DEVAM: MEHDÎ
حَدَّثَنَا
هَارُونُ
بْنُ عَبْدِ
اللَّهِ حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الصَّمَدِ
عَنْ هَمَّامٍ
عَنْ
قَتَادَةَ
بِهَذَا
الْحَدِيثِ
وَقَالَ
تِسْعَ
سِنِينَ
قَالَ أَبُو
دَاوُد و قَالَ
غَيْرُ
مُعَاذٍ عَنْ
هِشَامٍ
تِسْعَ
سِنِينَ
Bize Harun b. Abdullah
haber verdi, bize Hemmam'dan naklen Abdüssamed haber verdi. Hemmam'da
katâde'den bu (4286 nolu) hadisi rivayet etti. Hemmam rivayetinde "dokuz
sene" dedi.
İzah:
Rasûlullah (s.a.v.) bir
halife öldüğünde insanlar arasında kargaşa çıkacağını haber vermektedir. Bundan
maksat, bir şahsın ölmesi değil, devlet otoritesinin kalkmasıdır. Çıkacak
ihtilâftan Murad'da ehl-i hâl ve'l akdin arasında çıkacak olan anlaşmazlıktır.
Bu ihtilâf anında,
Medine'den çıkıp, Mekke'ye koşacak olan şahsın bu hareketine sebep ya başa
geçmeyi istememesi, ya da çıkan fitneden kork-masıdır. Anılan zatın Mekke'ye
kaçmasına sebep, oraya girenin emin oluşudur.
Tîbî, Ebû Davud'un bu
hadisi Mehdî konusuna almış olmasına dikkat çekerek, hadiste anılan zatın Mehdî
olduğunu söylemektedir.
Metinden anlaşıldığına
göre, anılan zata Mekke'de biat edilince, kendisi ile savaşmak üzere Şam'dan
bir ordu gönderilecek, fakat, Mekke ile Medine arasındaki Beydâ denilen yere
gelince yer yarılıp bu orduyu yutacaktır. İnsanlar, bu Harikulade hadiseyi
görünce Şam'ın efdâlleri (hayırlıları) gelip ona bîat edecektir.
Ebdâl: Bedel
kelimesinin çoğuludur. Nihâye'de "Bunlar Evliya ve âbîdlerdir. Tekili
bedeldir. Onlardan birisi öldüğünde yerine başkası geldiği için bunlara bedel
denilmiştir" denilmektedir.
Süyûtî Mirkat'üs -
Suûd'da, Kütüb-ü Sitte içerisinde Ebdâl'in sadece Ebû Davud'un bu hadisinde
varid olduğunu söyler.
Avnü'l Ma'bud Müellifi,
Ebdâl hakkında Kütüb-i Sitte'nîn haricindeki hadis kitaplarında birçok hadisin
bulunduğunu söylemiş ve şunları nak-letmiştir.
Ubâde b. Sâmir
(r.a)'den, Merfü olarak rivayet edilmiştir. "Bu ümmetteki ebdâl otuz
kişidir" Onların kalpleri Hz. İbrahim (s.a.v.)'in kalbi üzeredir.
Onlardan birisi öldüğünde Allah başkasını kor. "Ahmed b. Hanbel)
Ubâde b. Sâmît
(r.a)'dan, rivayet edilmiştir. "Ümmetim içerisindeki Ebdâl otuz'dur.
Yeryüzü onlarla ayakta durur. Onların hürmetine yağmur yağar ve insanlar onlar
sebebiyle yardım görürler." (Taberanî)
Avf b. Mâlik (r.a)'den,
rivayet edilmiştir;
"Ebdâl Şam'hlar
arasındadır. Onlar sebebiyle yardım görürler ve onların sayesinde
rızıklamrlar." (Taberanî)
Hz. Ali (r.a)'den,
rivayet edilmiştir;
"Bedeller (ebdâl)
Şam'dadır. Onlar kırk kişidir. Her biri öldüğünde Allah yerine başkasını
koyar. Onlar sayesinde yağmur yağar. Onların hürmetine düşmanlara karşı
muzaffer olurlar. Onların hürmetine Şam'hlar azap edilmezler". (Ahmed b.
Hanbel)
Bu hadisin Hâkim'deki
rivayetinde şu ilâvelerde vardır: "Onlar insanları çok namaz, çok oruç,
ve çok teşbihle geçmediler, ama güzel ahlâk, samimiyet, hüsnüniyet ve kalp
temizliği ile geçtiler. Onlar Allah'ın hizbidirler".
Münâvî, "Ebdâl'm
sayısının bu hadiste kırk, az önce geçen bir hadis de otuz olarak anılması
zarar vermez. Çünkü onların tamamının kırk, kalpleri Hz. İbrahim'in kalbi
üzere olanları otuz kişidir. On tanesi ise böyle değildir" der.
îbn Ömer
(r.a)'denrivâyet edildiğine göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: :Her
asırda ümmetimin hayırlıları beşyüzdür. Ebdâl'dc kırktır. Beşyüz ve kırk hiç
eksilmez. Bunlardan her biri öldüğünde, beşyüz kişiden Allah (c.c) birisini
kırka katar" Sâhâbîler, "Yâ Rasûlullah onların amellerini bize haber
ver" dedi.Efendimiz: "Kendilerine zulmedenleri affederler,
kendilerine kötülük yapana iyilik ederler, Allah'ın kendilerine verdiği malı
dağıtırlar" buyurdu. (Ebû Nuaym el-İsfahânî, Hilyetü'l - Evliya)
Görüldüğü gibi bu
hadislerin hepsinde, Rasûlullah Efendimiz, bu ümmet içerisinde otuz ya da kırk
sâlih kulun bulunacağım; onların yüzü suyuna dünyanın ayakta durup, insanların
nzıklanacaklarım haber vermiş ve bunları "Ebdâl" diye
isimlendirmiştir. Asaib: Hayırlılar demektir. Rasûlullah (s.a.v.) Iraklılar'dan
bîate gelecek olanları bu kelime ile ifâde buyurmuştur. Aliyyü'I Kân bu
kelimenin, (asabe kelimesinin çoğulu olup, Hayırlar manasına geldiğini söyler.
Nihayede ise bu kelimenin kelimesinin çoğulu olup on ile kırk kişi arasındaki
topluluk mânâsına geldiğini belirtmiştir.
Alimler bu kelimenin,
Ebdâl ile yanyana zikredilişini göz önüne alarak hayırlılar mânâsını daha uygun
görmüşlerdir.
Hadisin devamında Ben-Î
Kelp kabilesine mensup birisinin etrafına topladığı ordu ile Mehdi'ye
saldıracağı, ama Mağlup olup malarının Meh-dî tarafından ganimet olarak
dağıtılacağı bu savaşa katılmayıp ganimetten mahrum olanların, büyük bir
fırsatı kaçırmış olacakları bildirilmektedir. Önündeki engelleri aştıktan sonra
Mehdi, Efendimizin sünneti üzere yaşayıp muamele edecek, İslam'ı tam,olarak
yerleştirecek ve bir rivayete göre yedi, diğer bir rivayete göre dokuz sene
yaşayıp vefat edecek, Müslümanlar da onun cenaze namazını kılacaklardır.