بَاب
فِي
الْكَرْمِ
وَحِفْظِ
الْمَنْطِقِ
74. Kerm (Kelimesi) Ve
Dili Koruma Hakkında Gelen Hadisler
حَدَّثَنَا
سُلَيْمَانُ
بْنُ دَاوُدَ
أَخْبَرَنَا
ابْنُ وَهْبٍ
قَالَ
أَخْبَرَنِي اللَّيْثُ
بْنُ سَعْدٍ
عَنْ
جَعْفَرِ
بْنِ رَبِيعَةَ
عَنْ الْأَعْرَجِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
عَنْ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ لَا
يَقُولَنَّ
أَحَدُكُمْ
الْكَرْمَ
فَإِنَّ
الْكَرْمَ
الرَّجُلُ الْمُسْلِمُ
وَلَكِنْ
قُولُوا
حَدَائِقَ الْأَعْنَابِ
Hz. Ebu Hureyre'den
(rivayet edildiğine göre) Rasûlullah (s.a.v.) (şöyle) buyurmuştur:
"(Sizden) biriniz (üzüm çubuğuna) kernı demesin. Çünkü (hakiki) kerm
müslüman kişidir, fakat siz (üzüm çubuklarına) üzüm bağları deyiniz."
İzah:
Buhârî edeb, Müslim
elfaz; Darimi, eşribe; Ahmed b. Hanbel, 11-239, 259. 272, 316, 464,476,509.
Bu babda mevzumuzu
teşkil eden bu hadisin dışında başka bir hadis yoktur. Görüldüğü gibi mevzumuzu
teşkil eden hadis-i şerif üzüm çubuğuna "kerm" denilmemesi ile daha
doğrusu dili İslam adabına aykırı sözleri sarf etmekten kaçınmakla ilgilidir.
Hatta bu babtan sonra gelen bablarda yer alan hadis-i şeriflerin ekserisi dili
bu gibi gayri İslami sözlerden korumakla ilgilidir. Bu bakımdan sözü geçen
hadisler tek bir bab altında toplanabilirdi.
Mevzumuzu teşkil eden
hadis-i şerif üzüm çubuğuna "kerm" demeyi yasaklamakta ve kerm
isminin ancak müslümana verilebileceğini ifade etmektedir. Çünkü araplar,
içenlere cömertlik kazandırdığına inandıkları için şaraba kerm (cömert) ismini
verdikleri gibi şarabın elde edildiği üzüme de üzüm kütüğüne de
"kerm" ismini vermişlerdi.
Bu mevzuda Bezlü'l
Mechud yazarı İbnu'l-Cevzî'den naklen şöyle diyor:
"Hz. Nebiin üzüm
kütüğüne kerm denmesini yasaklamasının sebebi şudur: Cahiliyye döneminde
araplar üzüm kütüğüne cömert anlamına gelen "kerm" ismini
vermişlerdi. Çünkü onlar üzüm şarabını, içen kimselere cömertlik kazandırdığına
inanırlardı. Şarap yasaklandıktan sonra Resul-i zişan efendimiz üzüm kütüğüne
cömertlik ifâde eden "kerm" ismi verilmesini yasaklamakla şarabın
haramlığını ve kötülüğünü te'yid etmek ve bir defa daha vurgulamak ve bu ismin
kalbi iman nuru ile dolu olan mü'mine verilmesinin daha uygun olacağını ifade
etmek istemiştir."
Yine Bezlü'l-Mechud
yazarının açıklamasına göre hocası Muhammed Yahya merhum Sünen-i Ebu Davud
üzerine yazdığı notlarında bu mevzuda şöyle demiştir:
"Üzüm kütüğüne
"kerm" ismi verilmesinin yasaklanmasına sebeb câhiliyye araplarının
üzüm şarabını, içenlere cömertlik ve güzel ahlâk kazandırdığına olan
inançlardır. Hz. Nebi ümmetini Cahiliyye araplarını bu inançlarından korumak
için müsebbebin sebebe isim olarak verilmesi kabilinden olan bu isimlendirmeyi
yasaklamıştır."
Hz. Nebi kerm ismini
üzüm kütüğüne verilmesini yasaklamakla kalmamış, bu isme en lâyık olan
yaratığın kalbi iman nuru ile dolu mü'minler olduğuna dikkati çekmiştir. Çünkü
aslında üzümde mevcud olan hayır, bereket ve tatların hepsi gerçek mü'minde
mevcuttur. Mü'min hayırlıdır, bereketlidir, etrafına faydalar sağlar ve
tatlıdır. Kerm (cömert) ismini almaya üzümden daha da layık olan gerçek
mü'minin vasıflarını tanımaya yardım olacağı düşüncesiyle İbn Kayyim
el-Cevziyye'nin üzümün vasıfları hakkındaki açıklamalarını burada kaydetmekte
fayda görüyoruz.
"Aslında üzüm çok
faydalı ve bereketlidir. Çünkü:
1. Meyveleri aşağıdadır,
herkes onu kolaylıkla alabilir.
2. Dikensizdir,
meyvesini alanları rahatsız etmez.
3. Başı yükseklerde
değildir isteyen ondan yararlanabilir.
4. Kökleri ve dallan
çok da kalın olmadığı halde kökleri ve dalları daha kalın olan ağaçlardan katkat
fazla olan üzüm yüklerini taşıyabilir.
5. Başı kesildiği zaman
diğer bazı ağaçlar gibi kuruyu vermez. Bilakis iyice kuvvetlenir ve erafa dal
budak salar.
6. Meyvesi daha olmadan
önce yenebildiği gibi olduktan ve kuruduktan sonra da yenebilir.
7. Kendisinden pekmez
ve sirke gibi hem tatlı hem de ekşi meşrubat elde edilebilir. Bu özellikler
diğer ağaçlarda yoktur.
8. Kurusu nzık, yiyecek
ve katık olarak saklanabilir.
9. Üzüm meyvelerde
aranan itidal özelliğine sahiptir. Yani kayısıda bulunan soğukluk özelliğiyle
hurmada bulunan sıcaklık Özelliğinden uzaktır. İkisinin arasındadır."
Bu gibi özellikleri
taşımakla birlikte bazı muamelelere tabi tutularak özünün değiştirilmesi
sebebiyle kendisinden şarap elde edildiği ve bu yüzden de kendisinde bulunan hayırların
unutulup sadece bir şarap kaynağı olarak görülmeye başlanması sebebiyle, Hz,
Muhammed ona kerm ismini vermeyi yasaklayıp, bu ismi almaya hakiki mü'minlerin
daha layık olduğunu ve gerçek hayır ve bereketin mü'minin kalbinde olduğunu ifade
buyurmuştur.
Bu itibarla mevzumuzu
teşkil eden bu hadis "hakiki pehlivan başkalarını yenen kimse değil
öfkelendiği zaman öfkesini yenebilen kimsedir" hadis-i şerifine
benziyor. Buharî, edeb, Müslim, birr;
Muvatta, hüsnü'l-huluk; Ahmed b. Hanbel, I, 382,11,236,368,517.