SAHİH-İ MÜSLİM

SALAT

 

باب استحباب التبكير بالعصر

87- İKİNDİ NAMAZINI ERKEN KILMANIN MÜSTEHAB OLDUĞU BABI

 

حدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا ليث. ح قال وحدثنا محمد بن رمح. أخبرنا الليث عن ابن شهاب، عن أنس بن مالك؛ أنه أخبره؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم:

 كان يصلي العصر والشمس مرتفعة حية، فيذهب الذاهب إلى العوالي، فيأتي العوالي والشمس مرتفعة.

ولم يذكر قتيبة: فيأتي العوالي.

 

1407- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti, bize Leys tahdis etti (H).

Dedi ki: Bize Muhammed b. Rumh da tahdis etti, bize Leys, İbn Şihab'dan haber verdi. O Enes b. Malik'ten rivayet ettiğine göre kendisine şunu haber vermiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) güneş yüksek ve diri iken ikindi namazını kılardı. Öyle ki bir kimse (Medine'nin) Avali denilen yerine gider ve güneş henüz yüksekte iken Avaliye varırdı.

Kuteybe: "Avaliye varırdı" ibaresini zikretmemiştir.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 404; Nesai, 506; İbn Mace, 682

 

 

وحدثني هارون بن سعيد الأيلي. حدثنا ابن وهب. أخبرني عمرو عن ابن شهاب، عن أنس؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم كان يصلي العصر، بمثله، سواء.

 

1408- Bana Harun b. Said el-Eyli de tahdis etti. Bize İbn Vehb tahdis etti. Bana Amr, İbn Şihab'dan haber verdi. O Enes'ten rivayet ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikindi namazını kılardı, diye hadisi önceki ile aynen rivayet etti.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

وحدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن ابن شهاب، عن أنس بن مالك؛ قال:

 كنا نصلي العصر. ثم يذهب الذاهب إلى قباء. فيأتيهم والشمس مرتفعة.

 

1409- Bize Yahya b. Yahya da tahdis edip dedi ki: Malik'e, İbn Şihab'dan rivayetle okudum. O Enes b. Malik'ten şöyle dediğini nakletti: Biz ikindi namazını kılardık da bir kişi Kuba'ya gider ve onların yanına güneş hala yüksek iken varırdI.

 

Diğer tahric: Buhari, 548; Nesai, 505

 

 

وحدثنا يحيى بن يحيى. قال: قرأت على مالك عن إسحاق بن عبدالله بن أبي طلحة، عن أنس بن مالك؛ قال:

 كنا نصلي العصر ثم يخرج الإنسان إلى بني عمرو بن عوف. فيجدهم يصلون العصر.

 

1410- Bize Yahya b. Yahya da tahdis edip dedi ki: Malik'e, İshak b. Ebu Talha'dan rivayetle okudum. O Enes b. Malik'ten şöyle dediğini nakletti: Biz ikindi namazını kılardık da sonra bir kimse Amr b. Avf oğullarının diyarına gider, onların ikindi namazını kılmakta olduklarını görürdü.

 

 

AÇIKLAMA:          "Güneş diri ve yüksekte iken ikindi namazını kılardı. .. " Diğer rivayette (1409) "sonra bir kişi Kuba'ya kadar gider. .. " Diğer rivayette (1410) "sonra Amr b. Avf oğullarının diyarına çıkar. .. " denilmektedir.

 

Avali, Medine etrafındaki köylere deniLk: Bunların en uzağı Medine'den sekiz mil uzakta, en yakmı iki mildir. Bazıları da üç mil uzaklıktadır. Malik de bunu böylece açıklamıştır.

 

Kuba ise medli ve kasırlı da okunabilir, munsarıf ve gayr-ı munsarıf da olabilir, müzekker ve müennes de kullanılır. Daha fasih, munsarıf ve müzekker bir de med ile okunmasıdır. Orası Medine'den yaklaşık üç mil kadar uzaklıktadır.

 

"Güneş diri ve yüksek iken" Hattabı dedi ki: Güneşin diri olması sararmadan ya da ışık rengi değişmeden önceki parlak rengidir. Bu ifade "beyaz ve temiz arı duru" ifadesi gibidir. (Yine Hattabı) dedi ki: Bu ifade ve buna benzer ifadeler onun diri olması yani sıcaklık vermesi halidir. Bu hadisler ve bundan sonrakilerden maksat ise ikindi namazının ilk vaktinde kılınması için erken davranılmasıdır çünkü güneş ışıklarının renginin sararması ve benzeri şekilde henüz değişikliğe uğramadan ikindi namazından sonra iki, üç millik bir mesafeye gidebilmek ancak ikindi namazını her bir şeyin gölgesi kendi misli olduğu zaman kılması halinde mümkün olabilir. Böyle bir hal ise hemen hemen uzun günler dışında da olmaz.

 

(1410) "İkindi namazını kılardık da sonra kişi Amr b. Avi oğulları diyarına çıkıp gider. .. " İlim adamları dedi ki: Amr b. Avf oğullarının yurdu Medine'den iki mil uzaklıktadır. Bu ise Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in namazı erken kılmakta elini çabuk tuttuğu na delildir. Amr b. Avi oğulları ise namazı vaktin ortalarında kılarlarmış çünkü böyle olmasaydı bu hadisin delil olacak tarafı olmazdı. Belki de Amr b. Avf oğullarının namaz kılmayı geciktirmeleri tarlalarında, ekinlerinde, bahçelerinde çalışan kimseler olmalarından ,dolayı idi. İşlerini bitirdikten sonra abdest ve benzeri ameller ile namazlarına hazırlanır sonra namaz kılmak için bir araya gelip toplanırlardı. Böylelikle bu sebepten ötürü namazları vaktin ortasına kadar gecikirdi.

 

Bu hadislerde ve devamında Malik'in, Şafii'nin, Ahmed'in ve ilim adamlarının çoğunluğunun kanaati olan ikindi namazının vakti her bir şeyin gölgesi bir misli olunca girer şeklindeki görüşlerine delil bulunmaktadır.

 

Ebu Hanife ise bir şeyin gölgesi iki misli olmadıkça ikindi vakti girmez demiştir ama bu hadisler ise çoğunluğun lehine ona karşı bir delildir. Bununla birlikte İbn Abbas (r.anh)'ın namaz vakitlerinin beyanı ile ilgili hadisi ile Cabir'in hadisi ve diğer hadisler de onların lehine delillerdendir.

 

 

 

وحدثنا يحيى بن أيوب ومحمد بن الصباح وقتيبة وابن حجر. قالوا: حدثنا إسماعيل بن جعفر عن العلاء بن عبدالرحمن؛ أنه دخل على أنس بن مالك في داره بالبصرة. حين انصرف من الظهر. وداره بجنب المسجد. فلما دخلنا عليه قال: أصليتم العصر؟ فقلنا له إنما انصرفنا الساعة من الظهر. قال:

 فصلوا العصر. فقمنا فصلينا. فلما انصرفنا قال: سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول "تلك صلاة المنافق. يجلس يرقب الشمس. حتى إذا كانت بين قرني الشيطان. قام فنقرها أربعا. لا يذكر الله فيها إلا قليلا".

 

1411- Bize Yahya b, Eyyub, Muhammed b. es-Sabbah, Kuteybeve İbn Hucr tahdis edip dediler ki: Bize İsmail b. Cafer'in Ala b, Abdurrahman'dan tahdis ettiğine göre o öğle namazını kıldıktan sonra Basra' daki evinde Enes b. Malik'in yanına gitmişti. Enes'in evi mescidin yanıbaşında idi. Biz onun yanına girince Enes: İkindiyi kıldınız mı? dedi. Biz ona: Öğle namazından şimdi çıktık dedik. Enes: Haydi ikindiyi kılın dedi. Biz de kalkıp namazı kıldık. Namazı bitirince Enes dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i: "İşte o münafığın namazıdır. Oturur da güneşi gözetler. Nihayet şeytan ın boynuzları arasında yerini alınca kalkıp dört rekat olarak onu gagalayıverir ve o vakitte Allah'ı pek az an ar" buyururken dinledim.

 

Diğer tahric: Ebu Davud, 413; Tirmizi, 160; Nesai, 510

 

 

وحدثنا منصور بن أبي مزاحم. حدثنا عبدالله بن المبارك عن أبي بكر بن عثمان بن سهل بن حنيف؛ قال:

 سمعت أبا أمامة بن سهل يقول: صلينا مع عمر بن عبدالعزيز الظهر. ثم خرجنا حتى دخلنا على أنس بن مالك. فوجدناه يصلي العصر. فقلت: يا عم! ما هذه الصلاة التي صليت؟ قال: العصر. وهذه صلاة رسول الله صلى الله تعالى عليه وسلم التي كنا نصلي معه.

