2 - باب
مَا جَاءَ فِي
قِيَامِ
رَمَضَان
2. Teravihi Cemaatle
Kılmak
حَدَّثَنِي
مَالِكٌ،
عَنِ ابْنِ
شِهَابٍ، عَنْ
عُرْوَةَ
بْنِ
الزُّبَيْرِ،
عَنْ عَبْدِ
الرَّحْمَنِ
بْنِ عَبْدٍ
الْقَارِىِّ أَنَّهُ
قَالَ :
خَرَجْتُ
مَعَ عُمَرَ
بْنِ الْخَطَّابِ
فِي
رَمَضَانَ
إِلَى
الْمَسْجِدِ،
فَإِذَا
النَّاسُ
أَوْزَاعٌ
مُتَفَرِّقُونَ،
يُصَلِّي
الرَّجُلُ
لِنَفْسِهِ،
وَيُصَلِّى
الرَّجُلُ،
فَيُصَلِّى
بِصَلاَتِهِ
الرَّهْطُ،
فَقَالَ
عُمَرُ :
وَاللَّهِ
إنِّي
لأَرَانِي
لَوْ
جَمَعْتُ
هَؤُلاَءِ
عَلَى
قَارِئٍ
وَاحِدٍ
لَكَانَ
أَمْثَلَ،
فَجَمَعَهُمْ
عَلَى أُبَيِّ
بْنِ كَعْبٍ،
قَالَ :،
ثُمَّ
خَرَجْتُ مَعَهُ
لَيْلَةً
أُخْرَى,
وَالنَّاسُ
يُصَلُّونَ
بِصَلاَةِ
قَارِئِهِمْ،
فَقَالَ عُمَرُ
: نِعْمَتِ
الْبِدْعَةُ
هَذِهِ،
وَالَّتِي
تَنَامُونَ
عَنْهَا
أَفْضَلُ
مِنَ الَّتِي
تَقُومُونَ.
يَعْنِى
آخِرَ
اللَّيْلِ،
وَكَانَ النَّاسُ
يَقُومُونَ
أَوَّلَهُ(
Abdurrahman b.
Abdüîkari anlatır: Ramazan'da Hz. Ömer'le beraber mescide gittik. Cemaat dağınık
vaziyette, kimi kendi başına, kimi birkaç kişilik cemaate imam olarak teravih
kılıyorlardı. Bu vaziyeti gören Ömer (r.a.)
«Vallahi bunları
bir imam'ın arkasında toplasam, daha iyi olur» dedi. Hemen Ubey b, K'ab'ı imam
yaparak cemaatle kılmalarını emretti. Daha sonra başka bir gece onunla mescide
gittim, teravihi cemaatle kılıyorlardı. Bunun üzerine Ömer (r.a.)
«Bu ne güzel
bid'attir. Sabaha karşı uyuyakalıp teheccüdü kaçırmanız, akşam geç vakte kadar
uyanık kalıp sabah namazını kaçırmanızdan daha hayırlıdır,» dedi, insanlar
akşam ibadetini uzatarak sabah erken kalkamıyorlardı.
Diğer tahric:
Buhari, Salatu't-Teravîh
BU HADİS’İN BUHARİ RİVAYETİ DAHA
FAZLA HADİS VE AÇIKLAMA İÇİN BURAYA TIKLAYIN