SAHİH-İ MÜSLİM

SAHABE

 

8- HASAN VE HÜSEYİN (R.A.)'IN FAZİLETLERİ BABI

 

6206-56/1- Bana Ahmed b. Hanbel tahdis etti, bize Süfyan b. Uyeyne tahdis etti, bize Ubeydullah b. Ebu Yezid, Nafi' b. Cubeyr’DEN tahdis etti, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den Hasan'a: ''Allah'ım, onu ben gerçekten seviyorum. Sen de onu sev, onu sevenleri de sev" diye dua etti.

 

Diğer tahric: Buhari, 2122 -uzunca-, 5884 -uzunca-; İbn Mace, 142

 

 

 

6207-57/2- Bize İbn Ebu Ömer tahdis etti ... Ebu Hureyre dedi ki:

Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte günün bir vaktinde dışarı çıktım. O da benimle konuşmadı ben de O'nunla konuşmadım. Nihayet Kaynukaoğulları pazarına geldi sonra gitti. Derken Fatıma (radıyallahu anha)'nın evine geldi ve -Hasan'ı kastederek-: "O ufaklık burada mı, o ufaklık burada mı" buyurdu. Anladık ki annesi onu yıkayıp temizlemek ve ona hoş kokan şeylerden bir gerdanlık giydirmek için alıkoyduğunu anladık. Çok geçmeden koşarak geldi ve onların her biri diğerinin boynuna sarıldı. Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de: "Allah'ım, bunu ben gerçekten seviyorum. Sen de onu sev, onu seveni de sev" buyurdu.

 

 

 

6208-58/3- Bize Ubeydullah b. Muaz tahdis etti... Bize el-Bera b. Azib tahdis edip dedi ki: Ben, Ali'nin oğlu Hasan'ı Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in omuzunda gördüm, bu arada: ''Allah'ım, gerçekten onu ben seviyorum, sen de onu sev" buyuruyordu.

 

Diğer tahric: Buhari, 3749; Tirmizi, 2782, 2783;

 

 

 

6209-59/4- Bize Muhammed b. Beşşar ve Ebu Bekr b. Nafi tahdis etti, İbn Nafi dedi ki: Bize Gunder tahdis etti ... el-Bera dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Ali'nin oğlu Hasan'ı omuzunun üzerine koymuş olduğunu gördüm. Bu arada O: ''Allah'ım, onu gerçekten seviyorum, sen de onu sev" diyordu.

 

 

AÇIKLAMA:          (6206) Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Hasan'a: "Allah'ım, şüphesiz ki ben onu seviyorum. Sen de onu sev, onu sevenleri de sev" buyruğunda onu sevmek teşvik edilmekte, fazileti (radıyallahu anh) Beyan edilmektedir.

 

(6207) "Günün bir bölümünde ... " Hadisteki "günün bir bölümünde"

ibaresinden kasıt günün bir vaktinde, bir diliminde demektir.

Kaynuka kelimesinde nun harfi ötreli de fethalı da (Kaynaka) ve kesreli

de (Kaynika) diye söylenir. Daha önce defalarca geçti.

Burada "leka" den kasıt küçük, ufaklık demektir.

 

"Hiba" ise sonu medli olarak ev demektir. (Falıma'nın evi).

Sin harfi kesreli olarak "sihab"in çoğulu "suhub" gelir. Bu da karanfil, misk, öd ve buna benzer hoş koku karışımlarından tesbih şeklinde yapılan ve erkek ve kız çocuklar için gerdanlık olarak takılana denilir.

 

Bunun içinde boncuklarının hareket halinde ses çıkarması dolayısı ile "sihab" diye adlandırılan boncuk dizilmiş ip olduğu da söylenmiştir. Bu da sin harfi fethalı olarak "sehab" den gelmektedir. Sad harfi ile de "sahad" de kullanılır ki seslerin birbirine karışması anlamındadır.

 

Bu hadiste erkek çocuklara gerdanlık (kolye), hoş koku karışımından yapılmış ve benzeri süs eşyalarının takılmasının caiz olduğu hükmü anlaşıldığı gibi çocukların temiz tutulması ve temizlenmesinin özellikle de fazilet ehli ile karşılaşmaları halinde müstehap olduğu ve mutlak olarak temizliğin her durumda müstehap olduğu da anlaşılmaktadır.

 

"Koşarak geldi ve her biri diğerinin boynuna sarıldı." Burada çocuğa merhamet ve iyi davranmak maksadıyla iyi davranıp şakalaşmanın müstehap olduğu, çocuklara da başkalarına karşı da alçakgönüllü davranmanın da müstehap olduğu hükmü anlaşılmaktadır.

 

İlim adamları, erkeğin yolculuktan gelen bir başka erkeğin boynuna sarılmasının hükmü hakkında ihtilaf etmişlerdir. Malik bunu mekruh görmüş ve bid'attir derken Süfyan ve başkaları bunu müstehap kabul etmişlerdir. Çoğunluğun ve muhakkiklerin kabul ettiği sahih kanaat budur. Bu mesele hakkında Malik ve Süfyan birbirleri ile tarhşmış, Süfyan, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Cafer'in geldiği esnada boynuna sarıldığını delil göstermiş, Malik:

 

O O'na özeldir demesi üzerine Süfyan'ın: Delil olmadan bunu özelleştiren (tahsis ettiren) nedir deyince Malik susup cevap vermemiştir.

 

Kadı Iyaz dedi ki: Malik'in susması onun Süfyan'ın sözünü kabul edip, onu uygun bulduğuna delildir. Özelleştirki delil bulunmadıkça da doğrusu da budur.

 

(6208) "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i Ali'nin oğlu Hasan'ı omuzuna koymuş gördüm." Atik (omuz) boyun ile omuz başı arasıdır.

 

Hadisten, çocuklar ile şakalaşmanın, onlara merhamet gösterip onların tenlerine temas etmenin, çocuğun yüzündeki ve benzeri vücudunun başka yerlerindeki nemlerin necis olduğu kesin olarak bilinmedikçe temiz olduğunun delilidir. Ayrıca seleften bunlardan kendilerini koruduklarına dair bir nakil gelmediği gibi esasen çocuklarda çoğunlukla bu gibi haller görülen bir husustur.

 

 

 

 

6210-60/5- Bana Abdullah b. er-Rumi el-Yemami ve Abbas b. Abdulazim el-Anberi tahdis edip dedi ki: Bize Nadr b. Muhammed tahdis etti, bize İkrime -ki o b. Ammar'dır- tahdis etti, bize İyaz babasından şöyle dediğini tahdis etti. Ben, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in katırı eş-Şehba'yı üzerinde Allah'ın Nebisi (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Hasan ve Hüseyin de bulunduğu halde onları Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in hücresinin içine sokuncaya kadar çektim. Biri önünde diğeri de arkasında idi.

 

 

Diğer tahric: Tirmizi, 2775

 

AÇIKLAMA:          "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in katırı eş-Şehba'yı..." hadiste bineğin gücünün yetmesi halinde ona üç kişi binmesinin caiz olduğunadelil vardır. Bizim de genel olarak bütün ilim adamlarının da görüşü budur. Kadı Iyaz ise kimi ilim adamından bunun mutlak olarak yasak olduğunu nakletmiştir. Ama bu kanaatte tutarsızdır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

9- NEBİ (S.A.V.)'İN EHL-İ BEYTİNİN FAZİLETLERİ BABI