 

1412- Bize Mansur b. Ebu Muzahim de tahdis etti. Bize Abdullah b. el-Mubarek, Ebu Bekr b. Osman b. Sehl b. Huneyf'den şöyle dediğini tahdis etti: Ebu Umame b. Sehl'i şöyle derken dinledim: Ömer b. Abdulaziz ile birlikte öğle namazını kıldık sonra çıkıp Enes b. Malik'in evine girdik, onu ikindi namazını kılarken gördük. Ben: Amcacığım bu kıldığın namaz hangi namazdı dedim. O: İkindi namazı, işte bu Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte kıldığımız namazı idi, dedi.

 

Diğer tahric: Buhari, 549; Nesai, 508

 

 

حدثنا عمرو بن سواد العامري ومحمد بن سلمة المرادي وأحمد بن عيسى (وألفاظهم متقاربة) (قال عمرو: أخبرنا. وقال الآخران: حدثنا ابن وهب) أخبرني عمرو بن الحارث عن يزيد بن أبي حبيب؛ أن موسى بن سعد الأنصاري حدثه عن حفص بن عبيدالله، عن أنس بن مالك؛ أنه قال:

 صلى لنا رسول الله صلى الله عليه وسلم العصر. فلما انصرف أتاه رجل من بني سلمة. فقال: يا رسول الله! إنا نريد أن ننحر جزورا لنا. ونحن نحب أن تحضرها. قال "نعم" فانطلق وانطلقنا معه. فوجدنا الجزور لم تنحر. فنحرت. ثم قطعت. ثم طبخ منها. ثم أكلنا. قبل أن تغيب الشمس.

وقال المرادي: حدثنا ابن وهب عن ابن لهيعة وعمرو بن الحارث، في هذا الحديث.

 

1413-  Bize Amir Sevvad el-Amire Muhammed b. Seleme el-Muradi ve Ahmed b. İsa -lafızları birbirine yakın olmak üzere- tahdis etti. Amr, bize İbn Vehb haber verdi derken, diğer ikisi tahdis etti, dedi. Bana Amr b. el-Haris, Yezid b. Ebu Habib'den haber verdiğine göre Musa b. Sa'd elEnsari kendisine Hafs b. Ubeydullah'tan tahdis etti. O Enes b. Malik'ten şöyle dediğini rivayet etti: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize ikindi namazım kıldırdı. Namazını bitirdikten sonra Selime oğullarından bir adam yanına gelerek dedi ki: Ey Allah'ın Resulü biz bazı develerimizi kesmek isteriz, senin de bunda hazır olmam arzu ediyoruz, dedi. Allah Resulü de "peki" buyurdu. O kalkıp gitti, biz de onunla birlikte kalktık. Develerin henüz kesilmediğini gördük. Develer kesildi, sonra parçalandı sonra onlardan bir miktar pişirildi sonra yedik ve henüz güneş batmamıştı.

el-Muradi dedi ki: Bize İbn Vehb, İbn Lehia ve Amr b. el-Haris'ten de bu hadisi tahdis etti.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir

 

 

حدثنا محمد بن مهران الرازي. حدثنا الوليد بن مسلم. حدثنا الأوزاعي عن أبي النجاشي. قال:

 سمعت رافع بن خديج يقول: كنا نصلي العصر مع رسول الله صلى الله عليه وسلم. ثم تنحر الجزور. فتقسم عشر قسم. ثم تطبخ. فنأكل لحما نضيجا. قبل مغيب الشمس.

 

1414- Bize Muhammed b. Mihran er-Razi tahdis etti, bize el-Velid b. Müslim tahdis etti, bize el-Evzai, Ebu'n-Necaşi'den şöyle dediğini tahdis etti: Rafi b. Hadic'i şöyle derken dinledim: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte ikindi namazını kılardık sonra develer kesilir, on paya bölünür sonra pişirilir, biz pişmiş etten yerdik de henüz güneş batmamış oluyordu.

 

Diğer tahric: Buhari, 2485

 

 

حدثنا إسحاق بن إبراهيم. أخبرنا عيسى بن يونس وشعيب بن إسحاق الدمشقي. قالا: حدثنا الأوزاعي، بهذا الإسناد. غير أنه قال:

 كنا ننحر الجزور على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم، بعد العصر. ولم يقل: كنا نصلى معه.

