SAHİH-İ MÜSLİM |
CENAZE |
باب فضل
الصلاة على
الجنازة
واتباعها.
17- CENAZE NAMAZI
KILMANIN VE CENAZE ARKASINDAN GİTMENİN FAZİLETİ BABI
وحدثني
أبو الطاهر
وحرملة بن
يحيى وهارون
بن سعيد
الأيلي
(واللفظ
لهارون
وحرملة) (قال
هارون: حدثنا.
وقال الآخران:
أخبرنا ابن
وهب). أخبرني
يونس عن ابن
شهاب. قال:
حدثني عبدالرحمن
بن هرمز
الأعرج ؛ أنا
أبا هريرة قال:
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم:
"من
شهد الجنازة
حتى يصلى
عليها فله
قيراط. ومن
شهدها حتى
تدفن فله
قيراطان " قيل
: وما القيراطان
؟ قال "مثل
الجبلين
العظيمين".
انتهى
حديث أبي
الطاهر. وزاد
الآخران: قال
ابن شهاب: قال
سالم بن
عبدالله بن
عمر: وكان ابن
عمر يصلي
عليها ثم
ينصرف. فلما
بلغه حديث أبي
هريرة قال:
لقد ضيعنا
قراريط كثيرة.
2186-
Bana Ebu't-Tahir, Harmele b. Yahya, Harun b. Said el-Eyli -ki lafız Harun ve
Harmele'ye aittir- de tahdis etti. Harun: Bize İbn Vehb tahdis etti derken
diğer ikisi haber verdi, dedi. (İbn Vehb dedi ki): Bana Yunus, İbn
Şihab"'dan şöyle dediğini haber verdi. Bana Abdurrahman b. Hurmuz
el-Arec'in tahdis ettiğine göre Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Her kim cenaze namazı kılınıncaya kadar bir cenazenin
başında hazır bulunursa ona bir kırat verilir. Kim defnedilinceye kadar yanında
hazır bulunursa ona da iki kırat vardır" buyurdu. İki kırat nedir? diye
sorulunca o: "Pek büytik iki dağ gibi" buyurdu.
Hadisin Ebu't-Tahir
tarafından rivayeti burada sona ermektedir. Diğer ikisi de şunu eklemişlerdir:
İbn Şihab dedi ki: Salim b. Abdullah b. Ömer dedi ki: İbn Ömer önce cenaze
namazını kılar sonra giderdi. Fakat Ebu Hureyre'nin bu hadisi ona ulaşınca:
Gerçekten biz çok sayıda kıratı kaybettik, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
1325; Nesai, 1994
حدثناه
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا
عبدالأعلى. ح
وحدثنا ابن
رافع وعبد بن
حميد عن
عبدالرزاق.
كلاهما عن
معمر، عن
الزهري، عن
سعيد بن المسيب،
عن أبي هريرة،
عن النبي صلى
الله عليه
وسلم إلى
قوله: الجبلين
العظيمين. ولم
يذكرا ما
بعده. وفي
حديث
عبدالأعلى:
حتى يفرغ
منها. وفي
حديث
عبدالرزاق:
حتى توضع في
اللحد.
2187- Bunu bize Ebu Bekr
b. Ebi Şeybe tahdis etti, bize Abdu'l-A'la tahdis etti. (H.) Bize İbn Rafi' ve
Abd b. Humeyd de Abdurrezzak'dan tahdis etti ikisi Ma'mer'den, o ez-Zühri'den,
o Said b. el Museyyeb'den, o Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellemı'den
diye rivayeti: "İki büyük dağ" ibaresine kadar rivayet etmekle
birlikte bundan sonrasını ikisi zikretmedi. Abdu'l-A'la'nın hadisi rivayetinde
"cenazenin defni bitinceye kadar" denilmekte, Abdurrezak'ın hadisi
rivayetinde ise: "Lah de konuluncaya kadar" denilmektedir.
Diğer tahric: Buhari
,1325 -muallak olarak-; Nesai, 1993; İbn Mace, 1539;
وحدثني
عبدالملك بن
شعيب بن
الليث. حدثني
أبي عن جدي.
قال: حدثني
عقيل بن خالد
عن ابن شهاب ؛
أنه قال:
حدثني رجال عن
أبي هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم. بمثل
حديث معمر.
