DEVAM: 27. Meclisin
Keffareti
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ حَاتِمٍ
الْجَرْجَرَائِيُّ
وَعُثْمَانُ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
الْمَعْنَى
أَنَّ
عَبْدَةَ
بْنَ سُلَيْمَانَ
أَخْبَرَهُمْ
عَنْ
الْحَجَّاجِ بْنِ
ديِنَارٍ
عَنْ أَبِي
هَاشِمٍ عَنْ
أَبِي
الْعَالِيَةَ
عَنْ أَبِي
بَرْزَةَ
الْأَسْلَمِيِّ
قَالَ كَانَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ
بِأَخَرَةٍ إِذَا
أَرَادَ أَنْ
يَقُومَ مِنْ
الْمَجْلِسِ
سُبْحَانَكَ
اللَّهُمَّ
وَبِحَمْدِكَ
أَشْهَدُ
أَنْ لَا
إِلَهَ
إِلَّا
أَنْتَ
أَسْتَغْفِرُكَ
وَأَتُوبُ
إِلَيْكَ
فَقَالَ
رَجُلٌ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
إِنَّكَ
لَتَقُولُ
قَوْلًا مَا
كُنْتَ
تَقُولُهُ
فِيمَا مَضَى
فَقَالَ كَفَّارَةٌ
لِمَا
يَكُونُ فِي
الْمَجْلِسِ
Ebu Berze el-Eslemî dedi
ki: Rasûlullah (s.a.v.) meclisten kalkmak istediği zaman (meclisin sonunda
"Sübhanekellâhümme
ve bihamdik, eşhedü en lâ ilahe illâ ente estağfiruke ve etûbe ileyk:
--------------
Meali: Ey Allah'ım seni
(şanına yakışmayan her sıfattan) tenzih ederim. Senden başka (gerçek) bir ilah
olmadığına şahitlik ederim. Senden af dilerim ve sana tevbe ediyorum."
-------------
derdi.
(Bir gün Rasûlullah
(s.a.v.) meclisinden kalkarken bu kelimeleri okuyunca orada bulunan) bir adam:
Ey Allah'ın Rasulü, sen
(bugün) daha Önce söylemediğin bir söz söylüyorsun (bu sözü niçin söylüyorsun?)
dedi de:
(Rasûlullah) (s.a.v.):
Mecliste (geçen süre
içerisinde orada bulunanlardan sadır) olan hataları örter" (de onun için
bunları söylüyorum)" buyurdu.
İzah:
Bu babda gelen hadis-i şeriflerde
sözügeçen duaların, bir meclisten kalkarken okunması halinde okuyan kimsenin o
mecliste işlediği küçük günahlara keffaret olacağı, ifade edilmektedir. Bu
mevzuda Hz. Ali'den rivayet edilen bir hadis-i şerif de şu mealdedir:
"Her kim
(âhirette) sevabının büyük ölçülerle ölçülebilecek kadar çok ol) masını isterse
meclisin sonunda: "Sübhane rabbike rabbil izzeti amme yesifûn ve selâmün
alel mürselîn ve'l hamdü lillahi rabbil âlemin"[Saffet 180, 181, 182.]
desin.