SAHİH-İ MÜSLİM |
TIB |
23/8- KUR'AN VE ZİKİR
İLE YAPILAN RUKYEYE KARŞILIK ÜCRET ALMANIN CAİZ OLDUĞU BABI
5697-65/1- Bize Yahya b.
Yahya et-Temimi tahdis etti, bize Huşeyn, Ebu Bişr'den haber verdi, o
Ebu'l-Mütevekkil'den, o Ebu Said el-Hudri'den rivayet ettiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ashabından bazı kimseler bir seferde idiler.
Arap kabilelerinden bir kabileye yolları uğradı. Kendilerini misafir etmelerini
istedilerse de onları misafir etmeyi kabul etmediler. Sonra onlara: Aranızda
rukye yapan var mı? Çünkü kabilemizin efendisini zehirli bir hayvan soktu yahut
o bir hastalığa yakalandı dediler. Aralarından bir adam: Evet var deyip kabile
reisinin yanına gitti ve ona Fatihatül kitabı okudu. Adam da iyileşince bir
sürü koyun verdi. Onu kabul etmek istemedi ve: Bunu Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e söylemeden (almam) dedi. Sonra Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e gelip bu hususu Ona söyleyip:
Ey Allah'ın Rasulü!
Allah'a yemin ederim ki ancak Fatihatül Kitabı okuyarak rukye yaptım dedi. O
tebessüm ederek: "Onun bir rukye olduğunu sana ne bildirmişti"
buyurdu. Sonra da: "Onlardan (sürüyü) alın ve bana da sizinle birlikte bir
payayırın" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
2276, 5749; Ebu Davud, 3900, 3418; Tirmizi, 2063, 2064; İbn Mace, 2156, 2157
5698- .. ./2- Bize
Muhammed b. Beşşar ve Ebu Bekr b. Nafi, ikisi Gunder'den tahdis etti, o
Muhammed b. Cafer'den, o Şu'be'den, o Ebu Bişr'den bu isnad ile rivayet etti ve
hadiste: Ummul Kur'an'ı (Fatihayı) okumaya ve tükürüğünü toplayıp hafifçe
tükürür gibi üflemeye koyuldu, adam da iyileşti dedi.
5699-66/3- Bize Ebu Bekr
b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Yezid b. Harun tahdis etti, bize Hişam b.
Hassan, Muhammed b. Sirin'den haber verdi, o kardeşi Mabed b. Sirin'den, o Ebu
Said el-Hudri (r.a.)'dan şöyle dediğini rivayet etti: Bir yerde konakladık.
Bize bir kadın gelerek: Kabilenin efendisi Selim'dir. Onu zehirli bir hayvan
soktu. Aranızda rukye yapan var mı dedi. O kadınla birlikte aramızdan bir adam
kalktı. Onun güzel bir şekilde rukye yaptığını düşünmüyorduk. Ona Fatihatü!
Kitabı okudu ve iyileşince ona bir miktar koyun verdiler ve bize içmek üzere
süt verdiler. Biz: Sen güzel bir şekilde bir rukye yapmayı beceriyor muydu n
dedik. O: Ben ona sadece Fatihatül kitabı okuyarak rukye yaptım dedi. Bunun
üzerine ben: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanına gidinceye kadar
bunları yerinden hareket ettirmeyin dedim. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e
gittik ve bunu Ona söyleyince O: "Onun bir rukye olduğunu nereden biliyordun.
Paylaştırm ve sizinle birlikte bana da bir payayırın" buyurdu.
Diğer tahric: Buhari,
5007; Ebu Davud, 3419
5700- .. ./4- Bana
Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti, bize Vehb b. Cerir tahdis etti, bize
Hişam bu isnad ile buna yakın olarak tahdis etti. Ancak o: Aramızdan rukye
yaptığını hiç sanmadığımız bir adam o kadınla birlikte kalktı dedi.
AÇIKLAMA: Bu babta
Ebu Said el-Hudri (r.a.)'ın rivayet ettiği "kabilenin efendisine bir
adamın rukye okuduğuna dair hadisi yer almaktadır. Aslında bu rukyeyi okuyan
kişi hadisi rivayet eden Ebu Said el-Hudri'nin kendisidir. Müslim’DEN başka bir
kaynakta yer alan başka bir rivayette böylece açıklanmış olarak gelmiştir.
