SAHİH-İ MÜSLİM |
FİTNELER – KIYAMET ALAMETLERİ |
8 - باب
لا تقوم
الساعة حتى
يحسر الفرات
عن جبل من ذهب
8- FIRAT, ALTINDAN BİR DAĞ
ÜZERİNDEN ÇEKİLMEDİKÇE KIYAMET KOPMAYACAKTIR BABI
29 - (2894) حدثنا
قتيبة بن
سعيد. حدثنا
يعقوب (يعني
ابن عبدالرحمن
القاري) عن
سهيل، عن
أبيه، عن أبي
هريرة؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال "لا
تقوم الساعة
حتى يحسر
الفرات عن جبل
من ذهب. يقتتل الناس
عليه. فيقتل،
من كل مائة،
تسعة وتسعون. ويقول
كل رجل منهم:
لعلي أكون أنا
الذي أنجو".
7201-29/1- Bize Kuteybe
b. Said tahdis etti, bize Yakub -yani b. Abdurrahman el-Kari- Suheyl’DEN tahdis
etti, o babasından, o Ebu Hureyre’DEN rivayet ettiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Fırat, altından bir dağın
üzerinden çekilmedikçe kıyamet kopmayacaktır. İnsanlar onun üzerinde
savaşacaklar. Her yüz kişiden doksan dokuz kişi öldürülecek ve onlardan her bir
kişi de: Belki de kurtulacak olan kişi ben olurum diyecektir. "
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Fırat,
altından bir dağın üzerinden çekilmedikçe kıyamet kapmayacaktır. "
Buradaki "yehsira: çekilmedikçe" fiili ye harfi fethalı, sin harfi
kesrelidir. Suyu gideceği için çekilip açılması anlamındadır.
29-م - (2894)
وحدثني أمية
بن بسطام.
حدثنا يزيد بن
زريع. حدثنا
روح عن سهيل،
بهذا
الإسناد،
نحوه. وزاد:
فقال أبي: إن
رأيته فلا
تقربنه.
7202- .. ./2- Bana
Umeyye b. Bistam da tahdis etti, bize Yezid b. Zurey' tahdis etti, bize Ravh,
Suheyl’DEN bu isnad ile buna yakın olarak rivayet etti ve: Babam dedi ki: Eğer
onu görürsen sakın ona yaklaşma dedi ibaresini ekledi.
Yalnız Müslim rivayet etmiştir
30 - (2894) حدثنا
أبو مسعود،
سهل بن عثمان.
حدثنا عقبة بن
خالد
السكوني، عن
عبيدالله، عن
خبيب بن عبدالرحمن،
عن حفص بن
عاصم، عن أبي
هريرة قال
: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "يوشك
الفرات أن
يحسر عن كنز
من ذهب. فمن
حضره فلا يأخذ
منه شيئا".
7203-30/3- Bize Ebu
Mesud Sehl b. Osman tahdis etti, bize Ukbe b. Halid es-Seklini, Ubeydullah'dan
tahdis etti, o Hubeyb b. Abdurrahman'dan, o Hafs b. Asım'dan, o Ebu Hureyre'den
şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Fırat'ın altından bir hazinenin üzerinden çekileceği zaman pek yakındır.
Bu gerçekleşeceğinde hazır olan sakın ondan bir şey almasın" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
7119; Ebu Davud, 4313; Tırmizi, 12263, 13795
31 - (2894) حدثنا
سهل بن عثمان.
حدثنا عقبة بن
خالد عن عبيدالله،
عن أبي
الزناد، عن
عبدالرحمن
الأعرج، عن
أبي هريرة،
قال : قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "يوشك الفرات
أن يحسر عن
جبل من ذهب.
فمن حضره فلا
يأخذ منه شيئا".
7204-31/4- Bize Sehl b.
Osman tahdis etti ... Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Fırat'ın altın bir dağdan çekileceği zaman pek yakındır. Bu
esnada orada hazır bulunacak kimseler ondan hiçbir şeyalmasın"
buyurdu.
32 - (2895) حدثنا
أبو كامل،
فضيل بن حسين
وأبو معن
الرقاشي
(واللفظ لأبي
معن). قالا:
حدثنا خالد بن
الحارث. حدثنا
عبدالحميد بن
جعفر. أخبرني
أبي عن سليمان
بن يسار، عن
عبدالله بن
الحارث بن
نوفل. قال:
كنت
واقفا مع أبي
بن كعب. فقال:
لا يزال الناس
مختلفة
أعناقهم في
طلب الدنيا.
قلت: أجل. قال:
إني سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول "يوشك الفرات
أن يحسر عن
جبل من ذهب.
فإذا سمع به
الناس ساروا
إليه. فيقول
من عنده: لئن
تركن الناس يأخذون
منه ليذهبن به
كله. قال فيقتتلون
عليه. فيقتل،
من كل مائة،
تسعة وتسعون".
قال
أبو كامل في
حديثه: قال
وقفت أنا وأبي
بن كعب في ظل
أجم حسان.
7205-32/5- Bize Ebu
Kamil Fudayl b. Husayn ve Ebu Ma'n er-Rekaşi -lafız Ebu Ma'n'a ait olmak üzere-
tahdis edip dediler ki: Bize Halid b. el-Hfuis tahdis etti, bize Abdulhamid b.
