SAHİH-İ MÜSLİM |
ZEKAT |
باب من
تحل له
المسألة
37- DİLENMEK KİME
HELALDİR BABI
حدثنا
يحيى بن يحيى
وقتيبة بن
سعيد. كلاهما
عن حماد بن
زيد. قال يحيى:
أخبرنا حماد
بن زيد عن هارون
بن رياب.
حدثني كنانة
بن نعيم
العدوي عن قبيصة
بن مخارق
الهلالي. قال:
تحملت حمالة.
فأتيت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
أسأله فيها.
فقال:
"أقم
حتى تأتينا
الصدقة. فنأمر
لك بها". قال:
ثم قال: "يا
قبيصة ! إن
المسألة لا
تحل إلا لأحد
ثلاثة: رجل
تحمل حمالة
فحلت له
المسألة حتى
يصيبها ثم
يمسك. ورجل
أصابته جائحة
اجتاحت ماله
فحلت له
المسألة حتى
يصيب قواما من
عيش (أو قال سدادا
من عيش). ورجل
أصابته فاقة
حتى يقوم
ثلاثة من ذوي
الحجا من
قومه: لقد
أصابت فلانا
فاقة. فحلت له
المسألة. حتى
يصيب قواما من
عيش (أو قال
سدادا من عيش) فما
سواهن من
المسألة،
ياقبيصة !
سحتا يأكلها صاحبها
سحتا".
2401-109/1- Bana Yahya b.
Yahya ve Kuteybe b. Said tahdis etti, ikisi Hammad b. Zeyd'den rivayet etti.
Yahya dedi ki: Bize Hammad b. Zeyd, Harun b. Riyad'dan haber verdi, bana Kinane
b. Nuaym el-Adevi, Kabisa b. Buharik el-Hilali'den şöyle dediğini tahdis etti.
Birine kefil olmuştum. Bunun için Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e bu
hususta yardımını istemek üzere gittim. Allah Resulü: "Sadaka (zekat) bize
ulaşıncaya kadar kal. O zaman sana ondan verilmesini emrederiz. "
Sonra şöyle buyurdu:
"Ey Kabisa! Şüphesiz dilenmek ancak şu üç kişiden birisine helaldir: Bir
adam birine kefil olur, bu sebeble onu elde edinceye kadar dilenmek ona helal
olur. Sonra da bu işi bırakır. Bir diğer adam ise malının tamamını alıp götüren
bir felaket ile karşı karşıya kalır. Bunun için ona da geçimini sağlayabilecek
hale gelinceye kadar -ya da geçim için açığını kapatacak kadar dedi- dilenmesi
ona helal olur. Bir diğeri de kavminden akıl sahibi üç kişi kalkıp, gerçekten
filan kişi fakir düştü, diyecekleri kadar fakirliğe düçar olmuş bir adamdır.
Buna da geçimini sağlayabileceği kadarını elde edinceye -ya da geçiminin
açığını kapatıncaya kadar, dedi- dilenmek helal olur. İşte ey Kabisa! Bunların
dışındaki dilenmeler haramdır. Dilenen kişi bunları haram olarak yer. "
Diğer tahric: Ebu
Davud, 1640; Nesai, 2578, 2579, 2590
AÇIKLAMA: "Birine
kefil olmuştum." Hemale, bir kimsenin üzerine aldığı, üstlendiği mal
demektir. Yani kişi böyle bir malı insanların aralarını düzeltmek için
borçlanır ve öder. İki kabilenin arasını düzeltmek ve benzeri haller buna
örnektir. Işte böyle bir kimsenin dilenmesi helal olur. Buna masiyet için borç
almamış olması şartı ile zekattan verilir.
"Ta ki geçimini
yola koyuncaya kadar ... " Kivam ve sidad, aynı anlamdadır. Bu da kişiyi
bir şeylere muhtaç olmaktan kurtaran ve kendisi ile ihtiyacı karşılandığı
şeydir. Kendisi ile bir şeyi kapattığın her bir şeye "sidad" denilir.
Deliğin ve şişenin sidadı (kabı, kapağı) bu anlamdan gelmektedir. "Sidadun
min avs: ihtiyacın giderilmesi" tabirleri de buradan alınmıştır.
"Kavminden akıl
sahibi üç kişi kalkıp ... " bütün nüshalarda (üç anlamındaki lafız)
"selasetün" şeklindedir. Bu doğrudur. Yani üç kişi bu maksatla ayağa
kalkarak gerçekten bu şahıs fakir düşmüştür derler.
Hica da akıl demektir.
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellemı'in: "Kavminden" kaydını getirmesi
onun iç durumundan haberdar olanların onlar olmasından dolayıdır. Mal ise
adeten gizli saklıdır. Ancak arkadaşının durumunu çok iyi bilenler onu
bilebilir. Akıllı olma şartını koşması ise uyanık şahitte akıllı oluşun şart
olduğuna dikkat çekmek içindir. Gafil ve pek akıllı olmayan kimsenin şahitliği
kabul edilmez. Üç kişi şartına gelince bazı ilim adamlarımız şöyle demektedir:
Bu fakir olmak hususundaki beyyine (delil)de aranan bir şarttır. Bu hadisin
zahiri sebebi ile ancak üç kişinin şahitliği halinde kabul edilir.
Cumhur ise şöyle
demiştir: Zina dışındaki diğer hususlardaki şehadetlerde olduğu gibi adaletli
iki kişinin şahitliği de kabul edilir. Bunlar hadisi (üç kişinin şahitliğini) müstehab
olarak yorumlamışlardır. Ayrıca bu mal sahibi olduğu bilinen kişi hakkında da
yorumlanır. Dolayısı ile malının telef olduğunda ödeme güçlüğü çektiği
hususunda sözü ancak bir beyyine (delil) ile kabul edilir. Malı olduğu
bilinmeyen kimsenin ise mal sahibi olmadığına dair söylediği sözü kabul edilir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "Bunun dışındaki hallerde dilencilik ey Kabisa
haramdır. " Buradaki (haramdır anlamındaki lafız olan) "sühtan"
lafzı bütün nüshalarda bu şekildedir. Müslim'den başkalarının rivayetinde ise
"sühtün" şeklindedir. Bunun neden böyle olduğu açıktır. Müslim'in
rivayeti de sahihtir ama burada hazfedilmiş lafızlar vardır. Yani sen Bunun
süht olduğuna inan yahut böyle bir kimse süht (haram) yer demektir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: