SAHİH-İ MÜSLİM |
HAYIZ |
باب بيان
صفة مني الرجل
والمرأة وأن
الولد مخلوق
من مائهما
8- ERKEĞİN VE KADININ
MENİSİNİN NİTELİKLERİNİ VE ÇOCUĞUN HER İKİSİNİN SUYUNDAN YARATILDIĞININ BEYANI
BABI
34 - (315) حدثني
الحسن بن علي
الحلواني.
حدثنا أبو
توبة (وهو الربيع
بن نافع)
حدثنا معاوية
(يعني ابن
سلام) عن زيد
(يعني أخاه)؛
أنه سمع أبا
سلام قال:
حدثني أبو
أسماء
الرحبي؛ أن
ثوبان مولى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم حدثه قال: كنت
قائما عند
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. فجاء
حبر من أحبار
اليهود فقال:
السلام عليك يا
محمد! فدفعته
دفعة كاد يصرع
منها. فقال: لم
تدفعني؟ فقلت:
ألا تقول يا
رسول الله!
فقال اليهودي:
إنما ندعوه
باسمه الذي
سماه به أهله.
فقال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم "إن اسمي
محمد الذي سماني
به أهلي" فقال
اليهودي: جئت
أسألك. فقال له
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "أينفعك
شيء إن
حدثتك؟" قال:
أسمع بأذني.
فنكت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بعود معه.
فقال "سل"
فقال اليهودي:
أين يكون
الناس يوم
تبدل الأرض
غير الأرض
والسماوات؟
فقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم "هم
في الظلمة دون
الجسر" قال: فمن
أول الناس
إجازة؟ قال
"فقراء المهاجرين"
قال اليهودي:
فما تحفتهم
حين يدخلون الجنة؟
قال "زيادة
كبد النون"
قال: فما
غذاؤهم على
إثرها؟ قال
"ينحر لهم ثور
الجنة الذي كان
يأكل من
أطرافها" قال:
فما شرابهم
عليه؟ قال "من
عين فيها تسمى
سلسبيلا" قال:
صدقت. قال: وجئت
أسألك عن شيء
لا يعلمه أحد
من أهل الأرض.
إلا نبي أو
رجل أو رجلان.
قال "ينفعك إن حدثتك؟"
قال: أسمع
بأذني. قال
جئت أسألك عن
الولد؟ قال
"ماء الرجل
أبيض وماء
المرأة أصفر.
فإذا اجتمعا،
فعلا مني
الرجل مني
المرأة، أَذْكَرَا
بإذن الله.
وإذا علا مني
المرأة مني
الرجل، آنثا
بإذن الله"
قال اليهودي:
لقد صدقت.
وإنك لنبي. ثم
انصرف فذهب.فقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم "لقد
سألني هذا عن
الذي سألني
عنه. وما لي
علم بشيء منه.
حتى أتاني
الله به".
714- Bana Hasan b. Ali el-Hulvfmı tahdis etti. Bize Ebu Tevbe -ki o Rab!' b. Nafi"dir- tahdis etti. Bize Muaviye -yani b. Sellam- Zeyd'den -yani kardeşinden- tahdis
ettiğine göre o Ebu Sellam'ı
şöyle derken dinlemiştir: Bana Ebu Esma er-Rahab!'nin tahdis
ettiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in azatlısı Sevban
kendisine tahdis edip dedi ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
yanında ayakta duruyordum. Yahudi hahamlarından bir haham gelip: Selam sana ey
Muhammed, dedi. Ben onu öyle bir ittim ki, ondan dolayı neredeyse yere
düşecekti. Beni neden ittin, dedi. Ben: Neden ey Allah'ın Resulü demiyorsun,
dedim. Yahudi: Biz onu ancak ailesinin kendisine vermiş olduğu ismiyle
çağırırız, dedi.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunun üzerine: "Şüphesiz ailemin bana verdiği
ismim Muhammed'dir" buyurdu. Bu sefer Yahudi: Sana soru sormak için geldim,
dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Eğer sana (cevabını)
söyleyecek olursam sana bir faydası olur mu?" buyurdu. Yahudi:
Kulaklarımla duymuş olurum, dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
beraberindeki bir sapa ile düşünceli bir şekilde yere bir şeyler çizdi sonra:
"Sor" buyurdu. Yahudi: Yer başka bir yere değişeceği semaların da
değişeceği günde insanlar nerede olacaktır, dedi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Onlar köprünün
berisindeki karanlıkta olacaklar" buyurdu. Yahudi: İnsanlar arasından (o
köprüyü) ilk olarak kimler geçecek dedi. Allah Resulü: "Muhacirlerin
fakirleri" buyurdu. Yahudi: Cennete girecekleri zaman onlara ne ikram
edilecek, dedi. Allah Resulü:
"Balığın ciğerinin
fazlalık kısmı" buyurdu. Yahudi: Hemen onun arkasındaki gıdaları ne
olacak, dedi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Cennetin kenarlarından yiyen
bir öküz onlar için kesilecek" buyurdu. Yahudi: Bunun üzerine ne
içecekler, dedi. Allah Resulü: "Orada Selsebil
diye adlandırılan bir pınardan (içecekler)" buyurdu. Yahudi: Doğru
söylüyorsun, dedi şunları ekledi: Bir de sana yeryüzü halkı arasında bir
nebinin yahut bir ya da iki adamdan başka hiç kimsenin bilmediği bir şey
hakkında soru sormak üzere geldim, dedi. Allah Resulü: "Sana söylersem (bunun)
sana faydası olur mu" buyurdu. Yahudi: Kulaklarımla işitmiş olurum, dedi.
