DEVAM:
24.Ehl-i Kitap Ve Mecusilerin Vergileri (Cizyeleri)
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
أَنَّهُ
بَلَغَهُ :
أَنَّ عُمَرَ
بْنَ عَبْدِ
الْعَزِيزِ
كَتَبَ إِلَى
عُمَّالِهِ
أَنْ
يَضَعُوا
الْجِزْيَةَ
عَمَّنْ
أَسْلَمَ مِنْ
أَهْلِ
الْجِزْيَةِ
حِينَ
يُسْلِمُونَ.
İmam Malik'den;
Duyduğuma göre Ömer b. Abdülaziz zekat tahsildarlarına «Kendilerinden cizye alınanlar
müslüman olurlarsa cizyelerini almamalarını» bir fermanla bildirdi.
قَالَ
مَالِكٌ :
مَضَتِ
السُّنَّةُ،
أَنْ لاَ
جِزْيَةَ
عَلَى
نِسَاءِ
أَهْلِ
الْكِتَابِ،
وَلاَ عَلَى
صِبْيَانِهِمْ،
وَأَنَّ الْجِزْيَةَ
لاَ تُؤْخَذُ
إِلاَّ مِنَ
الرِّجَالِ
الَّذِينَ
قَدْ
بَلَغُوا
الْحُلُمَ.
قَالَ
مَالِكٌ :
وَلَيْسَ
عَلَى أَهْلِ
الذِّمَّةِ،
وَلاَ عَلَى
الْمَجُوسِ
فِي نَخِيلِهِمْ
وَلاَ
كُرُومِهِمْ
وَلاَ
زُرُوعِهِمْ
وَلاَ
مَوَاشِيهِمْ
صَدَقَةٌ،
لأَنَّ
الصَّدَقَةَ
إِنَّمَا
وُضِعَتْ
عَلَى
الْمُسْلِمِينَ،
تَطْهِيراً
لَهُمْ،
وَرَدًّا
عَلَى فُقَرَائِهِمْ،
وَوُضِعَتِ
الْجِزْيَةُ عَلَى
أَهْلِ
الْكِتَابِ
صَغَاراً
لَهُمْ،
فَهُمْ مَا
كَانُوا
بِبَلَدِهِمُ
الَّذِينَ
صَالَحُوا
عَلَيْهِ،
لَيْسَ
عَلَيْهِمْ
شَيْءٌ سِوَى
الْجِزْيَةِ
فِي شَيْءٍ
مِنْ
أَمْوَالِهِمْ،
إِلاَّ أَنْ
يَتَّجِرُوا
فِي بِلاَدِ
الْمُسْلِمِينَ،
وَيَخْتَلِفُوا
فِيهَا,
فَيُؤْخَذُ
مِنْهُمُ
الْعُشْرُ
فِيمَا يُدِيرُونَ
مِنَ
التِّجَارَاتِ،
وَذَلِكَ أَنَّهُمْ
إِنَّمَا
وُضِعَتْ
عَلَيْهِمُ
الْجِزْيَةُ،
وَصَالَحُوا
عَلَيْهَا،
عَلَى أَنْ
يُقَرُّوا
بِبِلاَدِهِمْ،
وَيُقَاتَلَ
عَنْهُمْ
عَدُوُّهُمْ،
فَمَنْ
خَرَجَ
مِنْهُمْ
مِنْ
بِلاَدِهِ إِلَى
غَيْرِهَا
يَتْجُرُ
إِلَيْهَا،
فَعَلَيْهِ
الْعُشْرُ،
مَنْ تَجَرَ
مِنْهُمْ مِنْ
أَهْلِ
مِصْرَ إِلَى
الشَّامِ،
وَمِنْ
أَهْلِ
الشَّامِ إِلَى
الْعِرَاقِ،
وَمِنْ
أَهْلِ
الْعِرَاقِ
إِلَى
الْمَدِينَةِ،
أَوِ
الْيَمَنِ،
أَوْ مَا
أَشْبَهَ
هَذَا مِنَ
الْبِلاَدِ،
فَعَلَيْهِ
الْعُشْرُ،
وَلاَ
صَدَقَةَ
عَلَى أَهْلِ
الْكِتَابِ،
وَلاَ
الْمَجُوسِ
فِي شَىْءٍ
مِنْ أَمْوَالِهِمْ،
وَلاَ مِنْ
مَوَاشِيهِمْ،
وَلاَ
ثِمَارِهِمْ،
وَلاَ
زُرُوعِهِمْ،
مَضَتْ
بِذَلِكَ
السُّنَّةُ،
وَيُقَرُّونَ
عَلَى
دِينِهِمْ،
وَيَكُونُونَ
عَلَى مَا كَانُوا
عَلَيْهِ،
وَإِنِ
اخْتَلَفُوا
فِي الْعَامِ
الْوَاحِدِ
مِرَاراً فِي
بِلاَدِ
الْمُسْلِمِينَ،
فَعَلَيْهِمْ
كُلَّمَا
اخْتَلَفُوا
الْعُشْرُ،
لأَنَّ
ذَلِكَ
لَيْسَ
مِمَّا
صَالَحُوا
عَلَيْهِ،
وَلاَ مِمَّا
شُرِطَ
لَهُمْ، وَهَذَا
الَّذِي
أَدْرَكْتُ
عَلَيْهِ أَهْلَ
الْعِلْمِ
بِبَلَدِنَا(
Cizyeyle ilgili
olarak imam Malik şöyle der: Şimdiye kadar geçen tatbikata göre cizye, ehli
kitabın kadın ve çocuklarından alınmaz. Sadece akıl baliğ olmuş erkeklerinden alınır.
Zimmilerin ve mecusilerin hurmalarından elde ettikleri üzümlerinden, zirai
ürünlerinden, küçük ve büyük baş hayvanlarından zekat alınmaz. Çünkü zekat,
müslümanları temizlemek ve fakirlerini gözetmek için yine müslümanlar için farz
kılınmıştır. Cizye ise ehli kitabı küçültmek için konmuştur. Onların anlaşarak
içinde yaşadıkları ülkede kendilerinden cizye dışında vergi alınmaz. Yalnız
ticaret yaparlar da bu vesileyle müslüman memleketlere
girip çıkarlarsa
ticaret mallarından onda bir vergi alınır. Cizye, sadece müslüman bir ülkede
yaşamak ve onları düşmanlarına karşı korumak üzere taraflarca yapılan bir
anlaşma neticesinde alınmaktadır. Ticaret maksadiyle başka bir memlekete giden
zimmiden gümrük (öşür) alınır. Yine ticaret maksadıyla Mısır'dan Şam'a, Şamlı
olan Irak'a, Iraklı olan Medine'ye veya Yemene veyahut da başka bir memlekete
gitse yine gümrük (öşür) verir. Ehli kitap ve mecusilerin ne mallarına, ne
meyvelerine, ne de zirai ürünlerine zekat yoktur. Şimdiye kadar uygulama böyle
olmuştur. Onlar dinlerine tabidir, hangi dindelerse onda devam ederler. Ticaret
için bir yıl içinde bir memlekete birkaç defa girip çıksalar, her defasında
onda bir gümrüklerini verirler. Çünkü cizye anlaşması şartlarının içerisinde
ticaret yapmak yoktur. Kendilerine yetişmiş olduğum Medine alimleri de bu
şekilde hüküm vermişlerdir.