SAHİH-İ MÜSLİM |
SALAT |
باب
استحباب
الركعتين في
المسجد لمن
قدم من سفر
أول قدومه
120- BİR YOLCULUKTAN
GELEN KİMSE İÇİN İLK GELDİĞİNDE MESCİDDE İKİ REKAT NAMAZ KILMASININ MÜSTEHAB
OLDUĞU BABI
حدثنا
عبيدالله بن
معاذ. حدثنا
أبي. حدثنا
شعبة عن
محارب. سمع
جابر بن
عبدالله يقول:
اشترى
مني رسول الله
صلى الله عليه
وسلم بعيرا.
فلما قدم
المدينة
أمرني أن آتي
المسجد، فأصلي
ركعتين.
1654-
Bize Ubeydullah b. Muaz tahdis etti... Cabir b. Abdullah dedi ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) benden bir deve satın almıştı. Medine'ye gelince
bana mescide gelmemi (geldikten sonra da) iki rekat namaz kılmamı emir buyurdu.
وحدثني
محمد بن
المثنى. حدثنا
عبدالوهاب
(يعني الثقفي)
حدثنا
عبيدالله عن
وهب بن كيسان،
عن جابر بن
عبدالله؛ قال:
خرجت
مع رسول الله
صلى الله عليه
وسلم في غزاة.
فأبطأ بي جملي
وأعيى. ثم قدم
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قبلي.
وقدمت
بالغداة. فجئت
المسجد
فوجدته على
باب المسجد.
قال "الآن حين
قدمت"؟قلت:
نعم. قال "فدع
جملك. وادخل
فصل ركعتين"
قال فدخلت
فصليت. ثم
رجعت.
1655-
Bana Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti... Cabir b. Abdullah dedi ki: Bir
gazada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte çıkmıştık. Devem
beni oldukça geciktirdi ve çok da yoruldum. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) (Medine'ye) benden önce vardı. Ben de sabah vakti Medine'ye geldim.
Mescide girdim. Onu mescidin kapısında buldum. "Şimdi mi geldin?"
buyurdu. Ben, evet dedim. Allah Resulu: "Deveni bırakıp içeri gir ve iki
rekat namaz kıl" buyurdu. (Cabir) dedi ki: Ben de içeri girip namaz kıldıktan
sonra geri döndüm.
Diğer tahric: Buhari,
2097 -uzunca- 2718 -talik-; Müslim, 3626; 3, 27
حدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
الضحاك (يعني
أبا عاصم). ح
وحدثني محمود
بن غيلان.
حدثنا عبدالرزاق.
قالا جميعا:
أخبرنا ابن
جريج. أخبرني
ابن شهاب؛ أن
عبدالرحمن بن
عبدالله بن
كعب أخبره عن أبيه،
عبدالله بن
كعب، وعن عمه
عبيدالله بن كعب،
عن كعب بن
مالك؛ أن رسول
الله صلى الله
صلى الله عليه
وسلم كان لا
يقدم من سفر
إلا نهارا، في
الضحى. فإذا
قدم، بدأ
بالمسجد. فصلى
فيه ركعتين.
ثم جلس فيه.
1656- Bize Muhammed b.
el-Müsenna tahdis etti, bize ed-Dahhak -yani Ebu Asım- tahdis etti. (H) Bana
Mahmud b. Ğaylan tahdis etti. Bize Abddurrezzak tahdis edip (Dahhak'la) dediler
ki: Bize İbn Cüreyş tahdis etti bana İbn Şihab'ın haber verdiğine göre
Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b kendisine babası Abdullah b. Ka'b ile amcası
Ubeydullah b. Ka'b'dan diye haber verdi. İkisi Ka'b b. Malik'den rivayet
ettiklerine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir seferden ancak
gündüzün kuşluk vakti (Medine'ye) gelirdi. Geldi mi de ilk olarak mescitte iki
re kat namaz kılmakla işe başlar sonra mescitte otururdu.
Diğer tahric: Buhari,
3088; Ebu Davud, 2773, 2781; Nesai, 730- uzunca-
AÇIKLAMA: Bu babda
(1654) Cabir (r.anh)'ın: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benden
bir deve satın almıştı..." diye rivayet ettiği hadis, diğerinde (1655):
"Cabir dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) benden önce
Medine'ye vardı... İçeri girdim, namaz kıldıktan sonra geri döndüm"; Ka'b
b. Malik'in rivayet ettiği (1656) hadisde ise: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) seferden ancak gündüzün kuşluk vakti gelirdi..." hadisleri yer
almaktadır.
Bu hadislerden
yolculuktan gelen bir kimsenin gelir gelmez mescitte iki rekat namaz kılmasının
müstehap olduğu hükmü anlaşılmaktadır. Bu namaz yolculuktan gelen bir kimse
için sırf bu maksatla kılınan bir namazdır. Tahiyyetü'l-Mescid olarak kılınan
bir namaz değildir. Zikredilen bu hadisler de dediğim bu hususa açıkça
delildir. Ayrıca gündüzün ilk vakitlerinde gelmenin müstehap olduğu, mertebesi
itibari ile büyük ve insanların yolculuktan geldiği taktirde kendisine selam
vermek maksadı ile yanına geldikleri kimsenin ilk geldiğinde evine yakın açık
ve görülen ve kendisini ziyaret edecekler için kolaylıkla gelebilecekleri
mescid ya da başka bir yerde oturmasının da müstehap olduğu hükümleri
anlaşılmaktadır.
(1653) "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de bir alacağım vardı. Bana alacağını ödedi,
fazlasını da verdi." Buradan da borcun fazlası ile ödenmesinin müstehap
olduğu hükmü anlaşılmaktadır.
Allah en iyi bilendir.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: