SAHİH-İ MÜSLİM

İMAN

 

باب بيان تفاضل الإسلام، وأي أموره أفضل

14- İSLAM('IN HASLETLERİ ARASINDAKİ) FAZİLET FARKI VE İSLAM'IN HANGİ İŞİNİN DAHA FAZİLETLİ OLDUĞUNUN BEYANI

 

63 - (39) حدثنا قتيبة بن سعيد. حدثنا ليث. ح وحدثنا محمد بن رمح بن المهاجر. أخبرنا الليث عن يزيد بن أبي حبيب، عن أبي الخير، عن عبدالله بن عمرو؛ أن رجلا سأل رسول الله صلى الله عليه وسلم: أي الإسلام خير؟ قال "تطعم الطعام. وتقرأ السلام على من عرفت ومن لم تعرف".

 

159- Bize Kuteybe b. Said tahdis etti. Bize Leys tahdis etti (H)

ve bize Muhammed b. Rumh el-Muhacir de tahdis edip dedi ki: Leys, Yezid b. Ebu Habib'den bildirdi. O Ebu'l-Hayr (1/65a)'den, o Abdullah b. Amr'dan rivayet ettiğine göre; Bir adam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "İslam'ın hangi hasleti daha hayırlıdır" dedi. "Yemeği yedirir, tanıdığın ve tanımadığın herkese selam verirsin" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, 12,28,5882; Ebu Davud, 5193; Nesai, 5015; İbn Mace, 3253; Tuhfetu'l-Eşraf, 8927

 

 

64 - (40) وحدثنا أبو الطاهر أحمد بن عمرو بن عبدالله بن عمرو بن سرح المصري. أخبرنا ابن وهب، عن عمرو بن الحارث، عن يزيد بن أبي حبيب، عن أبي الخير، أنه سمع عبدالله بن عمرو بن العاص يقول: إن رجلا سأل رسول الله صلى الله عليه وسلم: أي المسلمين خير؟ قال: "من سلم المسلمون من لسانه ويده".

 

160- Bize Ebu't-Tahir Ahmed b. Amr b. Abdullah b. Amr b. Serh el-Mısri de tahdis etti. (Dedi ki): Bize Ibni Vehb, Amir b. el-Haris'den, o da, Yezid b. Ebi Habib'den, o da Ebu'l-Hayr'den, o Abdullah b. Amr b. el-As'ı şöyle derken dinlemiştir: Bir adam Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: Müslümanların hangisi hayırlıdır, diye sordu. O: "Müslümanların dilinden ve elinden esem kaldığı kimsedir" buyurdu.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 8929

 

 

65 - (41) حدثنا حسن الحلواني وعبد بن حميد، جميعا عن أبي عاصم. قال عبد: أنبأنا أبو عاصم، عن ابن جريج؛ أنه سمع أبا الزبير يقول: سمعت جابرا يقول: سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول " المسلم من سلم المسلمون من لسانه ويده".

 

161- Bize Hasen el-Hulvanî ile Abd b. Humeyd hep birden, Ebu Âsım'dan rivayet ettiler. Abd dedi ki: Bize Ebu Asim, İbn-i Cüreyc'den naklen haber verdi ki, İbnî Cüreyc Ebu'z-Zübeyr'i şöyle der­ken işitmiş: Cabir'i şöyle derken dinledim: Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müslüman (diğer Müslümanların) dilinden ve elinden esen kaldığı kimsedir" buyururken dinledim.

 

Yalnız Müslim rivayet etmiştir; Tuhfetu'l-Eşraf, 2837

 

 

66 - (42) وحدثني سعيد بن يحيى بن سعيد الأموي. قال: حدثني أبي. حدثنا أبو بردة بن عبدالله بن أبي بردة بن أبي موسى، عن أبي بردة، عن أبي موسى، قال: قلت: يا رسول الله! أي الإسلام أفضل؟ قال: "من سلم المسلمون من لسانه ويده".

 

162- Bana Said b. Yahya b. Said el-Umevi de tahdis edip dedi ki: Bana babam rivayet ett (Dedi ki): Bize Ebu Biirdete'bnü Abdiîlâh b. Ebi Bürdete'bni Ebî Musa, Ebu Bürde'den o da Ebu Musa'dan naklen rivayet etti. Ebu Musa dedi ki: Ey Allah'ın Rasulü, İslam'ın hangi ameli daha üstündür, dedim. O: "Müslümanların dilinden ve elinden esen kaldığı kimse(nin hali)dir" buyurdu.