 

1415- Bize İshak b. İbrahim tahdis etti. Bize İsa b. Yunus ve Şuayb b. İshak ed-Dımaşki tahdis edip dediler ki: Bize el-Evzai bu isnad ile tahdis edip: Biz Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) döneminde ikindi namazından sonra develeri keserdik, dedi ama: Onunla birlikte namaz kılardık, ibaresini zikretmedi.

 

 

AÇIKLAMA:          (1411) "el-Ala'dan rivayete göre Enes b. Malik (r.anh)'ın yanına ... gitmiş ... " Diğer rivayette (1412) "Ebu Umame (r.anh)'dan dedi ki: Ömer b. Abdulaziz ile birlikte öğle namazını kıldık. .. "

 

Bu iki hadis-i şerif ikindi namazının erkenden ilk vaktinde kılındığı ve ikindi namazı vaktinin her bir şeyingölgesi bir misli olduğu zaman girdiği hususunda açıktırlar. Bundan dolayı diğerleri öğle namazını bu vakte kadar geciktiriyorlardı. Ömer b. Abdulaziz de kendisinden önceki Umera'nın adeti üzere ve erken kılınması hakkındaki sünnet uygulaması ona ulaşmadan önce geciktiriyordu fakat bu sünnetin haberi kendisine ulaşınca o da geciktirmemeye başladı. Onun öğle namazını karşı karşıya kaldığı bir uğraşı ya da bir mazereti dolayısıyla geciktirmiş olma ihtimali de vardır. Hadisin zahiri de böyle bir tevili gerektirmektedir. Bu uygulama Ömer b. Abdulaziz Medine'de valilik yaparken olmuştur, halifeliği döneminde değil çünkü Enes (r.anh) Ömer b. Abdulaziz'in halifeliğinden yaklaşık dokuz yıl önce vefat etmiştir.

 

"İşte o münafığın namazıdır. " Bu ifade ile mazeretsiz olarak ikindi namazını geciktirmenin açıkça yerildiği görülmektedir çünkü Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Oturup, güneşi gözetler ... " buyurmuştur.

 

"Şeytan'ın iki boynuzu arasında" ibaresinin anlamı hususunda farklı açıklamalar yapmışlardır. Bunun hakikati üzere ve lafzının zahirine göre anlaşıldığı söylenmiştir. Bundan kasıt ise güneş battığı zaman boynuzlarını onun hizasına getirir, doğduğu sırada da böyle yapar çünkü o vakitte kafirler güneşe secde ederler. Böylelikle güneşe secde edenlerin bu secdelerinin sureti itibariyle kendisine'yapılmasını sağlamak için boynuzlarını onun hizasına getirir. Böylelikle hem kendisine, hem. destekleyicilerine onların ancak kendisine secde ettikleri izlenimini verdirir. Bir diğer görüşe göre bu tabir mecazidir. Boynuzu ve' boynuzları ile anlatılmak istenen onun yükseklere çıkması, saltanatı,tasallutu, galip gelmesi ve destekleyicileridir.

 

Hattabi dedi ki: Bu temsili bir ifadedir. Anlamı onu geciktirmenin şeytanın süslemesiyle ve boynuzlu hayvanların boynuzlarıyla itmeleri gibi erken kılmak isteyenleri geriletmesini anlatmaktır ama doğru olan birinci açıklamadır.

 

"Onu dört rekat olarak gagalar ve o vakitte Allah'ı pek az anar." İfade huşuu, tuma'nineyi ve zikirleri tamamlamayacak şekilde namazını hızlıca kılan kimsenin açıkça yerildiğini. ortaya koymaktadır. Gagalamaktan maksat kuşun yem gagalamasıgibi hızlıca hareket etmektir.

 

(1413) "Resuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize ikindi namazını kıldırdı. Biz namazı bitirdikten sonra ona Selime oğullarından bir adam gelip ... " Burada anlatılanlar ikindi namazını erken kılmakta ileri derecede dikkatli olunduğunu açıkça göstermektedir. Hadisten yapılan davete icabet etmek ve ister günün ilk vakitlerinde, ister son vakitlerinde olsun yemeğe davetin müsteha:b olduğu hükmü anlaşılmaktadır.

 

"Cezur" ancak deve türünden olur.

 

"Selime oğulları" isminde de lam harfi kesrelidir.

 

(1414) "Ebu'n-Necaşi" nun harfi fethalıdır, adı Ata b. Suhayb olup, Rafi b. Hadic (r.anh)'ın azatlısıdır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

88- İKİNDİ NAMAZINI GEÇİRMENİN VEBALİNİN AĞIR OLDUĞU BABI