وقال:
"ومن
اتبعها حتى
تدفن".
2188-
Bana Abdulmelik b. Şuayb de tahdis etti bana babam dedemden şöyle dediğini
tahdis etti: Bana Ukayl b. Halid, İbn Şihab'dan şöyle dediğini tahdis etti:
Bana bazı kimseler Ebu Hureyre'den, o Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den
diye hadisi Ma'mer'in hadisi ile aynen nakletti ayrıca: "ve kim
defnedilinceye kadar arkasından giderse" buyurduğunu rivayet etti.
وحدثني
محمد بن حاتم.
حدثنا بهز.
حدثنا وهيب. حدثني
سهيل عن أبيه،
عن أبي هريرة،
عن النبي صلى
الله عليه وسلم
قال:
"من
صلى على جنازة
ولم يتبعها
فله قيراط.
فإن تبعها فله
قيراطان ".
قيل: وما
القيراطان ؟
قال: " أصغرهما
مثل أحد ".
2189-
Bana Muhammed b. Hatim de tahdis etti, bize Behz tahdis etti, bize Vuheyb
tahdis etti, bize Süheyl babasından tahdis etti. O Ebu Hureyre'den, o Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den: "Kim bir cenazenin namazını kılarda
arkasından gitmezse onun için bir kı rat vardır eğer arkasından giderse onun
için iki kırat vardır" buyurdu. İki kırat nedir? diye sorulunca o: "İkisinin
küçüğü Uhud gibidir" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
YİNE AYNI HUSUSTA BİR
BAB
2190- Bana Muhammed b.
Hatim de tahdis etti... Ebu Hureyre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den:
"Bir cenazenin namazını kılana bir kırat vardır, kabre konuluncaya kadar
arkasından gidene de iki kırat vardır" buyurdu.
(Ebu Hazim) dedi ki: Ey
Ebu Hureyre! İki Imat nedir? dedim. O: "Uhud gibidir" dedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
حدثني
شيبان بن
فروخ. حدثنا
جرير (يعني
ابن حازم).
حدثنا نافع
قال: قيل لابن
عمر: إن أبا هريرة
يقول: يا أبا
هريرة يقول:
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول:
"من
تبع جنازة فله
قيراط من
الأجر " فقال
ابن عمر: أكثر
علينا أبو
هريرة. فبعث
إلى عائشة
فسألها فصدقت
أبا هريرة.
فقال ابن عمر:
لقد فرطنا في
قراريط كثيرة.
2191-
Bize Şeyban b. Ferruh tahdis etti, bize Cerir -yani b. Hazim tahdis etti, bize
NMi' tahdis edip dedi ki: İbn Ömer'e denildi ki: Ebu Hureyre şöyle diyor: Ben
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "Bir cenazenin
arkasındangidene iki kırat ecir vardır" buyururken dinledim. Bunun üzerine
İbn Ömer: Ebu Hureyre bize çokca rivayet naklediyor dedi. Aişe'ye birisini
gönderip ona sor(dur)du. Aişe (r.anha), Ebu Hureyre'nin doğru söylediğini ifade
edince İbn Ömer: Gerçekten çok sayıda kırat kaybettik, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
1323, 1324
وحدثني
محمد بن
عبدالله بن
نمير. حدثنا
عبدالله بن
يزيد. حدثني
حيوة. حدثني
أبو صخر عن
يزيد بن
عبدالله بن
قسيط ؛ أنه
حدثه ؛ أن
داود بن عامر
بن سعد بن أبي
وقاص حدثه عن
أبيه ؛
أنه
كان قاعدا عند
عبدالله بن
عمر. إذ طلع
خباب صاحب
المقصورة.
فقال: يا
عبدالله بن
عمر ! ألا تسمع
ما يقول أبو
هريرة ؟ إنه
سمع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم يقول "من
خرج مع جنازة
من بيتها وصلى
عليها. ثم
تبعها حتى
تدفن كان له
قيراطان من
أجر. كل قيراط
مثل أحد. ومن
صلى عليها ثم
رجع كان له من
الأجر مثل
أحد" ؟ فأرسل
ابن عمر خبابا
إلى عائشة يسألها
عن قول أبي
هريرة. ثم
يرجع إليه
فيخبره ما قالت.
وأخذ ابن عمر
قبضة من حصباء
المسجد يقلبها
في يده. حتى
رجع إليه
الرسول. فقال:
قالت عائشة:
صدق أبو
هريرة. فضرب
ابن عمر
بالحصى الذي كان
في يده الأرض.
ثم قال: لقد
فرطنا في
قراريط كثيرة.
2192-
Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr tahdis etti, bize Abdullah b. Yezid tahdis
etti bana Hayve tahdis etti, bize Ebu Sahr Yezid b. Abdullah b. Kusayt'dan
tahdis ettiğine göre kendisine şunu tahdis etmişti: Davud b. Amir b. Sad b. Ebu
Vakkas da kendisine babasından tahdis ettiğine göre Abdullah b. Ömer'in yanında
oturuyorken maksure görevlisi Habbab çıkageldi ve dedi ki: Ebu Hureyre'nin
neler söylediğini işitmiyor musun ey Abdullah b. Ömer? Güya o Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Kim bir cenaze ile birlikte cenazenin
evinden çıktıktan sonra arkasından yürüyüp onun namazını kılar sonra da
defnedilinceye kadar arkasından giderse ona iki kırat ecir vardır. Bu
kıratların her biri de Uhud dağı gibidir. Kim o cenazenin namazını kıldıktan
sonra geri dönerse ona da Uhud dağı kadar ecir vardır" buyurduğunu
dinlemiş. Bunun üzerine İbn Ömer, Habbab'ı, Aişe (r.anha)'ya Ebu Hureyre'nin bu
söylediğine dair soru sordurmak üzere gönderdi. Sonra kendisine dönüp Aişe'nin
söylediklerini bildirecekti. Bu arada İbn Ömer mescid içindeki çakıl
taşlarından bir avuç aldı ve bunları elinde evirip çevirdi. Nihayet gönderdiği
elçi yanına geri dönüp dedi'ki: Aişe, Ebu Hureyre doğru söylemiştir dedi. Bu
sefer İbn Ömer elinde bulunan çakıl taşlarım yere çaldıktan sonra: Gerçekten
çok miktarda kırat kaybettik, dedi.
Diğer tahric: Ebu
Davud, 3169
وحدثنا
محمد بن بشار.
حدثنا يحيى.
(يعني ابن سعيد).
حدثنا شعبة.
حدثني قتادة
عن سالم بن
أبي الجعد، عن
معدان بن أبي
طلحة
اليعمري، عن
ثوبان مولى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال:
"من
صلى على جنازة
فله قيراط.
فإن شهد دفنها
فله قيراطان.
القيراط مثل
أحد".
2193-
Bize Muhammed b. Beşşar da tahdis etti, bize Yahya b. Said tahdis etti, bize
Şu'be tahdis etti, bana Katade, Salim b. Ebu'l-Ca'd'den tahdis etti, o Ma'dan
b. Ebu Talha el-Ya'meri'den, o Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
azadlısı Sevban'dan rivayet ettiğine göre Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem): "Cenazenin namazını kılana bir kırat vardır. Defnedilmesine de
tanık olana da iki kırat vardır. Kırat da uhud dağı gibidir" buyurdu.
Diğer tahric: İbn
Mace, 1540
وحدثني
ابن بشار.
حدثنا معاذ بن
هشام. حدثني أبي.
قال: وحدثنا
ابن المثنى.
حدثنا ابن أبي
عدي عن سعيد. ح
وحدثني زهير
بن حرب. حدثنا
عفان. حدثنا
أبان. كلهم عن
قتادة، بهذا
الإسناد،
مثله. وفي
حديث سعيد
وهشام:
سئل
النبي صلى
الله عليه
وسلم عن
القيراط ؟ فقال:
" مثل أحد ".
2194-
Bize İbn Beşşar tahdis etti, bize Muaz b. Hişam tahdis etti, bana babam tahdis
etti (H.) Dedi ki: Bize İbnu'l-Musenna da tahdis etti, bize İbn Ebu Adiy, Said'den
tahdis etti (H.) Bana Zuheyr b. Harb da tahdis etti, bize Affan tahdis etti,
bize Eban tahdis etti hepsi Katade'den bu isnad ile hadisi aynen rivayet etti.