"Bir sürü koyun
verdi." Kati': Koyun türünden ve koyundan başka türden bir bölüm demektir.
Dil bilginleri der ki: Kati' çoğunlukla on ile kırk arası hakkında kullanılır.
Onbeş ile yirmibeş hakkında kullanıldığı da söylenmiştir. Çoğulu ekta', ektia,
kitan, kita ve ekati olarak gelir. Hadisin çoğulunun ehadis gelmesi gibi. Bu
hadiste sözü geçen kati (sürü)den maksat ise otuz koyundur. Çünkü bu şekilde
beyan edilmiş olarak gelmiştir.
"Onun bir rukye
olduğunu sana ne bildirdi" burada Fatiha'nın bir rukye olduğu ve zehirli
bir hayvan tarafından sokulmuş kimseye, hastaya ve çeşitli hastalık ve musibete
uğramış başkalarına Fatiha'yı okumanın müstehap olduğu anlaşılmaktadır.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) 'in (5697) "onlardan alın ve sizinle birlikte bana da
bir payayırın" buyruğu Fatiha ve zikir okuyarak rukye karşılığında ücret
almanın caiz olduğunu ve herhangi bir kerahat sözkonusu olmaksızın bu ücretin
helal olduğunu açıkça ifade etmektedir. Kur'an-ı Kerim öğretmek karşılığında
ücret almak da böyledir. Şafii, Malik, Ahmed, İshak, Ebu Sevr ve seleften de
onlardan sonrakiler arasından da başkalarının görüşü de budur. Ebu Hanife ise
Kur'an öğretmek karşılığında ücret almayı kabul etmezken rukye sebebi ile caiz
kabul etmiştir.
"Sizinle birlikte
bana da bir payayırın" diğer rivayette: (5699) "paylaştırın ve
sizinle birlikte bana da bir payayırın" buyruğuna gelince böyle bir
paylaştırma insaf, bağış, arkadaşları ve yol arkadaşlarını kollayıp gözetlemek
kabilindendir. Yoksa aslında bütün koyunlar rukye okuyanın mülküdür, özel
olarak ona aittir. Anlaşmazlık halinde diğerlerinin bir hakkı yoktur. Rukyeyi
okuyan kişi bir bağış, bir cömertlik ve bir insaniyet olmak üzere onlarla
paylaşmayı kabul etmiştir.
"Bana da bir
payayırın" buyruğunu da onların gönüllerini hoş etmek için ayrıca bunun
şüphe sözkonusu olmamak üzere helal olduğunu onlara öğretmekte, işi ileriye
götürmek için söylemiştir. Nitekim Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
anber balığı ile ilgili hadiste de, yaban eşe ği ile ilgili Ebu Katade
hadisinde de aynı şeyi yapmıştır. (5698) "Tükürüğünü topluyor ve tükürük
çıkarmadan üflüyordu." Yetfilu (tükürük çıkarmadan üflemek) fe harfi
ötreli ve kesreli (yetfilu) diye okunur. İlim adamlarının tefl ve nefs
hakkındaki açıklamaları daha önce geçti.
(5699) "Kabilenin
efendisi (reisi) Selim'dir." Yani zehirli bir hayvan tarafından sokulmuştur.
Ona Selim denilmesi selamet bulmasını tefeül yolu ile ümit ettiklerini anlatmak
içindir diye açıklamışlardır. Onun karşı karşıya kaldığı duruma teslimiyet
göstermiş olduğu için böyle denildiği de söylenmiştir.
(5700) "Onun rukye
yaptığını sanmazdık." Ne'binu fiili de bundan önceki rivayette geçtiği
gibi sanmak anlamındadır. Ama bu lafız çoğunlukla itham etmek anlamında
kullanılır. Burada ise zikrettiğimiz gibi zannetmek kastedilmiştir. Allah en
iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
24/9- DUA ETMEKLE
BİRLİKTE AĞRININ OLDUĞU YERE ELİNİ KOYMANIN MÜSTEHAP OLDUĞU BABI