SAHİH-İ MÜSLİM |
İMAN |
باب كون
الإسلام يهدم
ما قبله وكذا
الهجرة والحج
54- İSLAM'IN KENDİSİNDEN
ÖNCEKİLERİNİ YIKTIĞl, HİCRETİN VE HACCIN DA BÖYLE OLDUĞU BABI
192 - (121) حدثنا
محمد بن
المثنى
العنـزي وأبو
معن الرقاشي
وإسحاق بن
منصور. كلهم
عن أبي عاصم. واللفظ
لابن المثنى.
حدثنا الضحاك
(يعني أبا عاصم)
قال: أخبرنا
حيوة بن شريح.
قال: حدثني
يزيد بن أبي
حبيب، عن ابن
شماسة
المهري، قال: حضرنا
عمرو بن العاص
وهو في سياقة
الموت. فبكى
طويلا وحوله
وجهه إلى
الجدار. فجعل
ابنه يقول: يا
أبتاه أما
بشرك رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بكذا ؟ أما
بشرك رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بكذا ؟ قال
فأقبل بوجهه
فقال: إن أفضل
ما نعد شهادة
أن لا إله إلا
الله وأن محمدا
رسول الله.
إني قد كنت
على أطباق
ثلاث. لقد
رأيتني وما
أحد أشد بغضا
لرسول الله
صلى الله عليه
وسلم مني. ولا
أحب إلي أن
أكون قد
استمكنت منه
فقتلته. فلو
مت على تلك
الحال لكنت من
أهل النار.
فلما جعل الله
الإسلام في قلبي
أتيت النبي
صلى الله عليه
وسلم فقلت: ابسط
يمينك
فلأبايعك.
فبسط يمينه.
قال فقبضت يدي.
قال "مالك يا
عمرو؟" قال
قلت: أردت أن
أشترط. قال"
تشترط
بماذا؟" قلت:
أن يغفر لي.
قال" أما علمت
أن الإسلام
يهدم ما كان
قبله؟ وأن
الهجرة تهدم
ما كان قبلها؟
وأن الحج يهدم
ما كان قبله؟"
وما كان أحد
أحب إلي من
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم ولا أجل
في عيني منه.
وما كنت أطيق
أن أملأ عيني
منه إجلالا
له. ولو سئلت أن
أصفه ما أطقت.
لأني لم أكن
أملأ عيني
منه. ولو مت
على تلك الحال
لرجوت أن أكون
من أهل الجنة.
ثم ولينا
أشياء ما أدري
ما حالي فيها.
فإذا أنا مت،
فلا تصبحني
نائحة ولا
نار. فإذا
دفنتموني
فشنوا علي
التراب شنا.
ثم أقيموا حول
قبري قدر ما
تنحر جزور.
ويقسم لحمها.
حتى أستأنس
بكم. وأنظر
ماذا أراجع به
رسل ربي.
317- Bize Muhammed b.
el-Müsenna el-Anezi, Ebu Ma'mer -Rekaşi ve İshak b. Mansur hepsi Ebu Asım'dan
-lafız İbnu'l-Müsenna'nın olmak üzere- tahdis etti. Bize ed-Dahhak -yani Ebu
Asım- tahdis etti. Bize Hayve b. Şureyh haber verdi. Bana Yezid b. Ebi Habib, İbn Şumase el-Mehri'den şöyle dediğini tahdis etti: Ölümüne
yakın Amr b. el-As'ın yanında idik. Yüzünü duvara çevirerek uzunca ağladı.
Oğlu: Babacığım Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sana şöyle bir müjde
vermemiş miydi? Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sana şu müjdeyi
vermemiş miydi, demeye koyuldu.
(İbn Şumase) dedi ki:
Sonra yüzünü çevirerek dedi ki: Hazırladıklarımız arasında en faziletli şey,
Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına, Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şahadet
etmektir. Gerçekten ben üç (farklı) halde bulundum. Kendimin Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e benden daha çok buğz eden bir kimsenin olmadığı
ve imkan bulup da onu öldürmekten daha çok sevdiğim hiçbir şeyin bulunmadığı
bir halini görmüşümdür. Eğer o hal üzere ölmüş olsaydım elbette
cehennemliklerden olurdum. Allah İslam'ı kalbime yerleştirince Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'e gidip: Sağ elini uzat ta sana bey'at edeyim, dedim. O da
sağ elini uzattı. Bu sefer ben elimi geri çektim. "Ne oluyor sana ey
Amr" buyurdu. Ben: Şart koşmak istedim, dedim. Allah Resulü: "Neyi
şart koşacaksın" buyurdu. Ben: Bana günahlarımın bağışlanmasını, dedim.
