بَاب
فِي
الْجُلُوسِ
وَسْطَ
الْحَلْقَةِ
Meclisin Ortasında
Oturmanın Hükmü
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
أَبَانُ
حَدَّثَنَا
قَتَادَةُ
قَالَ
حَدَّثَنِي
أَبُو
مِجْلَزٍ
عَنْ حُذَيْفَةَ
أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
لَعَنَ مَنْ
جَلَسَ وَسْطَ
الْحَلْقَةِ
Hz. Huzeyfe'den (rivayet
edildiğine göre); Rasûlullah (s.a.v.), (meclis) halka(sı)nın ortasına oturan
kimselere la'net etmiştir.
İzah:
Tirmizî, edeb
Bu hadis-i şerifte, Hz.
Nebi'in meclisin ortasına oturan kişilere lanet ettiği ifade edilmektedir.
Meclisin ortasına
oturan kimsenin, bu lanete müstehak ve hedef olmasının sebep ve hikmeti meclise
son gelen kimselere, mecliste ilk karşılaşılan boş yere oturmayı emreden bir
önceki hadise muhalefet etmesidir.[Avnu'l-Ma'bûd, XIII, 173.]
Hattâbî (r.a.)'e göre;
bu lanete sebep olarak, bu kişinin, müslümanların ortasına oturduğu için
biribirlerini görmelerini engel olmak suretiyle onları rahatsız etmiş olması da
gösterilebilir. Hattâbî'nin bu görüşünden hareket edilince orada bulunanları
rahatsız etmeyen faziletli kişilerin meclisin ortasında oturmalarında bir
sakınca yoktur.
Turpuştî ise "söz
konusu lanete hedef olanlar meclisin ortasına maskaralık için oturanlardır.
Binaenaleyh böyle bir kötü niyyet taşımadan ve cemaati rahatsız etmeden bir
meclisin ortasına oturmakta herhangi bir sakınca yoktur" demiştir.
Nitekim, Bez! yazarı da
bu hadisi şerh ederken bu görüşe yer vermiş ve Tâberâni'nin Hz. Vâsile'den
naklettiği şu hadisi de delil getirmiştir.
"Bir gün Hz.
Nebiin huzuruna varmıştım. Hz. Nebi saha-be-i kiramdan oluşan bir toplulukla
birlikte oturuyordu. Ben de varıp meclisin ortasına oturdum.
Bazıları bana:
Ey Vasile oradan kalk, çünkü
biz orada oturmaktan nehyedildik, dediler. Bunun üzerine Hz. Nebi:
Vasile'yi bırakınız.
Çünkü ben onu evinden neyin çıkardığım biliyorum, buyurdu. Ben de:
Ey Allah'ın Rasülü beni
evimden çıkaran nedir? diye sordum.
Sen evinden Berr ile
Şekk arasındaki farkı öğrenmek için çıktın, buyurdu.
Ben de:
Seni hak Nebi olarak
gönderen zata yemin olsun ki, beni evden çıkaran bu dediğin şeyden başkası
değildir, dedim.
Bunun üzerine:
Berr nefiste yerleşen
ve kalbe huzur veren şeydir. Şekk ise nefiste yerleşmeyen şeydir, buyurdu.