SAHİH-İ MÜSLİM

ZİKİR DUA TEVBE İSTİĞFAR

 

5- ALLAH'A KAVUŞMAYI SEVENE ALLAH DA KAVUŞMAYI SEVER, ALLAH'A KAVUŞMAKTAN HOŞLANMAYANLA ALLAH DA KAVUŞMAKTAN HOŞLANMAZ BABI

 

6761-14/1- Bize Heddad b. Halid tahdis etti, bize Hemmam iahdis etti, bize Katade, Enes b. Malik'den tahdis etti, o Ubade b. es-Samit'den rivayet ettiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah'a kavuşmayı sevene Allah da kavuşmayı sever, Allah'a kavuşmaktan hoşlanmayanla Allah da kavuşmaktan hoşlanmaz" buyurdu. 

 

Diğer tahric: Buhari, 6507; Tirmizi, 1066, 2309; Nesai, 1835 1836

 

 

 

6762- .. ./2- Bize Muhammed b. el-Müsenna ve İbn Beşşar da tahdis edip dedi ki: Bize Muhammed b. Cafer tahdis etti, bize Şu'be, Katade'den şöyle dediğini tahdis etti: Enes b. Malik'i, Ubade b. es-Samit'den tahdis ederken dinledim, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynısını rivayet etti.

 

 

 

6763-15/3- Bize Muhammed b. Abdillah er-Ruzzi tahdis etti, bize Halid b. el-Haris el-Huceymi tahdis etti, bize Said, Katade'den tahdis etti, o Zünıre'den, o Sa'd b. Hişam'dan, O Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Allah'a kavuşmayı sevene Allah da kavuşmayı sever, Allah'a kavuşmaktan hoşlanmayanla Allah da kavuşmaktan hoşlanmaz." Bu sefer ben: Ey Allah'ın Nebisi! Ölümden hoşlanmamak mı, hepimiz ölümden hoşlanmıyoruz, dedim. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Öyle değil ama mümine Allah'ın rahmeti, rızası ve cenneti müjdelendiği zaman o da Allah'a kavuşmayz sever, Allah da ona kavuşmayı sever. Kafire de Allah'ın azabz ve gazabı müjdesi verilince Allah'a kavuşmaktan hoşlanmaz, Allah da ona kavuşmaktan hoşlanmaz."

 

Diğer tahric: Buhari, 6507 -muallak olarak-; Tirmizi, 1067; Nesai, 1837; İbn Mace, 4264;

 

 

 

6764- .. ./4- Bunu bize Muhammed b. Beşşar da tahdis etti, bize Muhammed b. Bekr tahdis etti, bize Said, Katade’DEN bu isnad ile tahdis etti.

 

 

 

6765-16/5- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe tahdis etti, bize Ali b. Mushir, Zekeriyya'dan tahdis etti, o Şa'bi'den, o Şureyh b. Hani'den, o Aişe'den şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'a kavuşmayı seven ile Allah da kavuşmayı sever. Allah'a kavuşmaktan hoşlanmayan la Allah da kavuşmaktan hoşlanmaz. Ölüm ise Allah'a kavuşmadan öncedir" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

6766- .. ./6- Bunu bize İshak b. İbrahim tahdis etti, bize İsa b. Yunus haber verdi, bize Zekeriyya, Amir'den tahdis etti, bana Şureyh b. Hani'nin tahdis ettiğine göre Aişe (r.anha) kendisine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu tahdis etti deyip aynısını rivayet etti.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

 

6767-17/7- Bize Said b. Amr el-Eş'asi tahdis etti, bize Abser, Mutarrif'den haber verdi, o Amir'den, o Şureyh b. Hani'den, o Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'a kavuşmayı sevenle Allah da kavuşmayı sever. Allah'a kavuşmaktan hoşlanmayan la Allah da kavuşmaktan hoşlanmaz" buyurdu. (Şureyh b. Hani) dedi: Bunun üzerine Aişe'ye gidip: Müminlerin annesi Ebu Hureyre'yi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bir hadis zikrederken dinledim. Eğer durum dediği gibi ise helak olduk demektir dedim. Aişe: Şüphesiz helak olmuş kişi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sözü ile helak olan kişidir. O dediğin nedir deyince (Şureyh) dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Allah'a kavuşmayı sevenle Allah da kavuşmayı sever, Allah'a kavuşmaktan hoşlanmayan la Allah da kavuşmaktan hoşlanmaz" buyurdu. Bununla birlikte bizden ölümden hoşlanmayan hiçbir kimse yoktur dedi. Aişe dedi ki: Evet, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu söylemiş olmakla birlikte senin anladığın gibi değildir. Ama göz yukanya baktığı, göğüs nefes alıp verdiği, tüyler diken diken olduğu, parmaklar yumulduğu zaman işte o vakitte Allah'a kavuşmayı sevenle Allah da kavuşmayı sever. Allah ile kavuşmaktan hoşlanmayanla Allah da kavuşmaktan hoşlanmaz.