O: "İslam'ın
kendisinden önce olanları yıktığını, hicretin kendisinden önce olanları
yıktığını, haccın da kendisinden önce olanları yıktığını bilmiyor muydun?"
dedi.
Bu halde Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den daha çok sevdiğim, gözümde ondan daha üstün
bulduğum hiçbir kimse yoktu. Onu ta'zim ettiğimden dolayı kendisine doya doya
bakamıyordum. Bana onun niteliklerini anlatmam istenseydi yapamayacaktım. Çünkü
ona doya doya bakabilmiş değildim. Şayet o hal üzere ölmüş olsaydım şüphesiz
cennetliklerden olacağımı ümit edecektim. Sonra birtakım işlere bulaştık.
Onlarda halim nedir bilemiyorum. Ben ölecek olursam sakın benimle birlikte
hiçbir ağıtçı ve ateş bulunmasın. Beni defnettikten sonra üzerimi toprakla
iyice kapatın. Sonra kabrimin etrafında bir deve kesilip, etinin dağıtılacağı
bir süre kadar kalın ki varlığınızla yalnızlığımı gidereyim. Rabbimin
elçilerine nasıl cevap vereceğime bir bakayım.
Yalnız Müslim rivayet
etmiştir: Tuhfetu'I-Eşraf, 10737
AÇIKLAMA: Bu babta Amr b. el-As (r.a.)'ın
rivayet ettiği ve onun vefat olayını anlatan hadis ile (318 numarada gelecek
olan) İbn Abbas (r.a.)'ın yüce Allah'ın: "Onlar ki Allah ile birlikte
başka bir ilaha ib'adet etmezler." (Furkan, 68) buyruğu ile "ey
nefisleri aleyhine ileri giden kullarım ... " (Zümer, 53) buyruklarının
nüzul sebebi ile ilgili hadisi yer almaktadır. Amr (r.a.)'ın rivayet ettiği hadisin
isnadı ve metni ile ilgili açıklamaları yaptıktan sonra İbn Abbas (r.a.)'ın
rivayet ettiği hadisi ele alacağız.
Bu hadisin senedinde
Muhammed b. Müsenna el-Anezi vardır ki nispetinde ayn ve nun harfleri
fethalıdır. Ebu Ma'n er-Rakaşi'nin nispetinde re harfi fethalı, kaf harfi
şeddesizdir. Adı Zeyd b. Yezid'dir. Ebu Asım ise en-Nebil lakaplı olup, adı
ed-Dahhak b. Mahled'dir. İbn Şumase el-Mehri'nin babasının adı olan Şumase'deki
şın harfi fethalı da, dammeli de (Şumase şeklinde) okunabilir. Her iki
söyleyişi el-Metali sahibi zikretıniştir. Adı ise Abdurrahman b. Şumase b. Zi'b
Ebu Amr'dır, Ebu Abdullah olduğu da söylenmiştir, elMehri nispeti de mim harfi
fethalı, he harfi sakindir.
Hadisin Metnindeki
Lafızlar İle İlgili Açıklamalar:
"Ölüm döşeğinde
iken" ölümü yaklaşmış iken demektir. "Üç halde idim." (Hal
lafzını anlatmak için kullandığı tabak kelimesinin çoğulu olan atbaki
kullanmıştır.) Yüce Allah da (bu anlamda): "mutlaka sizler biri diğerine
mutabık halden hale (tabaktan tabağa) geçeceksiniz." (İnşikak, 19)
buyurulmaktadır. İşte "üç" anlamındaki "selas" lafzını
"etbak"ın anlamını kastederek müennes ıikretmiştir. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Neyi şart koşacaksm" buyruğunu bu
şekilde "ma" edatı başında be harfi ile kaydettik. Be'nin
benzerlerinde olduğu gibi, tekid için Zaide olması mümkündür. Ne ile ihtiyatlı
davranmış olacaksın anlamının kastedildiği "şart koşma"nın anlamı
için de gelmiş olabilir.