 

Diğer tahric: Buhari, IV; Tirmizi, 52. Bu, bu yoldan Ebu Musa'nın naklettiği bir hadis olarak sahih, gariptir diyerek 2504; Nesai, 5014; Tuhfetu'I-Eşraf, 9041

 

 

وحدثنيه إبراهيم بن سعيد الجوهري. حدثنا أبو أسامة قال: حدثني بريد بن عبدالله بهذا الإسناد. قال: سئل رسول الله صلى الله عليه وسلم: أي المسلمين أفضل؟ فذكر مثله.

 

Bunu bana İbrahim b. Said el-Cevheri de tahdis etti. Bize Ebu Usame tahdis etti. Bize Bureyd b. Abdullah bu isnatla tahdis etti. Dedi ki: Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: Müslümanların hangileri daha üstündür diye soruldu deyip, hadisin geri kalan kısmını aynen zikretti.

 

 

AÇIKLAMA:              Bu başlıkta yer alan ilk hadis "Abdullah b. Amr (r.a.)'ın" rivayet ettiği "yemek yedirirsin ... selam verirsin" hadisidir. (160 numaralı hadis) Müslümanların hangisi hayırlıdır. Allah Rasulü: "Dilinden ve elinden (diğer) Müslümanların esen kaldığı kimsedir" buyurdu. Cabir (r.a.)'ın naklettiği rivayet olan (161 numaralı) hadiste: "Müslüman diğer Müslümanların dilinden ve elinden esen kaldığı kimsedir" denilmektedir.

 

İlim adamları der ki: Hadisteki: "İslamın hangi hasleti hayırlıdır"ın anlamı: Hasletlerinin, emirlerinin, durumlarının hangisi hayırlıdır, demektir demişlerdir. Yine ilim adamlarının dediklerine göre Müslümanların hangisinin hayırlı olduğuna verilen cevabın farklı oluşu soru soranın ve soru sorulurken hazır bulunanların durumlarının farklı olmasından dolayıdır. İki yerden birisinde selamın yaygınlaştırılmasına ve yemek yedirmeye ihtiyaç daha çoktu ve bunlar daha önemli idi çünkü bunlar ihmal edilmiş, daha az önemsenmeye başlanmıştı ve buna benzer açıklamalar yapılmıştır. Diğerinde ise Müslümanlara eziyet etmekten uzak durmaya ihtiyaç vardı.

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Müslümanların dilinden ve elinden esen kaldığı kimsedir" buyruğu ise hiçbir müslümana sözüyle olsun, davranışıyla olsun eziyet vermeyen kimse demektir. Özellikle elin sözkonusu edilmesi çoğu eylemlerin onunla yapılmasından dolayıdır. Kur'an-ı Azimuşşan'da da kazanmak ve fiiller -dediğimiz sebepten ötürü- ele izafe edilmiştir. Yüce Allah en iyi bilendir.

 

Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Müslümanların dilinden ve elinden esen kaldığı kimse" buyruğunun şU anlamda olduğunu söylemişlerdir: Maksat kamil müslümandır yoksa bu nitelikte olmayan kimse hakkında İslam'ın aslının reddedilmesi kastedilmemiştir. Aksine bu gibi ifadeler, ilim faydalı alandır. Yahut, alim Zeyd' dir demeye benzer ki bu da mükemmel yahut sevilen kişi odur demektir. Nitekim insanlar Araplardır, mal dediğin şey deve türüdür, denilmesi de böyledir. Bütün bunlar bu hal sadece bunlara münhasırdır demek için değil, bunların daha üstün olduğunu anlatmak içindir. Hadisin anlamı ile ilgili bu açıklamalarımıza hangi Müslüman daha hayırlıdır sorusuna karşılık: "Elinden ve dilinden (diğer) Müslümanların esen kaldığı kimsedir" diye cevap vermesi de delil teşkil eder.

 

Diğer taraftan İslam'ın ve Müslüman kimsenin kemali bunun dışında daha pek çok haslete de bağlıdır. Özellikle sözkonusu olanların zikredilmesi bizim sözünü ettiğimiz özel ihtiyaçtan ötürüdür. Allah en iyi bilendir.

 

"Tanıdığına ve tanımadığına selam vermen"in anlamına gelince, karşılaştığın herkese selam vermen demektir. Onu ister tanı, ister tanıma selamını çoğu kimsenin yaptığı gibi özellikle tanıdığın kimselere vermekle kalma.

 

Diğer taraftan bu genellik Müslümanlara özeldir çünkü kendisi ilk olarak kafire selam vermez.