 

Diğer tahric: Nesai, 1733

 

 

 

6768- .. ./8- Bunu bize İshak b. İbrahim el-Hanzali de tahdis etti, bana Cem, Mutarrif’DEN bu isnad ile Abser'in hadisine yakın olarak haber verdi.

 

 

 

6769-18/9- Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, Ebu Amir el-Eş' arı ve Ebu Kureyb tahdis edip dedi ki: Bize Ebu Üsame, Bureyd’DEN tahdis etti, o Ebu Burde'den, o Ebu Musa'dan, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den şöyle buyurduğunu rivayet etti: ''Allah'a kavuşmayı seven ile Allah da kavuşmayı sever, Allah'a kavuşmaktan hoşlanmayanla Allah da kavuşmaktan hoşlanmaz" buyurduğunu rivayet etti. 

 

 

Diğer tahric: Buhari, 6508

 

AÇIKLAMA:          (6761) "Bize Heddab tahdis etti..." Bu isnad ile ve bundan sonraki isnaddaki ravilerin tamamı -Şam'lı olan Ubade es-Samit dışında- hepsi Basralı' dır.

 

(6763) "Allah'a kavuşmayı sevene Allah da kavuşmayı sever ... Aişe dedi ki: ... Allah da oha kavuşmaktan hoşlanmaz." Bu hadisin son kısmı baş tarafını açıklamakta, bu şekilde gelmiş: ''Allah'a kavuşmayı seven ve Allah'a kavuşmaktan hoşlanmayan" diğer mutlak hadislerden ne kastedildiğini de Beyan etmektedir.

 

Hadisin anlamı şudur: itibar olunan hoşlanmayış, tevbenin ve başka amelin kabul olunmayacağı ruhun teslim edilmesi halindeki hoşlanmayıştır. Çünkü o vakit her bir insana nereye varacağının ve onun için neler hazırlandığının müjdesi verilir ve bu gerçek ona açıkça gösterilir. Bu sebeple mutlu ve bahtiyar kimseler ölümü ve Allah'a kavuşmayı severler. Çünkü böylelikle Allah'ın kendileri için hazırlamış olduklarına intikal edecekler. Allah da onlara kavuşmayı sever. Yani onlara bol bol bağışlarda bulunur, lütuf ve ihsanlarda bulunur. Bedbaht kimseler ise gidecekleri yerin kötülüğünü öğrenmiş olduklarından ötürü ona kavuşmaktan hoşlanmazlar. Allah da onlara kavuşmaktan hoşlanmaz. Yani onları rahmetinden, lütuf ve ihsanından uzaklaştırır ve bunları onlara vermek istemez. Şanı Yüce Allah'ın onlara kavuşmaktan hoşlanmayışının anlamı budur. Yoksa hadis, yüce Allah'ın onlara kavuşmaktan hoşlanmayışının sebebi onların bu karşılaşmadan hoşlanmayışları değildir. Diğerlerine kavuşmayı sevmesi de onların bu kavuşmayı sevmelerinden dolayı değildir. Aksine bu onların sahip oldukları bir niteliktir.

 

(6767) "Göz yukarıya baktı, göğüs nefes alıp verdiği, tüylerin kalktığı, parmakların yumulduğu zaman"a gelince "şehasa: yukarıya baktı" kelimesinde şin ve hı harfleri fethalıdır. Bu da göz kapaklarının yukarı doğru kalkması ve keskin nazarla bakmak demektir. Haşrece (göğsün nefes alıp vermesi) ise nefesin göğüste gidip gelmesi demektir. "İkşi'dır: deri tüylerinin kalkması" demektir. Parmakların "teşennücü" ise yumulması, kapanması anlamındadır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

6- ZİKRİN, DUA'NIN VE YÜCE ALLAH'A YAKINLAŞMANIN FAZİLETİ BABI