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem)'in: "İslam kendisinden önce olanları yıkar"
buyruğu, onu düşürür, etkisini siler demektir. "Beni defnettikten sonra
üzerime iyice toprak doldurun" ifadesindeki toprak doldurmak, atmak
kelimesini biz hem sin ile hem şın ile tespit etmiş bulunuyoruz. Kadı lyaı da
aynı şekilde böyle demiştir. Bu da dökmek demektir diye açıklamıştır.
"Şunnu: iyice toprak doldurun" ifadesinde sin ile kolay bir şekilde
dökmek, şın ile dağınık, peyderpey dökmek anlamında olduğu da söylenmiştir.
Hadisten Çıkartılan
Hükümler
1 - İslamın, hicretin ve
haccın yerinin büyüklüğü belirtilmekte, bunların her birinin kendisinden önceki
masiyetleri yıktığı (silip süpürdüğü) anlatılmaktadır.
2- Ölümü yaklaşmış olan
bir kimseye yüce Allah hakkında iyi zan beslemesi için dikkatini çekmek,
ümitlendirici ayetIeri ve af ile ilgili hadisleri yanında zikretmek, ölüm
halindeki olan ıata yüce Allah'ın Müslümanlara hazırlamış olduğu mükMatların
müjdesini vermek müstehabtır. Ayrıca yüce Allah hakkında güzel bir zan
besleyip, o hal üzere ölmesi için onun güzel amellerini hatırlatmak da
müstehabtır. Bu edebin müstehab olduğu ittifakla kabul edilmiştir. Hadisten
buna delil olan da Abdullah b. Amr'ın babasına: Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) sana bu müjdeleri vermedi mi, demiş olmasıdır.
3- Hadisten ashabın
(r.a.um) Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ne kadar saygılı oldukları,
onu ne kadar taıim ettikleri de anlaşılmaktadır.
4- "Benim arkamdan
ağıt yakıp feryat eden bir kadın da gelmesin, ateş de gelmesin" sözleri
Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in bu husustaki yasağına uymak içindir. İlim
adamları da bunun mekruh olduğunu söylemişlerdir. Feryat ile ağıt yakmak ise
haramdır. Ölünün arkasından ateş götürmek ise hadis dolayısıyla mekruhtur.
Diğer taraftan mekruh oluş. sebebinin bunun cahiliye şiarlarından oluşu olduğu
da söylenmiştir. İbn Habib el-Maliki: Ateş ile tefe'ül mekruhtur, demektedir.
5- "Üzerime toprak
doldurunuz" sözlerinde kabre toprak doldurmanın müstehab olduğu ve bazı
şehirlerdeki uygulamanın aksine kabrin üzerine oturulmamasının gerektiği anlaşılmaktadır.
6- "Kabrimin
etrafında bir devenin kesilip, etinin paylaştırılacağı bir süre kadar durun ki
sizinle ünsiyet edeyim ve Rabbimin elçilerine ne cevap vereceğime bir
bakayım" sözlerinden çıkartılan faydalı birtakım sonuçlar vardır. Bazıları
şunlardır:
a- Hak ehlinin mezhebi
olduğu üzere kabir fitnesi (sorgusu ve iki meleğin soru sorması)
b- Definden sonra kabrin
yanında belirttiği süre kadar ve belirttiği sebep dolayısıyla beklemek
müstehabtır.
c- Ölü o sırada kabrin
etrafında olanları duyar.
Bu, ortak olan bir
miktar etin ve üzüm gibi yaş birtakım yiyeceklerin paylaştırılmasının caiz
oluşuna da delil gösterilebilir. Bu hususta ise bizim mezhep alimlerimizin
bilinen bir görüş ayrılığı vardır. Onlar şöyle derler: Eğer biz iki görüşten
birisi olan paylaştırmak bir alışveriş değil, hakların ayırt edilmesidir
görüşünü kabul edecek olursak caizdir. Eğer bu bir alışveriştir dersek bu
hususta iki görüş vardır, daha sahih olanları bunun kemal derecesinde
misliyetin bilinrr,emesinden ötürü faize götüreceğinden caiz değildir, ikincisi
hal itibariyle eşitliklerinden ötürü caizdir.