Hadisin Said ve Hişam tarafından gelen rivayetinde: Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e kırata dair soru soruldu. O: "Uhud gibidir" buyurdu,
denilmektedir.
AÇIKLAMA: (2186)
"Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Namazı kılınıncaya kadar bir
cenazede hazır bulunan kimseye ... " buyruğu ile cenaze namazı, cenazenin
arkasından gitmek ve defnedilinceye kadar onunla beraber bulunmak teşvik
edilmektedir.
"Defnedilinceye
kadar hazır bulunana iki kırat vardır." Birincisi ile kastettiği namazını
kılmakla bir kırat elde edilir. Cenazenin arkasından gitmekle beraber
defnedilmesinde de hazır bulunmak ile de bir diğer kırat elde edilir.
Böylelikle toplam iki kırat elde edilmiş olur.
Buhari Sahih'inin baş
taraflarında İman bölümünde şu rivayet yer almaktadır: "Bir cenazede hazır
bulunup namazı kılınıncaya ve defnedilmesi bitirilinceye kadar kalan kimse iki
kırat ecir almış olarak geri döner. " İşte bu hadis namaz, cenaze
arkasından gitmek ve defnedilmesinde hazır bulunmakla iki kıratın elde
edileceği hususunda açık bir rivayettir. Bu meselenin ve benzerlerinin
açıklaması ve buna dair deliller ise namazın vakitleri bahsinde "cemaatle
yatsı namazını kılan bir kimse gece yarısını kıyamla geçirmiş gibi olur, sabah
namazını da cemaatle kılan bir kimse gecenin tamamını kıyamla geçirmiş gibi
olur" hadisi açıklanırken geçmiş bulunmaktadır. Buhari'nin bu rivayeti ile
birlikte Müslim'in bundan sonra zikrettiği Abdu'l-A'la'nın hadisi rivayetinde
geçen "defni bitirilinceye kadar" ibaresi ikinci kıratın ancak cenaze
namazını kıldığı vakitten itibaren defin işi bitirilinceye kadar onunla beraber
bulunan kimse tarafından kazanılmış olacağına açık bir delil vardır.
Mezhep alimlerimize göre
sahih olan budur.
Bazı mezhep alimlerimiz
de şöyle demektedir: Cenaze kabre konulup kerpiçlerle üzeri kapatılınca üzerine
toprak atılmamış olsa dahi ikinci kırat elde edilmiş olur, demişlerdir. Doğrusu
ise birincisidir. Bu hadis ile diğer hadislerde sözü edilen "tabi olmak:
arkasından gitmek" lafzı cenazenin arkasında yürümenin önünde yürümekten
daha faziletli olduğuna delil gösterilebilir. Bu aynı zamanda Ali b. Ebu Talib'in
görüşü olup Evzaive Ebu Hanife'nin de mezhebi budur. Ashab ve tabiinin
çoğunluğu ile Malik, Şafii ve ilim adamlarının çoğunluğu cenazenin önünde
yürümek daha faziletlidir, demişlerdir. Sevri ve bir kesim ise her ikisi
arasında fark yoktur, demişlerdir. Kadi İyaz der ki: Bu hadiste ve diğerlerinde
yer alan mutlak ifadeler cenazenin defnedilmesinden sonra cenaze ile birlikte
gitmekten ayrılmak isteyen kimsenin ayrıca izin istemeye ihtiyacının olmadığına
işaret vardır. Ashab, tabiin ve onlardan sonra gelen ilim adamlarının büyük
çoğunluğunun kanaati budur. Malik'in meşhur olan görüşü de budur. İbn
Abdulhakem, Malik'den izin almadan ayrılmayacağı görüşünü nakletmiş
bulunmaktadır. Aynı zamanda bu ashab-ı kiramdan da bir topluluğun görüşüdür.
"İki kırat nedir,
diye soruldu. O: Büyük iki dağ gibi, buyurdu." Kırat, yüce Allah
tarafından bilinen bir miktar sevaptır. Bu hadis-i şerif burada miktarının
büyüklüğüne delildir. Ama bu bir av köpeği, tarla köpeği ya da çoban köpeği
dışında köpek barındıran kimse ile ilgili her gün ecrinden bir kirat eksilir
hadisinde zikredilen kirat ile aynı olmasını gerektirmez. Bazı rivayetlerde de
iki kirat-denilmiştir. Aksine o kirat, miktarı belli olan bir ölçüdür. Bunun
gibi olması da mümkündür, daha çok ve daha az olması da mümkündür.
