başına gelen özür olmalıdır. Nafile olarak kılınan namaz
da böyledir. Şayet namazda elinde olmayan bir sebepten abdesti bozulsa ve
tekrar abdest almak imkansız olsa o namazın kazası gerekmez.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَلاَ
يَنْبَغِي
أَنْ يَدْخُلَ
الرَّجُلُ
فِي شَيْءٍ
مِنَ
الأَعْمَالِ
الصَّالِحَةِ،
الصَّلاَةِ
وَالصِّيَامِ
وَالْحَجِّ،
وَمَا
أَشْبَهَ هَذَا
مِنَ
الأَعْمَالِ
الصَّالِحَةِ
الَّتِى
يَتَطَوَّعُ
بِهَا
النَّاسُ،
فَيَقْطَعَهُ
حَتَّى
يُتِمَّهُ
عَلَى
سُنَّتِهِ،
إِذَا
كَبَّرَ لَمْ
يَنْصَرِفْ
حَتَّى يُصَلِّىَ
رَكْعَتَيْنِ،
وَإِذَا
صَامَ لَمْ يُفْطِرْ
حَتَّى يُتِمَّ
صَوْمَ
يَوْمِهِ،
وَإِذَا
أَهَلَّ لَمْ يَرْجِعْ
حَتَّى
يُتِمَّ
حَجَّهُ،
وَإِذَا
دَخَلَ فِي
الطَّوَافِ
لَمْ
يَقْطَعْهُ حَتَّى
يُتِمَّ
سُبُوعَهُ،
وَلاَ
يَنْبَغِي
أَنْ
يَتْرُكَ
شَيْئاً مِنْ
هَذَا إِذَا دَخَلَ
فِيهِ حَتَّى
يَقْضِيَهُ،
إِلاَّ مِنْ
أَمْرٍ يَعْرِضُ
لَهُ، مِمَّا
يَعْرِضُ
لِلنَّاسِ
مِنَ
الأَسْقَامِ
وَالأُمُورِ
الَّتِى
يُعْذَرُونَ
بِهَا،
وَذَلِكَ
أَنَّ
اللَّهَ تَبَارَكَ
وَتَعَالَى
يَقُولُ فِي
كِتَابِهِ : (
وَكُلُوا
وَاشْرَبُوا
حَتَّى يَتَبَيَّنَ
لَكُمُ
الْخَيْطُ
الأَبْيَضُ
مِنَ
الْخَيْطِ
الأَسْوَدِ
مِنَ
الْفَجْرِ
ثُمَّ
أَتِمُّوا
الصِّيَامَ
إِلَى
اللَّيْلِ )
[البقرة : 187]
فَعَلَيْهِ إِتْمَامُ
الصِّيَامِ
كَمَا قَالَ
اللَّهُ،
وَقَالَ
اللَّهُ
تَعَالَى : (
وَأَتِمُّوا الْحَجَّ
وَالْعُمْرَةَ
لِلَّهِ )
[البقرة : 196] فَلَوْ
أَنَّ
رَجُلاً
أَهَلَّ
بِالْحَجِّ
تَطَوُّعاً،
وَقَدْ قَضَى
الْفَرِيضَةَ،
لَمْ يَكُنْ
لَهُ أَنْ
يَتْرُكَ
الْحَجَّ
بَعْدَ أَنْ
دَخَلَ
فِيهِ،
وَيَرْجِعَ حَلاَلاً
مِنَ
الطَّرِيقِ،
وَكُلُّ
أَحَدٍ دَخَلَ
فِي
نَافِلَةٍ،
فَعَلَيْهِ
إِتْمَامُهَا
إِذَا دَخَلَ
فِيهَا،
كَمَا يُتِمُّ
الْفَرِيضَةَ،
وَهَذَا
أَحْسَنُ مَا
سَمِعْتُ(
İmam Malik'ten: Namaz,
oruç, hac ve bunlara benzer faydalı ibadetleri nafile olarak tamamlama imkanına
sahip olmadıkça bu ibadetleri yapmaya kalkışmamalıdır. Mesela, bir namaza
başlayıp iftitah tekbirini alınca iki rekat kılmalıdır. Oruca başlayınca o gün
akşama kadar tutmalıdır. îhrama girince tavafını tamamlamalı, tavafa başlayınca
da yedi şavt yapmalıdır. Başlanılan bir ibadeti terk etmeden bitirmesi
gerekir. Ancak, insanoğlunun başına gelebilecek hastalıklar ve ibadetinin
devamına mani olan mazeretlerden dolayı bırakabilir. Bundan dolayı Cenabı
Allah, Kur'an-ı Kerim'in-de:
«—Ramazan
gecelerinde beyaz iplik siyah iplikten ayırt edilinceye yani fecr'e kadar yiyin
için.» buyurmaktadır. O halde başladığı orucu tamamlaması vaciptir.
Yine başka bir
ayeti kerimede: «Allah için başladığınız hac ve umreyi tamamlayın»[Bakara, 196]
denilmektedir. Çünkü üzerine farz olan haccını ifa eden bir müslümanın
başladığı başka bir nafile haccı sonraya bırakması, ihramdan çıkarak yoldan
dönmesi doğru değildir. Nafile ibadete başlayan herkes, farz ibadeti tamamladığı
gibi onu da bitirmeden bırakmamalıdır.» Duyduklarımın en güzeli budur.