Hadislerden Çıkarılan Hükümler

 

Bu hadislerde birtakım önemli bilgiler yer almaktadır:

 

1- Yemek yedirmeye, cömertliğe, Müslümanlara faydalı olmaya özen göstermeye, sözlü ya da fiili olarak doğrudan ya da dolaylı bir şekilde onlara eziyet veren hususlardan uzak durmaya (1/102) ve onları küçük görmekten kendini alıkoymaya teşvik vardır.

 

2- Müslümanların kalplerinin kaynaşması, sözbirliği etmeleri, birbirlerini sevmeleri ve bunu gerçekleştiren işleri yapmak teşvik edilmiştir. Kadı Iyaz (rahimehullah) der ki: Ülfet dinin farzlarından, şeriatın rükünlerinden, İslam'ın birliğinin düzenini sağlayan esaslardan birisidir. {Devamla} der ki: Bu hadiste tanıdığın ve tanımadığın kimselere cömertçe, karşllıkslZca selam vermek, bunu yaparken yüce Allah için ihlasla amel etmek, yapmacık ve göze girmek için yapmamak, ayrıca bununla beraber sürekli alçakgönüllülüğü ahlak haline getirip, bu ümmetin şiarının yaygınlaştırılması da teşvik edilmektedir. Yüce Allah en iyi bilendir.

Bu baptaki rical isimlerine gelince Müslim (rahimehullah) birinci isnatta: "Bize Muhammed b. Rumh b. el-Muhacir de tahdis etti ... Abdullah b. Amr' dan" demektedir ki maksat Abdullah b. Amr b. el-As' dır. Müslim (rahimehullah) bundan sonraki hadiste: "Bana Ebu't-Tahir Ahmed b. Amr el-Mısri de tahdis etti ... Abdullah b. Amr (r.a.) ... " demektedir. Bu iki isnattaki ravilerin hepsi de Mısırlı ve pek üstün imamlardır. Bu da Müslim' de hatta başka kaynaklarda çok az rastlanır senetlerdendir çünkü ravilerin tamamının Mısırlı olmaları oldukça az rastlanılır bir isnattır, ravilerinin üstün ve değerli olmaları itibara alınacak olursa bu daha da azdır.

 

Abdullah b. Amr b. el-As (r.a.)'ın üstünlüğü, fıkhı, çok hadis rivayeti, oldukça vera sahibi ve zahid olduğu, çokça namaz kılan,' oruç tutan ve diğer ibadetleri yapan birisi olduğu, bunun dışında daha başka türlü hayırları çokça işleyen birisi olduğu, tamamen yazılıp kaydedilmesi imkansız derecede bilinen ve meşhur hususlardır. Allah ondan razı olsun.

 

Ebu'l-Hayr'ın adı Mersed b. Abdullah el-Yezenl'dir. Himyerlilerin bir kolu olan Yezene nispetlidir.

 

Ebu Said b. Yunus dedi ki: Ebu'l-Hayr kendi döneminde Mısırlıların müftüsü idi. H. 70 yılında vefat etti. Yezid b. Ebu Habib'in künyesi Ebu Reca olup, tabiindendir. İbn Yunus dedi ki: Kendi döneminde Mısırlıların müftüsü idi, son derece halim ve akıllı birisi idi. Mısır' da ilmi ilk açığa vuran, helal ve haramdan ilk söz eden kişidir. Bundan önce Mısırlılar fiten, melahim, hayra terğib (teşvik) hadislerini rivayet ederlerdi.  Leys b. Sa'd dedi ki: Yezid efendimiz ve alimimizdir.

 

Ebu Habib'in adı Suveyd'dir. Leys b. Sa'd (r.a.)'a gelince, onun imamlığı, üstün kişiliği, koruyuculuğu, mahareti, çağdaşlarının, cömertliği ve önderliği, efendiliği hakkındaki tanıklığı ve bunun dışında pek güzel halleri anlatılamayacak kadar yaygın, sayıya sığamayacak kadar çoktur. Onun üstünlüğünü anlamak için pek büyük iki imam olan Şafii ile İbn Bu~eyr'in -yüce Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun- Leys, Malik'den daha fakihtir şeklindeki tanıklığı yeterlidir. Allah hepsinden razı olsun. Bunların ikisi de Malik (rahimehullah)'ın öğrencileri olmakla birlikte böyle bir şahirlikte bulunmuşlardır. Her ikisinin ne kadar itkan sahibi, vera sahibi, Malik' e ne kadar saygılı oldukları, onu halleriyle ne kadar tanıdıkları ise bilinen bir husustur. Bütün bunlarla birlikte Malik'in ne kadar üstün bir imam, fıkhının ne kadar büyük olduğu da bilinmektedir. Allah ondan razı olsun.