Cafer tahdis etti, bana babam, Süleyman b. Yesar'dan haber verdi, o Abdullah b.
el-Haris b. Nevfel'den şöyle dediğini rivayet etti: Ubeyy b. Ka'b ile birlikte
duruyordum. O: İnsanların dünya talebi hususunda boyunları hep ihtilaflı
olacaktır. Ben evet öyle dedim. O şöyle dedi: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'i şöyle buyururken dinledim: "Altından bir dağın üzerinden
Fırat'ın çekilmesi yakındır. İnsanlar bunu işitecekleri zaman ona doğru
gidecekler. Onun yanında bulunanlar: Eğer insanların bundan almalarına müsaade
edecek olursak hepsi alınıp götürülecek diyecekler. Bu sebeple onun için
birbirleri ile savaşacaklar. Her yüz kişiden doksan dokuz kişi öldürülecek.
"
Ebu Kamil hadisinde dedi
ki: (Abdullah b. el-Hfuis) dedi ki: Ben ve Ubeyy b. Ka'b, Hassan'ın kalesinin
gölgesinde durdum dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: "Hassan'ın
kalesinin gölgesinde" buradaki "ucum: kale" ötreli hemze ve
ötreli cim iledir. Kale demek olup çoğulu acam diye gelir. Tıpkı urumun
çoğulunun atam diye gelmesi gibidir. Vezni de manası da aynıdır.
"Dünyaya talib
olmak hususunda insanların boyunları hep ihtilaf edecektir." İlim adamları
der ki: Burada boyunlardan kasıt başkanlar ve büyük şahsiyetlerdir. Cemaatler
olduğu da söylenmiştir. Kadı Iyaz dedi ki: Özellikle boyunların sahiplerinden
de (insanlardan) söz edildiğine göre bizzat boyunların kendilerinin kastedilmiş
olma ihtimali vardır. Çünkü bir şeye bakmak ve eşyaya göz dikip onu görmek
istemek onlar{ın hareket ettirilmesi) ile olur.
33 - (2896) حدثنا
عبيدالله بن
يعيش وإسحاق
بن إبراهيم (واللفظ
لعبيد). قالا:
حدثنا يحيى بن
آدم بن سليمان،
مولى خالد بن
خالد. حدثنا
زهير عن سهيل بن
أبي صالح، عن
أبيه، عن أبي
هريرة، قال
: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "منعت
العراق
درهمها
وقفيزها.
ومنعت الشام
مديها ودينارها.
ومنعت مصر
إردبها
ودينارها.
وعدتم من حيث
بدأتم. وعدتم
من حيث بدأتم.
وعدتم من حيث
بدأتم". شهد
على ذلك لحم
أبي هريرة
ودمه.
7206-33/6- Bize Ubeyd b.
Yaiş ve İshak b. İbrahim -lafız Ubeyd'e ait olmak üzere- tahdis edip dedi ki:
Bize Halid b. Halid'in azadlısı Yahya b. Adem b. Süleyman tahdis etti, bize
Zuheyr, Suheyl b. Ebu Salih’DEN tahdis etti, o babasından, o Ebu Hureyre’DEN
şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurdu: "Irak dirhemini ve kafizini men edecektir. Şam da müddünü ve
dinarını men edecektir. Mısır da irdebini ve dinarını men edecektir. Siz de
başladığınız yere döneceksiniz. Başladığınız yere döneceksiniz. Başladığınız
yere döneceksiniz." Buna Ebu Hureyre'nin eti de kanı da şahittir.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3025
AÇIKLAMA: "Irak
dirhemini ve kafizini men edecek. .. başladığınız yere döneceksiniz."
Kafiz Irak ahalisi tarafından bilinen bir ölçektir. Ezheri dedi ki: Kafiz sekiz
mekkukdür. Bir mekkuk da bir buçuk sa' dır. O da beş keylece gelir.
Mudi ise Şam ahalisinin
bilinen bir ölçeğidir.
İlim adamları der ki: On
beş mekkuk alır. İrdeb ise Mısırlıların bilinen bir ölçeğidir. el-Ezheri ve
diğerleri dedi ki: yirmi dört sa' alır.
"Irak. .. ve
diğerleri men etti" sözlerinin anlamı hususunda ise meşhur iki görüş
bulunmaktadır:
1. Bunlardan birisine
göre müslüman olacakları için cizye yükümlülüğü üzerlerinden düşecektir. Bu
gerçekleşmiş bulunmaktadır.
2. Daha meşhur olan
görüşe göre anlamı şudur: Acemler ve Rumlar ahir zamanda İslam topraklarını
istila edecekler ve böylelikle bu gelirlerin müslümanlara ulaşmasını
engelleyecekler. Müslim bu hadisi bir kaç yaprak sonra (7244) Cabir'den şöyle
dedi diye rivayet etmiş bulunmaktadır: "Onlara bir tek kafizin ve dirhemin
dahi toplanmayacağı zaman yakındır. Biz:
Bu nereden olacak dedik.
O: Acemler tarafından. Bunu engelleyeceklerdir" dedi ve RumIarın bunu
Şam'da aynı şekilde engelleyeceklerini zikretti. Bu husus zamanımızda Irak'da
görüldü. Şu anda da mevcuttur. Denildiğine göre bunun sebebi ahir zamanda irtidad
edecek olmaları ve yerine getirmekle yükümlü oldukları zekatı ve başka
yükümlülükleri vermeyecekleridir. Bir diğer görüşe göre bunun anlamı şudur:
Cizye ile yükümlü olan kafirlerin gücü ahir zamanda artacak ve böylelikle
ödedikleri cizye haraç ve diğer yükümlülükleri vermeyeceklerdir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Başladığınız yere döneceksiniZ" buyruğu da
başka hadisteki: "İslam garib başladı ve başladığı gibi dönecektir"
hadisi ile aynı anlamdadır. Bunun şerhi ise İman Kitabı'nda geçmiş bulunuyor.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
9-
KONSTANTİNİYYENİN FETHİ, DECCAL'İN ÇIKIŞI, MERYEM OĞLU İSA'NIN İNİŞİ HAKKINDA
BİR BAB