Sana çocuk hakkında sormaya geldim (dedi). Allah Resulü: "Erkeğin suyu
beyaz, kadının suyu sarıdır. Her ikisi bir araya gelip de erkeğin menisi,
kadının menisinin üstüne çıkarsa Allah'ın izniyle erkek çocukları olur. Eğer
kadının menisi erkeğin menisinin üstüne çıkarsa Allah'ın izniyle kız çocukları
olur" buyurdu. Yahudi: Andolsun doğru söyledin
ve muhakkak sen bir nebisin dedi, sonra dönüp gitti.
Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu adam bana hakkında cevap istediği bu
soruları sorduğu zaman yüce Allah bana onların bilgisini bildirinceye kadar
onların hiçbirisi hakkında bir bilgim yoktu" buyurdu.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
(315) وحدثنيه
عبدالله بن
عبدالرحمن
الدارمي.
أخبرنا يحيى
بن حسان.
حدثنا معاوية
بن سلام، في
هذا الإسناد،
بمثله. غير
أنه قال: كنت
قاعدا عند
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. وقال:
زائدة كبد
النون. وقال:
أذكر وآنث.
ولم يقل:
أذكرا وآنثا.
715- Bunu bana Abdullah b. Abdurrahman ed-Darimi de tahdis etti, bize Yahya b. Hassan haber verdi, bize Muaviye b. Sellam bu isnadta aynısını tahdis etti.
Ancak o(nun rivayetinde Sevban):
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selleml'in
yanında oturuyordum, dedi. Ayrıca o rivayetinde "balığın ciğerinin
fazlalığı" derken (ziyade lafzı yerine zaide lafzını) söyledi,yine
onun erkek ve kız çocuğu olur dediği halde ikisinin erkek ve kız çocuğu olur
demedi.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir
AÇIKLAMA: Bu babta Sevban (r.a.)'ın Yahudi hahamının kıssası ile ilgili rivayet ettiği hadis
yer almaktadır. Bundan önceki babta ise meninin
nitelikleri açıklanmıştı.
Habr (haham) kelimesi habr ve hibr olarak söylenir ve bunlar iki meşhur söyleyiştir, alim
kişi demektir.
"Ebu Esma er-Rahabı"nin adı Amr b. Mersed eş-Şam i ed-Dımeşki'dir.
Ebu Süleyman b. Zeyd dedi ki: Ebu Esma er-Rahabı Dımaşk Rahabesinden idi. Burası
da Dımaşk'ın kasabalarından bir kasaba olup, onunla Dımaşk arasında bir millik mesafe vardır. Ben onun bayındır
bir kasaba olduğunu gördüm. Allah en iyi bilendir.
"Resuluilah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir değnek ile düşünceli olarak bir şeyler
çizdi." (3/226) Yani elindeki değnek ile yere izleri belli bazı çizgiler
çizdi. Böyle bir işi düşünen bir kişi yapar. Bu da benzeri bir iş yapmanın caiz
olduğuna ve bunun insanın mürüwetini ihlal etmediğine
delildir. Allah en iyi bilendir.
"Köprüden berideki
bir karanlık içinde" Köprü kelimesi "cisr"
ve "cesr" olarak telaffuz edilir, bunlar
meşhur iki söyleyiştir. Burada köprüden kasıt da Sırattır.
"Onlara ne ikram
edilecektir." Tuhfe, kişiye sunulan hediye özelolarak verilen ve onunla taltif olunan şeye (ikrama)
denilir. İbrahim el-HalEbi dedi ki: Bu meyvenin bir
yanı demektir. Allah en iyi bilendir.
"Balığın ciğerinin
ziyadesi (fazla k/smı)dır." (Hadisteki lafzıyla)
nun balık demektir, çoğulu "nınan"
diye gelir. Diğer rivayette ise "balığın ciğerinin zaidesi"
denilmektedir. Ziyade ve zaide aynı şeydir, bu da ciğerin kenan
demek olup, onun en lezzetli ve hoş kısmıdır.
"Gıdalan" iki şekilde rivayet edilmiştir. Birisi
kesreli gayn ve zel ile
diğeri ise fethalı gayn ve dal "gada"olarak. Kadı İyaz der
ki: Bu ikinci rivayet sahih olandır, çoğunluğun rivayeti de budur. Birincisinin
bir değeri yoktur.
Derim ki: Ama onun
açıklanabilir bir tarafı vardır. O zamanda gıdaları ne olacaktır takdirindedir.
Yoksa maksat her zaman için onların gıdalarının ne olacağını sormak değildir.
Allah en iyi bilendir.
"Orada selsebil diye adlandırılan bir pınardan" buyruğu ile
ilgili olarak dilbilgini ve müfessirlerden bir topluluğun dediğine göre, Selsebil pınarın adıdır. Mücahid
ve başkaları ise selsebil hızlıca akmak demektir.
Yumuşak ve rahat akan anlamında olduğu da söylenmiştir ..
'1illah'ın izniyle erkek
çocukları olur, Allah'ın izniyle kız çocukları olur" ibarelerinde birincisinin
anlamı çocuk erkek olur, ikincisinin anlamı da çocuk kız olur şeklindedir.
"Kız çocukları
olur" anlamındaki lafız hemzesi uzatılıp, nun
harfi şeddesiz olarak "fınesa" diye
okunmakla birlikte hemzesi uzatılmadan ve nun harfi
şeddeli olarak "ennesa" şeklinde de rivayet
edilmiştir. Allah en iyi bilendir .
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: