DEVAM: 100-101. Kişi
Sabahladığı Zaman Hangi Duayı Okur?
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
حَدَّثَنَا
وُهَيْبٌ
حَدَّثَنَا
سُهَيْلٌ عَنْ
أَبِيهِ عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
أَنَّهُ
كَانَ يَقُولُ
إِذَا
أَصْبَحَ
اللَّهُمَّ
بِكَ أَصْبَحْنَا
وَبِكَ
أَمْسَيْنَا
وَبِكَ نَحْيَا
وَبِكَ
نَمُوتُ
وَإِلَيْكَ
النُّشُورُ وَإِذَا
أَمْسَى
قَالَ
اللَّهُمَّ
بِكَ أَمْسَيْنَا
وَبِكَ
نَحْيَا
وَبِكَ
نَمُوتُ وَإِلَيْكَ
النُّشُورُ
Ebu Hureyre r.a.'den
(rivayet edildiğine göre) Nebi (s.a.v.) sabaha çıkınca: "Allahumme bike emseynâ ve bike nahyâ ve bike Nemû-tü
ve ileyke'nnüşûr (: Allahım senin hıfz
ve himayenle sabaha çıktık. Akşama da seninle çıktık, seninle yaşıyoruz seninle
öleceğiz, ölümden sonra kalkış sanadır)" diye dua
edermiş. Akşama çıkınca da: "Allahumme bike emseyna ve bike nahyâ ve bike
nemûtü ve ileyke nnüşûr (Allah'ım seninle akşamladık, seninle yaşar, seninle
ölürüz. Senin (iznin)le ölürüz. Ölümden sonra kalkış da sanadır" diye dua
edermiş.
İzah:
Tirmizî, Deavât
Hayata gelen her
canlının hayatı iki kısma ayrılır:
1. Dünya hayatı
2. Ahiret hayatı
Dünya hayatı da, iki
safhadan oluşur:
1. Uyku hali,
2. Uyanıklık hali.
Netice itibariyle bütün
bu durumlar, hep mutlak kudretin emir ve iradesiyle vücut bulur. Sabahın aydın
ve uyanık durumuna giren insan o gün başına ne işler geleceğini bilemez ve
günlük kaderini çizemez. Akşam olup gece karanlığına giren kimse de şuursuz ve
herşeyden habersiz olarak uykuya yatınca sağlam olarak sabaha çıkacağını
kestiremez. Yaşadıkça da dert ve musibetlerden sıyrılamaz ve akıbet ölümün
pençesine teslim olur.
Bütün bu haller
karşısında mü'min kula düşen vazife, hayatında ilâhi emirlere ilişkin
görevlerini bilerek yapmak ve tam bir teslimiyet içinde akşam ve sabah Allah'a
iltica edip Nebi (s.a.v.)'in okumuş oldukları duaları okumaktır. Bu dualarda
geçen ifadeler yüce Allah'a karşı kulun acizliğini ve tevekkül ve teslimiyet
ihtiyacını itiraftan başka birşey değildir.
Bu itibarla samimi ve
şuurlu bir müslümanın bu gibi duaları ezberleyip kendine vird edinmesi son
derece lüzumlu ve kaçınılmaz bir görevdir.