"İbn Ömer'in:
Gerçekten çok sayıda kırat kaybettik" sözüne gelince. Buradaki "çok
sayıda kırat" ibaresini biz "kararita kesiraten" diye zaptettik.
Pek çok asıl nüshada ya da onların birçoğunda fi harfi ziyade si ile "fi
kararita" şeklindedir. Birincisi ise zahir olandır. İkincisi de
"dayya'na" (kaybettik) lafzının diğer rivayette olduğu gibi:
"ferratna: taksir ettik, kusurlu hareket ettik" anlamında olması
sureti ile sahihtir. Buradan ashab-ı kiramın haber almaları halinde itaat olan
işlere ne kadar arzulu ve istekli oldukları, yerinin büyüklüğünü bilmeseler
dahi yapamadıkları itaatler için de haber aldıklarında ne kadar üzüldükleri de
anlaşılmaktadır.
(2187)
"Abdu'I-A'la'nın hadisi rivayetinde: "İşleri bitirilinceye
kadar" denilmektedir. Bu ibarede ikinci lmat -daha önce açıklandığı gibi-
ancak defin işinin tamamlanmasından sonra hasıl olur diyenlerin görüşlerinin
lehine bir delil bulunmaktadır.
Abdurrezzak'ın hadisi
rivayetinde: "lahde konuluncaya kadar" denilirken, bundan sonraki
rivayette (2190) "kabre konuluncaya kadar" denilmektedir. Bunda da
cenaze mücerret lahde konulmakla ikinci kirat elde edilir. İsterse üzerine
toprak atılmamış olsun, diyenlerin görüşlerinin lehine delil vardır. Daha önce
ise doğrusunun diğer rivayetlerde geçen "işi bitirilinceye kadar"
ifadelerinin açıkça belirttiği üzere toprak dökme işi de bitirilmedikçe bu
sevabın elde edilmeyeceğidir. Bu rivayet de lahde konulup işinin
tamamlanmasının kastedildiği şeklinde yorumlanır ve böylelikle Bununla
cenazenin kabre varmadan geri dönülmemesine işaret edildiği şeklinde açıklanır.
(2191) "İbn Ömer
dedi ki: Ebu Hureyre bize çokça rivayet naklediyor."
Bu onun çok rivayet
nakletmesi dolayısı ile bu hususta işi karıştırdığından korktuğu ve bir hadisi
diğerine karıştırdığından çekindiği anlamındadır. Yoksa Ebu Hureyre'nin
işitmemiş olduğu bir şeyi rivayet ettiğini söylemek isteme miştir. Çünkü İbn
Ömer'in de Ebu Hureyre'nin de mertebesi bundan çok daha yüksektir.
(2192) "İbn Ömer
mescitteki çakıl taşlarından bir avuç aldı ve onları elinde evirip
çevirdi" hadisin sonunda da "İbn Ömer, elinde bulunan çakıl taşlarını
yere attı"denilmektedir. Biz bunu bu şekilde (çakıl taşları anlamındaki
lafzı) ilkinde "hasba" diye be harfi ile ikincisinde ise sonu uzatan
ye olmak üzere "hasa" diye zaptettik. Asıl nüshaların birçoğunda da
bu şekildedir. Bazılarında Bunun aksinedir. Her ikisi de doğrudur. Çünkü hasba
ile hasa aynı şeylerdir ..
Buradan böyle bir iş
yapmakta bir sakınca olmadığı hükmü anlaşılmaktadır.
İbn Ömer'in Aişe'ye, Ebu
Hureyre'nin verdiği haberden sonra birisini sormak üzere göndermesi Ebu
Hureyre'nin az önce açıkladığımız gibi unutmuş ya da tereddüde düşmüş
olduğundan korkmasıdır. Aişe de Ebu Hureyre'ye muvafakat edince Ebu Hureyre'nin
bu işi iyi ve sağlam bellemiş olduğunu anladı.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
18- ÜZERİNE YÜZ
KİŞİ NAMAZ KILAN KİMSE HAKKINDA NAMAZ KILANLARIN ŞEFAATİ KABUL EDİLİR