SAHİH-İ MÜSLİM |
HAC |
(43) باب
بيان أن السعي
بين الصفا
والمروة ركن
لا يصح الحج
إلا به
43- SAFA İLE MERVE
ARASINDA SA'Y ETMEK O OLMAKSIZIN HACCIN SAHİH OLMAYACAĞI BİR RÜKÜN OLDUĞUNUN
BEYANI BABI
Ashab, tabiin ve
onlardan sonraki ilim adamlarının büyük çoğunluğunun görüşüne göre Safa ile
Merve arasında sa'y etmek haccın rükünlerinden birisidir. Bu sa'y olmadan hacc
sahih olmaz, kurban kesmek ile de başka bir şey ile de telafi edilemez.
Bu görüş sahipleri
arasında Malik, Şafii, Ahmed, İshak ve Ebu Sevr de vardır. Seleften bazıları
ise bu bir tatavvudur demişlerdir. Ebu Hanife ise bir vaciptir, eğer onu terk
edecek olursa asi olur ve kurban keserek onu telafi eder, haccı da sahih olur
demiştir.
Cumhurun delili Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in sa'y etmesi ve: "Hacc ibadetinizi benden
öğreniniz" buyurmuş olmasıdır. Meşru olan bir tek sa'y yapmaktır. Daha
faziletli olan da bu say' ın Kudum tavafından sonra yapılmasıdır. İfada
tavafından sonrasına geciktirilmesi de caizdir.
259 - (1277) حدثنا
يحيى بن يحيى.
حدثنا أبو
معاوية عن
هشام بن عروة،
عن أبيه، عن
عائشة. قال
قلت لها: إني لأظن
رجلا
لولم يطف بين
الصفا
والمروة، ما
ضره. قالت: لم ؟
قلت: لأن الله
تعالى يقول:
إن الصفا
والمروة من
شعائر الله [2
/البقرة/
الآية 178]. إلى
آخر الآية.
فقالت:
ما أتم الله
حج امرئ ولا عمرته لم
يطف بين الصفا
والمروة. ولو
كان كما تقول
لكان: فلا
جناح عليه أن
لا يطوّف
بهما. وهل
تدري فيما كان
ذاك ؟ إنما
كان ذاك أن
الأنصار
كانوا يهلون
في الجاهلية
لصنمين على شط
البحر. يقال لهما
إساف ونائلة.
ثم يجيئون
فيطوفون بين
الصفا والروة.
ثم يحلقون.
فلما جاء الإسلام
كرهوا أن
يطوفوا
بينهما. للذي
كانوا يصنعون
في الجاهلية.
قالت: فأنزل
الله عز وجل:
إن الصفا
والمروة من
شعائر الله.
إلى آخرها.
قالت: فطافوا.
3068-259/1- Bize Yahya
b. Yahya da tahdis etti, bize Ebu Muaviye', Hişam b. Urve'den tahdis etti, o
babasından, o Aişe'den rivayet ettiğine göre (Urve) dedi ki: Aişe'ye: Ben eğer
bir adam Safa ile Merve arasında tavaf etmeyecek olursa bunun ona bir zararı
olmaz diye düşünüyorum dedim.
Aişe (radıyallahu anha):
Neden dedi. Ben: Çünkü yüce Allah: "Muhakkak Safa ile Merve Allah'ın
şeairinden {alametlerinden)dir. .. " (Bakara, 158) buyuruyor dedim.
O şöyle dedi: Safa ile Merve
arasında tavaf yapmayan bir kimsenin Allah haccını da umresini de tamama
erdirmez. Eğer senin dediğin gibi olsaydı (ayet): "Her ikisi arasında
tavaf etmemesinde onun için bir sakınca yoktur'' şeklinde olmalıydı. Hem bu
neyin hakkında idi biliyor musun? Ensar cahiliye döneminde deniz kıyısında iki
put adını anarak ihrama giriyorlar. Bunlara İsaf ve Laile deniliyordu. Sonra
gelip Safa ile Merve arasında tavaf ediyor, sonra traş oluyorlardı. İslam
gelince cahiliye döneminde yaptıkları sebebiyle Safa ile Merve arasında tavaf
etmekten hoşlanmadılar. (Devamla) dedi ki: Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah:
"Muhakkak Safa ile Merve Allah'ın şiarlarındandır. .. " ayetini
sonuna kadar indirdi. Bunun üzerine onlar da (Safa ile Merve arasında) tavaf
ettiler.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: (3068)
"Urve'nin sa'y etmek vacip değildir, çünkü yüce Allah: "Her ikisi
arasında tavaf etmesinde ona bir vebal yoktur" (Bakara, 158) buyurmaktadır
sözüne karşılık Aişe (r.anha)'nın bunu kabul etmeyerek, o olmadan haccın
tamamlanmayacağmı söylemesi, eğer ey Urve senin dediğin gibi olsaydı o taktirde
ayeti kerimenin: "Her ikisi arasında tavaf etmemesinde bir vebal
yoktur" denilmesi gerekirdi şeklindeki cevabı ile ilgili olarak ilim
adamları şunu söylemişlerdir:
İşte bu Aişe
(r.anha)'nın bilgisinin, incelikleri kuşatacak kadar derin, anlayışının da
keskin, lafızların inceliklerini de büyük çapta bildiğini göstermektedir. Çünkü
ayet-i kerimenin lafzı her ikisi arasında tavaf eden kimseye vebal olmayacağına
delildir. Ayette say'ın vacip olmadığına da vacip oluşuna da bir delalet
bulunmamaktadır. Aişe (radıyallahu anha) ona ayet-i kerimede say' ın vücubuna
da vacip olmadığına da delalet bulunmadığını
haber verdi ve ayet-i kerimenin nüzul sebebini ve ayet-i kerimenin
lafızlarının bu şekilde olmasının hikmetini ona açıklamış, ayet-i kerimenin
Ensar hakkında İslam geldikten sonra Safa ile Merve arasında sa'y etmekten
çekinmeleri hakkında indiğini ve: Ey Urve! Senin anladığın gibi olsaydı ayetin:
"İkisi arasında tavaf etmemesinde onun üzerinde bir vebal yoktur"
şeklinde olması gerektiğini açıklamıştır. Fiil vacip olmakla birlikte insan o
fiilin özel bir şekilde gerçekleştirilmesinin sözkonusu olmayacağına da
inanabilir. Öğle namazını kaza etmesi gereken bir kimsenin güneş batarken onu
kaza etmesinin caiz olmadığını düşünen kişi gibi. Bu, bunun hükmünü sorunca ona
cevap olarak: Bu vakitte kılmanda senin için bir vebal yoktur denilir. Böyle
bir cevap o kişiye verilmiş doğru bir cevaptır ama bundan öğle namazının vacip
olmamasını gerektiren bir mana çıkmaz.
"Bunun neden
olduğunu biliyor musun ... deniz kıyısında İsaf ve Naile adında iki putları
vardı..." Kadı Iyaz dedi ki: Bu rivayette bu şekildedir. Oysa bu
yanlıştır. Doğrusu bu babta diğer rivayetlerde geldiği gibi "onlar Menat putu
için telbiye getirip ihrama giriyorlardı" şekli ve diğer rivayette
''Müşellel'deki Menat tağutuna telbiye getiriyorlardı" şeklidir. Bilinen
budur .
Menat, Amr b. Luhayy'ın
deniz tarafında Kudeyd'e bitişik diktiği bir put idi. Nitekim bu hadisin Muvatta'da
yer alan kısmı böylece açıklanmıştır. Ezd ile Gassanlılar da hacc için onun
adını anarak ihrama girerlerdi. İbnu'l-Kelbi dedi ki: Menat, Kudeyd denilen
yerde Huzeylilere ait bir kayadır. İsaf ve Naile ise hiçbir zaman deniz
tarafında bulunmamışlardır. Bunlar denildiğine göre bir kadın ve bir erkek
imiş. Erkeğin adı Asaf b. Beka idi. İbn Amr olduğu da söylenir. Kadının adı ise
Zi'b kızı Naile idi. Sehl kızı olduğu da söylenir. Yine denildiğine göre bunlar
Cürhümlü olup Kabe'nin içinde zina etmişler, Allah da onları iki taş haline
getirmiş, insanlar onlardan ibret alıp öğüt alsınlar diye Kabe'nin yanında -bir
görüşe göre Safa ile Merve üzerinde- dikilmişler. Sonra Kusay b. Kilab bunların
birisini Kabe'ye bitişik, diğerini Zemzeme bitişik bir yere koymuştu. Onları
Zemzemin yakınına yerleştirip yanlarında kurban kestiği, onlara ibadet
edilmesini emrettiği de söylenir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mekke'yi
fethedince bu iki putu da kır(dır)mıştı.
Kadı Iyaz'ın
açıklamaları burada sona ermektedir.
360 - (1277) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا أبو
أسامة. حدثنا
هشام بن عروة.
أخبرني أبي.
قال: قلت
لعائشة:
ما
أرى علي جناحا
أن لا أتطوّف
بين الصفا
والمروة.
قالت: لم ؟ قلت:
لأن الله عز
وجل يقول: إن
الصفا
والمروة من
شعائر الله
الآية. فقالت:
لو كان كما
تقول، لكان:
فلا جناح عليه
أن لا يطوّف
بهما. إنما أنزل
هذا في أناس
من الأنصار.
كانوا إذا
أهلوا، أهلوا
لمناة في
الجاهلية. فلا
يحل لهم أن
يطوّفوا بين
الصفا
والمروة. فلما
قدموا مع
النبي صلى
الله عليه
وسلم للحج،
ذكروا ذلك له.
فأنزل الله
تعالى هذه
الآية. فلعمري
! ما أتم الله
حج من لم يطف
بين الصفا
والمروة.
3069-260/2-
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Üsame tahdis etti, bize
Hişam b. Urve tahdis etti, bana babam haber verip dedi ki: Aişe'ye: Ben Safa
ile Merve arasında tavaf etmemekte kendim için bir vebal olacağı görüşünde
değilim dedim. Aişe: Neden? dedi. Ben: Çünkü Aziz ve Celil Allah:
"Muhakkak Sa fa ile Merve Allah'ın şiarlarından (alametlerinden)'dir''
(Bakara, 158) buyurmaktadır dedim. O şu cevabı verdi: Eğer senin dediğin gibi
olsaydı (ayette): "İkisi arasında tavaf edilmemesinde bir vebal olmaz''
denilmesi gerekirdi. Ama bu buyruk Ensar’DAN bir takım kimseler hakkında
inmiştir. Onlar ihrama girdikleri vakit cahiliye döneminde Menatıb adına ihrama
girip telbiye getiriyorlardı. Bundan dolayı Safa ile Merve arasında tavaf
etmeleri onlar için helal olmuyordu. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile
birlikte hacca geldiklerinde bundan ona söz ettiler. Bunun üzerine Yüce Allah
da bu ayeti inzal buyurdu. Ömrüm hakkı için yemin ederim ki Safa ile Merve arasında
tavaf yapmayan kimsenin haccı nı Allah tamama erdirmez.
Diğer tahric: İbn
Mace, 2986
261 - (1277) حدثنا
عمرو الناقد
وابن أبي عمر.
جميعا عن ابن
عيينة. قال
ابن أبي عمر:
حدثنا سفيان.
قال: سمعت الزهري
يحدث عن عروة
بن الزبير.
قال:
قلت
لعائشة زوج النبي
صلى الله عليه
وسلم: ما أرى
على أحد، لم يطف
بين الصفا
والمروة،
شيئا. وما
أبالي أن لا أطوف
بينهما. قالت:
بئس ما قلت،
يا ابن أختي !
طاف رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. وطاف
المسلمون.
فكانت سنة.
وإنما كان من
أهلّ لمناة
الطاغية،
التي
بالمشلل، لا
يطوفون بين الصفا
والمروة. فلما
كان الإسلام
سألنا النبي صلى
الله عليه
وسلم عن ذلك ؟
فأنزل الله عز
وجل { إن الصفا
والمروة من
شعائر الله.
فمن حج البيت
أو اعتمر فلا
جناح عليه أن
يطوّف بهما }.
ولو كانت كما
تقول
لكانت: فلا
جناح عليه أن لا
يطوّف بهما.
قال
الزهري: فذكرت
ذلك لأبي بكر
بن عبدالرحمن
بن الحارث بن
هشام. فأعجبه
ذلك. وقال: إن
هذا العلم.
ولقد سمعت
رجالا من أهل
العلم يقولون:
إنما كان من
لا يطوف بين الصفا
والمروة من
العرب،
يقولون: إن
طوافنا بين
هذين الحجرين
من أمر
الجاهلية.
وقال آخرون من
الأنصار: إنما
أمرنا
بالطوّاف بالبيت
ولم نؤمر به
بين الصفا
والمروة.
فأنزل الله عز
وجل: { إن الصفا
والمروة من
شعائر الله }.
قال
أبو بكر بن
عبدالرحمن:
فأراها قد
نزلت في هؤلاء
وهؤلاء.