 

Muhammed b. Rumh dedi ki: Leys'in geliri seksen bin dinar idi. Bununla birlikte yüce Allah asla zekatı ona farz kılmamıştır.

 

Kuteybe dedi ki: Leys (Medine'ye) geldiğinde Malik ona Medine'nin değerli mahsullerinden hediye gönderdi. Leys de ona bin dinar gönderdi. Leys kendi zamanında Mısırlıların müftüsü idi.

 

Muhammed b. Rumh'a gelince, İbn Yunus dedi ki: O hadiste sika ve sağlam birisidir. Beldesi ile ilgili haberleri ve fıkhı insanlar arasında en iyi bilen idi. Bir evde bir nikSh akdinde bulunduğu görülecek olursa, o şehrin ahalisi nikahı kıyılan zevcenin asıl itibariyle iyi birisi olduğunu bilirlerdi.

 

Nesai kendisini zikrederek dedi ki: Hiçbir hadiste hata etmemiştir. Şayet Malik'ten hadis yazmış olsaydı, onu Malik'in arkadaşları arasında birinci tabakacia. kaydedecektim. Başkaları da ondan övgüyle söz etmiştir. Allah en iyi bilendir.

 

Abdullah b. Vehb'e gelince, onun da ilmi, veraı, zühdü, hıfzı, sağlamlığı (itkanı), çokça hadis rivayeti, Mısırlıların ona itimadı ve Mısırlıların ve etrafında bulunanların rivayet ettikleri hadislerin onun etrafında dönüp durduklarını haber vermeleri ve benzeri bütün hususlar bu ilmin imamlarının kitaplarında bilinen ve meşhur bir husustur. Malik b. Enes (r.a.)'dan onun mektup yazıp da fakih olduğundan söz ettiği İbn Vehb (rahimehullah)'ın dışında hiçbir kimse yoktur.

 

Amr b. Haris de kendi zamanında Mısır halkının müftüsü ve onların Kur'an okuyucusudur. Ebu Zur'a (rahimehullah) dedi ki: Zamanında hıfz bakımından benzeri yoktu. Ebu Hatim dedi ki: Kendi çağında insanların en iyi hafızı idi. Malik b. Enes dedi ki: Amr b. Haris dalgıçın çıkardığı bir incidir. Ayrıca: O şanı pek yüksek birisidir demiştir. İbn Vehb dedi ki: Ben 370 üstattan hadis dinledim ama Amr b. Haris'den daha haflZını görmedim. Allah'ın rahmeti üzerine olsun. Allah en iyi bilendir.

 

Bundan sonraki senette geçen "Ebu Asım, İbn Cureye'den, o Ebu'zZubeyr'den" senedinde geçen Ebu Asım ed-Dahhak b. Mahled'dir. İbn Cureye ise Abdulmelik b. Abdulaziz b. Cureye'dir. Ebu'z-Zubeyr de Muhammed b. Müslim b. Tedrus'dur. Bunlara dair açıklamalar daha önce geçmişti.

 

Son senette "Ebu Burde b. Abdillah b. Ebu Burde b. Ebu Musa, Ebu Burde'den, o Ebu Musa'dan" denilmektedir. Birinci Ebu Burde'nin adı Bureyd'dir. Diğer rivayette onun adını vermiştir. İkinci Ebu Burde'nin adı hakkında ise ihtilaf vardır. Cumhur, adının Amir olduğunu, Yahya b. Main ise ondan nakledilen iki rivayetten birisinde -cumhurun dediği gibi- Amir olduğunu, diğerinde ise HSris olduğunu söylemiştir. 

 

Ebu Musa ise Ebu Musa el-Eş' ari (r.a.)'dır. Adı Abdullah b. Kays'dır. Bu gibi isimleri bu şekilde hatırlatınamızın sebebi -her ne kadar bu, ilim ehli kimseler için bunlar ayrıca belirtilmesine ihtiyaç bulunmayan açık ve oldukça bilinen hususlardan ise de- bu kitabın sadece üstün fazilet erbabına özel olmayışından dolayıdır. Aksine bu kitap bu ilim dalında belli bir yer edinmemiş kimselere faydalı olmak için ortaya konulmuştur. Yüce Allah doğruyu en iyi bilendir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

15- KENDİLERİ İLE NİTELENEN KİMSENİN İMANıN TADıNı BULACAGI HASLETLERİN AÇ!KLANMASI BABI