SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5072 >>

DEVAM: 100-101. Kişi Sabahladığı Zaman Hangi Duayı Okur?

 

حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِي عَقِيلٍ عَنْ سَابِقِ بْنِ نَاجِيَةَ عَنْ أَبِي سَلَّامٍ أَنَّهُ كَانَ فِي مَسْجِدِ حِمْصَ فَمَرَّ بِهِ رَجُلٌ فَقَالُوا هَذَا خَدَمَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَامَ إِلَيْهِ فَقَالَ حَدِّثْنِي بِحَدِيثٍ سَمِعْتَهُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمْ يَتَدَاوَلْهُ بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ الرِّجَالُ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ مَنْ قَالَ إِذَا أَصْبَحَ وَإِذَا أَمْسَى رَضِينَا بِاللَّهِ رَبًّا وَبِالْإِسْلَامِ دِينًا وَبِمُحَمَّدٍ رَسُولًا إِلَّا كَانَ حَقًّا عَلَى اللَّهِ أَنْ يُرْضِيَهُ

 

Ebû Sellâm'dan (rivayet edildiğine göre); Kendisi Hıms mescidinde iken mescide bir adam gelmiş (Mescidde bulunan kimseler): "Bu adam (uzun süre) Nebi (s.a.v.)'e hizmet etti" demişler. Bunun üzerine (Ebu Sellâm) kalkıp da bu adam'ın yanına varmış ve: Bana Rasûlullah (s.a.v.)'den seninle onun arasına râvilerin girmediği (ve doğrudan doğruya) kendisinden işittiğin bir hadis söyle, demiş.

 

(O adam da) şöyle demiş: Ben Rasûlullah (s.a.a)'i şöyle buyururken işittim: "Her kim sabaha ve akşam vaktine eriştiği zaman: Radiytu billahi Rabben ve bi islami dinen ve bi Muhammedi Nebiyyen Rabb olarak Allah'dan, din olarak İslamdan ve Nebi olarak da Muhammed'den razıyım, derse onu memnun etmek Allah üzerine bir hak olur."

 

 

İzah:

Tirmizî, Daavât

 

Sabah ve akşam vakitlerinde mevzumuzu teşkil  eden hadiste öğretilen duayı okumanın sevabı çok büyüktür. Sözü geçen vakitlerde bu duayı okuyan kimse Allah'ın rızasını kazanır.

 

Bu hadisin ravisi Ebu Sellâm Memtûrü'l Habeşî'nin Hıms mescidinde karşılaştığı kişiden Hz. Nebiden araya bir ravi girmeden doğrudan doğruya Hz. Nebiin kendi mübarek ağzından işittiği bir hadis riva­yet etmesini istemesi, araya girecek olan sahabilere olan güvensizliğinden değildir. Çünkü o sahabilerin hepsinin de güvenilir kişiler olduğunu bil­mektedir. Bu nedenle o sahabilerin adalet bakımından fevkalâde güveni­lebilecek kişiler olmaları cihetiyle işittikleri hadisleri mana olarak eksik­siz rivayet edeceklerinden emin olmakla beraber, beşer olmaları sebebiy­le lafızları naklederken onları aynıyla aktarmaya muvaffak olamayip yan­lışlıkla aynı manaya gelen kelimelerle değiştirerek rivayet etmiş olabile­ceklerine de ihtimal vermektedir. İşte sözü geçen kimseden araya ravi gir­meyen bir hadis rivayet etmesini istemesinin sebebi budur.

 

Bezlu'l-Mechûd müellifi, (XX, 10'da) hadiste sözü edilen Nebi Efendimiz'e hizmet etmiş kişinin adım tespit edene rastlamadığını belirt­mektedir.[