SAHİH-İ MÜSLİM

İMAN

 

باب دعاء النبي صلى الله عليه وسلم لأمته وبكائه شفقة عليهم

87 /86- NEBi (S.A.V.)'iN ÜMMETİNE DUA ETMESİ VE ONLARA ŞEFKATİNDEN AĞLAMASI BABI

 

346 - (202) حدثني يونس بن عبدالأعلى الصدفي. أخبرنا ابن وهب. قال: أخبرني عمرو بن الحارث؛ أن بكر بن سوادة حدثه عن عبدالرحمن بن جبير، عن عبدالله بن عمرو بن العاص؛ أن النبي صلى الله عليه وسلم تلا قول الله عز وجل في إبراهيم: {رب إنهن أضللن كثيرا من الناس فمن تبعني فإنه مني}[14/إبراهيم/ الآية-36] الآية وقال عيسى عليه السلام: إن تعذبهم فإنهم عبادك و إن تغفر لهم فإنك أنت العزيز الحكيم [5/المائدة/ الآية-118] فرفع يديه وقال "اللهم! أمتي أمتي" وبكى. فقال الله عز وجل: يا جبريل! اذهب إلى محمد، وربك أعلم، فسله ما يبكيك؟ فأتاه جبريل عليه الصلاة والسلام فسأله. فأخبره رسول الله صلى الله عليه وسلم بما قال. وهو أعلم. فقال الله: يا جبريل! اذهب إلى محمد فقل: إنا سنرضيك في أمتك ولا نسوءك.

 

498- Bana Yunus b. Abdil a'lâ Es Sadefi rivayet etti. (Dedi ki): Bize İbni Vehb haber verdi. (Dedi ki): Bana Arar b. Haris haber verdi, ona da Bekr b. Sevade Abdurrahman bin Cübeyr'den, o da Abdullah b. Amr b. As'tan rivayete göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüce Allah'ın İbrahim (aleyhisselfun) hakkındaki: "Rabbim, şüphesiz ki onlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık kim bana uyarsa işte o bendendir." (İbrahim, 36) ayetini okudu. İsa (aleyhisselam) da: "Eğer onları azaplandırırsan şüphe yok ki onlar senin kullarındır ve eğer onlara mağfiret edersen yine şüphe yok ki sen Azizsin, Hakimsin." (Maide,118) dedi(ğini bildiren) buyruğu okudu. Sonra ellerini kaldırarak: ''Allah'ım, ümmetimi (bağışla) ümmetimi" buyurdu ve ağladı. Aziz ve Celil Allah: Ey Cebrail -Rabbin en iyi bilen olmakla birlikte Muhammed'e git ve ona neden ağladığını sor, buyurdu. Cebrail (aleyhisselam) ona gelerek sordu, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'de neler söylediğini ona haber verdi. -Halbuki Allah onları da en iyi bilendir. - Bu sefer yüce Allah: Ey Cebrail, Muhammed'e git ve: Şüphesiz senin ümmetin hakkında biz seni razı edeceğiz ve seni üzmeyeceğiz de, buyurdu.

 

 

Bunu yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'I-EşrM, 8873

 

AÇIKLAMA:              "Bana Yunus b. Abdula'la es-Sadef'i tahdis etti ... Abdullah b. Amr b. As'dan" Bu isnadtaki ravilerin tümü Basralıdır. Daha önce "Yunus" lafzının nun harfi ötreli, fethalı ve kesreli okunmakla birlikte hepsinde hemzeli ve hemzesiz (mesela Yu'nus şeklinde) okunmak suretiyle altı türlü söyleyişinin olduğunu belirtmiş idik. "es-Sadef'i" ise bilinen bir kabile olan "Sadef" e nispettir.

 

Ebu Said b. Yunus dedi ki: Bunların Sadeftiler arasında çağrılmaları (onların o kabileden oldukları anlamında değildir) kendisi (Yunus) ne bizzat onlardan (Sadeftilerden)dir, ne de onların azatlılarındandır.

 

Burada sözü edilen Yunus b. Abdula'la 264 yılı Rabiulahir ayında vefat etmiştir. 170 yılı Zülhicce ayında doğmuştur.

 

Bu isnadta Müslim'in kendisinden sonra yaşamış bir üstattan rivayeti sözkonusudur. Çünkü Müslim daha önce geçtiği gibi 261 yılında vefat etmiştir.

"Abdullah b. Amr b. As'tan rivayete göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüce Allah'ın İbrahim (aleyhisselam) hakkındaki: "Rabbim muhakkak on/ar insan/ardan birçoğunu saptırdı/ar" (İbrahim, 14/36) ayetini okudu. İsa (aleyhisselam) da: "Eğer on/arı azap/andırırsan şüphe yok ki on/ar senin kullarındır" (Maide, 5/118) dedi." Asıl nüshalarda da "İsa dedi" şeklindedir. Kadı İyaz der ki: Bazıları şöyle demiştir: Burada "dedi" sözü fiilin değil, söylenenlerin adıdır. Sanki: İsa'nın söylediği şu sözleri tilavet etti, demiş gibidir.

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Ellerini ka/dırdı. .. seni üzmeyeceğiz" buyruğuna gelince, bu hadis-i şerif çeşitli faydalı hükümleri ihtiva etmektedir:

 

1 - Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in ümmetine eksiksiz şefkati, onların maslahatlarına oldukça önem vermesi, onları ilgilendiren hususlarla ilgilenmesi

 

2- Dua ederken elleri kaldırmanın müstehap olduğu

 

3- Yüce Allah'ın şeretini daha da arttırmasını nİyaz ettiğimiz bu ümmete yüce Allah'ın: "Ümmetin hakkında seni razı edeceğiz ve seni üzmeyeceğiz" buyruğu ile verdiği pek büyük müjdesi. Bu hadis, bu ümmet için en çok ümit veren hadislerden birisidir ya da en çok ümit veren hadistir.

 

4- Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yüce Allah nezdindeki makamının büyüklüğü ve onun nebimize pek büyük lütfu

 

5- Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e Cebrail'in gönderilmesindeki hikmet ise Nebi {Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şerefini açığa çıkarmak, onun en üstün bir konumda olduğunu göstermektir. Çünkü O razı edilecek ve Allah'ın ona ikramları ile hoş tutulacaktır. Allah en iyi bilendir.

 

Bu hadis aynı zamanda yüce Allah'ın: "Elbette Rabbin sana verecek, sen de hoşnut olacaksın" (Duha, 93/5) ayetine de uygundur.

 

Yüce Allah'ın: "Seni üzmeyeceğiz" buyruğu ile ilgili olarak Tahrir sahibi şunları söylemektedir: Bu ifadelerin anlamını tekid etmektedir, seni mahzun etmeyeceğiz, üzmeyeceğiz demektir. Çünkü razı etmek, hoşnut etmek bazılarının affedilmesi ile gerçekleşebilir. Geri kalanlar ise cehenneme girer ama yüce Allah: Seni hoşnut edeceğiz ve sen üzülmeyeceksin hatta onların hepsini kurtaracağız, demiş olmaktadır. Allah en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

88- KÜFÜR ÜZERE ÖLENİN CEHENNEMDE OLUP, ŞEFAATE NAİL OLMAYACAĞI VE YAKINLAŞTIRILMIŞ KİMSELERİN YAKINLlKLARININ KENDİSİNE FAYDA VERMEYECEĞİNİN BEYANI BABI