SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5227 >>

بَاب فِي الرَّجُلِ يَقُولُ أَنْعَمَ اللَّهُ بِكَ عَيْنًا

150-151 Bir Kimsenin (Diğer Bir Kimseye): "Allah Gözünü Aydın Etsin" Demesinin Hükmü

 

حَدَّثَنَا سَلَمَةُ بْنُ شَبِيبٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنْ قَتَادَةَ أَوْ غَيْرِهِ أَنَّ عِمْرَانَ بْنَ حُصَيْنٍ قَالَ كُنَّا نَقُولُ فِي الْجَاهِلِيَّةِ أَنْعَمَ اللَّهُ بِكَ عَيْنًا وَأَنْعِمْ صَبَاحًا فَلَمَّا كَانَ الْإِسْلَامُ نُهِينَا عَنْ ذَلِكَ قَالَ عَبْدُ الرَّزَّاقِ قَالَ مَعْمَرٌ يُكْرَهُ أَنْ يَقُولَ الرَّجُلُ أَنْعَمَ اللَّهُ بِكَ عَيْنًا وَلَا بَأْسَ أَنْ يَقُولَ أَنْعَمَ اللَّهُ عَيْنَكَ

 

İmran bin Husayn r.a.'dan demiştir ki: "Biz cahiliyye döneminde (biribirimize) Allah senin gözünü aydın etsin, iyi sabahlar, derdik. İslâm (dini) gelince bundan nehyolunduk."

 

Abdurrezzak dedi ki: Mamer, bir kimsenin: "En'amellahu bike aynen: (Allah seninle gözü(müzü) aydın etsin)" demesi mekruhtur, ama; "en'âmellahu ayneke: (Allah gözünü aydın etsin) demesinde ise bir sakınca yoktur" dedi...

 

 

İzah:

Aliyyü'l-Kârî'nin "Mirkatü'I-Mefatîh" isimli  eserindeki açıklamasına göre "enamellahü bike aynen" cümlesindeki "bi" harfi "ename" fiilindeki müteaddîliği (geçiş­liliği) te'yid (pekiştirmek) için gelmiştir, "ename" fiilinin mef ûlü "sen" anlamına gelen "ke" harfidir. Ayn göz kelimesi de "sen" kelimesinin  temyizidir.

 

Binaenaleyh, cümlenin manası "Allah (sevdiğin bir kimseye veya ni­mete kavuşturmak suretiyle) senin gününü aydın etsin" demektir. Ayrıca "Allah seni naim cennetine koysun" anlamında bir dua da olabilir.

 

Bu cümlede geçen "bi" harfinin sebebiyet ifade ettiğini ve dolayısıyle cümlenin "Allah, seninle karşılaştırmak suretiyle (yani seni sebeb kılarak) seni seven bir kimsenin gözünü aydın etsin" anlamına geldiğini söyleyen­ler de vardır. Tercüme buna göre yapılmıştır.

 

Bir kimsenin karşılaştığı bir kimseyi bu şekilde selamlaması yasaklan­dığı gibi "En'im sabahan: iyi sabahlar" diyerek selamlaması da yasaklan-

 

mıştır. Bu yasaklama olayının sebebi ise bu cümlelerle selamlaşmanın ca-hiliyyet âdeti olmasıdır. Fakat tamamen câhiliyye dönemine ait olan bu cümlelerin kalıpları değiştirilerek kullanıldığı takdirde, bu cümle ve ifade tarzları, câhiîiyye olmaktan çıkacağı için onu yine aynı manaya gelen de­ğişik cümle kalıplarına aktararak kullanmakta bir sakınca yoktur.

 

"Sabaha'î-Hayr, sabahannûr" demek gibi. Nitekim metinde de ifâde edildiği üzere Ma'mer de meseleye bu açıdan bakarak "en'amellahü bike aynen" demeyi hoş karşilamarmştır.

 

Bezlü'l-Mechud yazarının açıklamasına göre Ma'nier'in bu cümleyi mekruh görmesinin bir sebebi de "aynen" kelimesi böyle izafetten soyut­lanmış olarak kullanıldığı için, bu gözün Allah'a ait olduğu vehm edile­rek cümlenin "senin vasıtanla Allah'ın gözü aydın olsun" manasında kul­lanılmış olduğu zanmna yol açması ihtimali ile birlikte câhiliyye âdetle­rinden olmasıdır.

 

Fakat "en'im sabahan: iyi sabahlar" cümlesinde öyle bir yanlış anla­maya yol açma ihtimali yoktur, ama câhiliyyeye ait bir selamlaşmayı da simgelediğinden kullanılması yasaklanmıştır.

 

Ama: "En'amallahu aleyke ayneke: Alîah gözünü aydın etsin" cümle­sinde bu sakıncalara olmadığından bu cümleyi kullanmakta hiçbir mahzur görülmemiştir.

 

Nitekim Ma'mer de bu cümleyi kullanmada herhangi bir sakınca gör­memiştir.