DEVAM: 15. Cinsî
Organa Dokununca Abdestin Bozulması
وَحَدَّثَنِي
عَنْ
مَالِكٍ،
عَنْ نَافِعٍ،
عَنْ سَالِمِ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ،
أَنَّهُ
قَالَ :
كُنْتُ مَعَ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ فِي
سَفَرٍ،
فَرَأَيْتُهُ
بَعْدَ أَنْ
طَلَعَتِ
الشَّمْسُ
تَوَضَّأَ،
ثُمَّ صَلَّى,
قَالَ :
فَقُلْتُ
لَهُ إِنَّ
هَذِهِ
لَصَلاَةٌ
مَا كُنْتَ
تُصَلِّيهَا.
قَالَ :
إِنِّي
بَعْدَ أَنْ
تَوَضَّأْتُ
لِصَلاَةِ
الصُّبْحِ
مَسِسْتُ
فَرْجِي،
ثُمَّ نَسِيتُ
أَنْ
أَتَوَضَّأَ،
فَتَوَضَّأْتُ
وَعُدْتُ
لِصَلاَتِي.
Salim b. Abdullah
şöyle anlattı: Bir yolculukta babam Abdullah b. Ömer (r.a.) ile beraberdim. Bir
gün güneş doğduktan sonra abdest alıp namaz kıldığını görünce ona:
«— Böyle bir
zamanda namaz kılmazdın?» dedim. O da:
«Sabah namazı
için abdest aldıktan sonra cinsî uzvuma dokunmuştum. Daha sonra yeniden abdest
almayı unuttum, (namazı kıldım). İşte şimdi abdest aldım, namazı tekrar
kıldım.» dedi.
İzah:
Bu ve benzeri
rivayetlere dayanarak İmam Malik, îmam Ahmed b. Hanbel, îmam Şafii ve bu
mezheplerin diğer imamları cinsî uzvuna dokunan kimsenin abdestinin bozulduğu
hususunda birleşmişlerdir.
Hanefî imamları
ise şu hadise dayanarak abdestin bozuîmadığı kanaatine varmışlar, bu gibi
hallerde abdest almak - ihtilaftan kurtulmak için- müstahaptır, demişlerdir:
Bedevî olduğu
anlaşılan bir adam Resulü Ekrem (s.a.v.)'in huzuruna gelerek: Ya Resulallah!
Namazda cinsî uzvuna dokunan adam hakkında ne dersin? deyince, Resulü Ekrem
(s.a.v.):
«O, vücudundan
bir parça değil raidir?» buyurdu.
Tahric: Ebu
Davud, Tahare; Tirmizi, Tahare; İbn Mace, Tahare
Bu hadise göre,
cinsî organa dokunmak, vücudun herhangi bir yerine dokunmak gibidir; yani
abdesti bozmaz