Caiz olmadığı görüşünü
kabul edecek olursak izlenecek yol, et ve benzeri şeylerin önce iki kısma ayrılması
sonra onlardan birisinin diğer ortağına iki kısımdan birisini mesela bir
dirheme satması sonra diğerinin de kendi payına düşen kısmı üzerindeki borç
olan dirhem mukabilinde satmasıdır. Böylelikle her birisi için eksiksiz (tam,
kamil) bir kısım elde edilmiş olur. Bunun daha başka yolları da vardır ki
burada onları zikrederek uzatmaya gerek yoktur. Allah en iyi bilendir.
193 - (122) حدثني
محمد بن حاتم
بن ميمون،
وإبراهيم بن
دينار (واللفظ
لإبراهيم).
قالا: حدثنا
حجاج (وهو ابن
محمد) عن ابن
جريج، قال:
أخبرني يعلى
بن مسلم؛ أنه
سمع سعيد بن
جبير يحدث عن
ابن عباس؛ أن
ناسا من أهل
الشرك قتلوا فأكثروا.
وزنوا
فأكثروا ثم
أتوا محمدا
صلى الله عليه
وسلم. فقالوا:
إن
الذي تقول
وتدعو لحسن.
ولو تخبرنا أن
لما عملنا
كفارة! فنزل:
{والذين لا
يدعون مع الله
إلها آخر ولا
يقتلون النفس
التي حرم الله
إلا بالحق ولا
يزنون ومن
يفعل ذلك يلق
أثاما}
[الفرقان/ آية 68
ونزل: {يا
عبادي الذين
أسرفوا على
أنفسهم لا
تقنطوا من
رحمة الله} [39/الزمر/
آية 53]
318- Bana Muhammed b. Hatim
b. Meymun ve İbrahim b. Dinar -lafız İbrahim'in olmak üzere- tahdis etti, bize
Haccac -b. Muhammed'dir- İbn Cureyc'den tahdis etti. Bana Ya'la. b. Müs!im'in
haber verdiğine göre o Said b. Cubeyr'i,
İbn Abbas'tan şunu
tahdis ederken dinledi: Müşriklerden birtakım kimseler çokça adam öldürmüş,
çokça zina etmişlerdi. Sonra Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e gelerek
dediler ki: Gerçekten söylediklerin ve kendisine davet ettiklerin çok güzeldir.
Bir de bize yaptığımız amellerimize kefaretin bulunduğunu bir söylesen,
dediler.
Bunun üzerine:
"Onlar ki Allah ile birlikte başka bir ilaha ibadet etmezler. Hak ile
olması dışında Al/ah'ın öldürülmesini haram kıldığı nefsi de öldürmezler, zina
da etmezler. Kim bunları işlerse o günah (ları) ile karşılaşır." (Furkan,
68) buyruğu ile; "Ey nefisleri aleyhine ileri giden kullarım, Allah'ın
rahmetinden ümit kesmeyin" (Zümer, 53) s.yeti nazil oldu.
Diğer tahric: Buhari,
4532; Ebu Davud, 4274'te -muhtasar olarak-; Nesai, 4015; Tuhfetu'I-Eşraf, 5652
AÇIKLAMA: Müslim (rahimehullah)'ın, İbn Abbas
(r.a.)'ın rivayet ettiği bu hadisi zikretmekten maksadı Kur'an-ı Azimuşşanın
sünnetin de getirmiş olduğu "İslam kendisinden önceki/eri yıkar"
hükmünü de ifade etmiş olduğunu göstermektir.
Hadisteki: " ...
Bir de bize yaptıklarımızın bir kefaretinin bulunduğunu söylesen ... ayeti nazil
oldu" ibaresinde "lev: se, sa"nın cevabı hazfedilmiştir. Yani
bize bunu haber verecek olursan elbette Müslüman oluruz. Kur'an-ı Azimuşşan'da
ve Arap dilinde bunun hazfedildiği haller çokça görülür: "Zalimleri bir
görsen ... " (En'am, 93) buyruğunda ve benzerlerinde olduğu gibi. "O günah (ları) ile karşılaşır"
(Furkan, 68) buyruğunun bir ceza ile karşılaşır anlamında olduğu söylendiği
gibi, bunun (günah diye meali verilen esam) cehennemde bir vadi olduğu, bir
kuyu olduğu da söylenmiştir, günahının cezasını görür diye de açıklanmıştır.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
55- KAFİRİN MÜSLÜMAN
OLMADAN ÖNCEKİ (İYİ) AMELİNİN HÜKMÜNÜ BEYAN BABI