3070-261/3-
Bize Amr en-Nakid ve İbn Ebu Ömer birlikte İbn Uyeyne'den tahdis etti. İbn Ebu
Ömer dedi ki: Bize Süfyan tahdis edip dedi ki: Ben ez-Zühri'yi, Urve b.
ez-Zübeyir'den şöyle dedi diye tahdis ederken dinledim: Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'in zevcesi Aişe'ye dedim ki: Ben herhangi bir kimsenin Safa ile
Merve arasında tavaf etmemesinde hiçbir şey (vebal) görmüyorum. Ayrıca ikisi
arasında tavaf etmemeye de aldırmam, dedim. O: Kızkardeşimin oğlu! Ne kötü bir
söz söyledin. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) de tavaf etti,
müslümanlar da tavaf etti. Bu sebeple bu bir sünnet olmuştur. Önceleri el-Müşellel'de
bulunan tağut (put) Menat adını anarak ihrama girenler, Safa ile Merve arasında
tavaf etmezlerdi. İslam geldikten sonra bu hususa dair Nebi (Sallallahu aleyhi
ve Sellem)'e soru sorduk. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah: "Muhakkak
Safa ile Merve Allah'ın şiarlarındandır. Kim Beyt'i hacceder yahut umre yaparsa
ikisi arasında tavaf etmesinde onun için bir vebal yoktur" buyruğunu
indirdi. Eğer senin dediğin gibi olsaydı buyruk: "İkisi arasında tavaf
etmemesinde ona bir vebal yoktur" şeklinde olması gerekirdi dedi.
Zühri dedi ki: Ben de
bunu Ebu Bekr b. Abdurrahman b. el-Haris b Hişam'a zikrettim. Bunu beğendi ve:
Gerçekten bu ilmin ta kendisidir. Ben ilim ehlinden pek çok kimseyi: Araplardan
Safa ile Merve arasında tavaf etmeyen kimseler şöyle derdi: Bizim bu iki taş
arasında tavaf etmemiz cahiliye işlerindendir dediklerini dinlemişimdir.
Ensar’dan başka kimseler de: Bize Beyt'in etrafında tavaf etmemiz emrolundu.
Ama Safa ile Merve arasında tavaf etmek bize emrolunmadı dediler. Bunun üzerine
Aziz ve Celil Allah: "Muhakkak Sa fa ile Merve Allah'ın
şiarlarındandır" buyruğunu indirdi.
Ebu Bekr b. Abdurrahman
dedi ki: Gördüğüm kadarı ile ayet hem bunlar hakkında hem öbürleri hakkında
inmiştir.
Diğer tahric: Buhari,
4861 -muhtasar-; Tirmizi, 2965; Nesai, 2967
AÇIKLAMA: Amr
en-Nakid ve İbn Ebu Ömer'in rivayetlerinde "kızkardeşimin oğlu! Ne kötü
söyledin" ifadesi nüshaların birçoğunda bu şekilde "uhti:
kızkardeşim" şeklinde te harfi iledir. Bazılarında ise te harfi olmadan
"ahi: erkek kardeşim" şeklindedir. Her ikisi doğru olmakla birlikte
birincisi daha doğru ve daha meşhurdur. Bundan başka rivayetlerde bilinen şekli
de budur.
"Bunu beğendi ve:
İşte ilim budur dedi." Diyarımızdaki nüshaların hepsinde böyledir. Kadı
Iyaz dedi ki: Bu ifade tenvin ile "(.....): Şüphesiz ki bu bir
ilimdir" diye de rivayet edilmiştir. Ikisi de doğrudur. Birincisi:
Elbetteki bu sapasağlam ilmin kendisidir demek olur. Bu da Aişe (r.anha)' nın
ayet-i kerimenin tefsiri hakkındaki sözünü ve anlatımdaki belağatini güzel bulması
anlamını taşır.
262 - (1277) حدثني
محمد بن رافع.
حدثنا حجين بن
المثنى. حدثنا
ليث عن عقيل،
عن ابن شهاب ؛
أنه قال:
أخبرني عروة
بن الزبير.
قال:
سالت
عائشة. ساق
الحديث بنحوه.
وقال في
الحديث: فلما
سألوا رسول
الله صلى الله
عليه وسلم عن ذلك
فقالوا: يا
رسول الله ! إنا كنا
نتحرج أن نطوف
بالصفا
والمروة.
فأنزل الله عز
وجل: { إن الصفا
والمروة من
شعائر الله.
فمن حج البيت
أو اعتمر فلا جناح
عليه أن يطوّف
بهما }. قالت
عائشة: قد سن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم الطواف
بينهما. فليس
لأحد أن يترك
الطواف بهما.
3071-262/4-
Bana Muhammed b. Rafi'de tahdis etti, bize Huceyn b. el-Müsenna tahdis etti,
bize Leys, Ukayl'den tahdis etti, o İbn Şihab'dan şöyle dediğini rivayet etti:
Urve b. ez-Zubeyr bana haber verip dedi ki: Aişe'ye sordum dedi ve hadisi buna
yakın olarak rivayet etti. Hadiste şunları da söyledi: Rasulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e buna dair soru sorup: Ey Allah'ın Resulü! Biz Safa ile
Merve arasında tavaf etmekten (vebal olur diye) çekiniyorduk dediler. Bunun
üzerine aziz ve celil Allah: "Muhakkak Safa ile Merve Allah'ın
şiarlarındandır. Artık kim Beyt'ihacceder yahut umre yaparsa ikisi arasında
tavaf etmesinde ona bir vebal yoktur" buyruklarını indirdi. (Aişe) dedi
ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikisi arasında tavaf yapmayı sünnet
ki: kılmıştır. Bu sebeple herhangi bir kimsenin ikisi arasında tavafı terk etme
selahiyeti yoktur.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: Aişe
(radıyallahu anha)'nın: "Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikisi
arasında tavaf etmeyi sünnet kılmıştır" yani onu teşri buyurmuş ve onu
(hacc ve umre için) bir rükün kılmıştır anlamındadır. Allah en iyi bilendir.
263 - (1277) وحدثنا
حرملة بن
يحيى. أخبرنا
ابن وهب .
أخبرني يونس
عن ابن شهاب،
عن عروة بن
الزبير ؛ أن
عائشة
أخبرته
أن الأنصار
كانوا قبل أن
يسلموا، هم
وغسان، يهلون
لمناة.
فتحرجوا أن
يطوفوا بين
الصفا
والمروة. وكان
ذلك سنة في
آبائهم. من
أحرم لمناة لم
يطف بين الصفا
والمروة.
وإنهم سألوا
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن ذلك حين
أسلموا. فأنزل
الله عز وجل
في ذلك: { إن
الصفا والمروة
من شعائر الله
فمن حج البيت
أواعتمر فلا
جناح عليه أن
يطوّف بهما
ومن تطوع خيرا
فإن الله شاكر
عليم}.
3072-363/5- Bana Harmele
b. Yahya da tahdis etti... Urve b. ez-Zubeyr'den rivayete göre Aişe kendisine
şunu haber vermiştir: Müslüman olmadan önce Ensar ile Gassanlılar, Menat putu adına
ihrama girerlerdi. Bundan dolayı Safa ile Merve arasında tavaf etmekten
çekindiler. Halbuki bu onların atalarının bir sünneti idi. Menat adına ihrama
giren kimseler Safa ile Merve arasında tavaf yapmazlar. Onlar müslüman olunca
bu hususu Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e sordular. Bunun üzerine
Aziz ve Celil Allah bu hususta: "Muhakkak Safa ile Merve Allah'ın
şiarlarındandır. Artık kim Beyt'i hacceder yahut umre yaparsa ikisi arasında
tavaf etmesinde onun için bir vebal yoktur. Kim kendiliğinden de bir hayır
işlerse şüphesiz Allah Şakir'dir (amellerin karşılığını fazlasıyla verendir)
her şeyi bilendir" buyruğunu indirdi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
264 - (1278) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا أبو
معاوية عن
عاصم، عن أنس.
قال: كانت
الأنصار
يكرهون أن
يطوفوا بين
الصفا
والمروة. حتى
نزلت: {إن
الصفا
والمروة. من
شعائر الله
فمن حج البيت
أواعتمر فلا
جناح عليه أن
يطوف بهما
}.
3073-264/6- Bize Ebu
Bekr b. Ebu Şeybe de tahdis etti, bize Ebu Muaviye, Asım’DAN tahdis etti, o
Enes'den şöyle dediğini rivayet etti: Ensar "muhakkak Safa ile Merve
Allah'ın şiarlarındandır. Artık kim Beyt'i hacceder yahut umre yaparsa ikisi
arasında tavaf etmesinde onun için bir vebal yoktur" buyruğu nazil
oluncaya kadar Safa ile Merve arasında tavaf etmekten hoşlanmıyorlardı.
Diğer tahric: Buhari,
1648, 4495; Tirmizi, 2966
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
44- SA'Y'IN TEKRAR
EDİLMEYECEĞİNİN BEYANI BABI