بَاب
مَا جَاءَ فِي
خِضَابِ
السَّوَادِ
20. (Saçı Sakalı)
Siyaha Boyamak
حَدَّثَنَا
أَبُو
تَوْبَةَ
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ عَنْ
عَبْدِ
الْكَرِيمِ
الْجَزَرِيِّ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ
جُبَيْرٍ عَنْ
ابْنِ
عَبَّاسٍ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ يَكُونُ
قَوْمٌ
يَخْضِبُونَ
فِي آخِرِ
الزَّمَانِ
بِالسَّوَادِ
كَحَوَاصِلِ
الْحَمَامِ
لَا
يَرِيحُونَ
رَائِحَةَ
الْجَنَّةِ
İbn Abbas (r.a); şöyle
demiştir. Rasûlullah (s.a.v.) "Ahir zamanda (saç ve sakalını) güvercin göğsü
gibi siyaha boyayan bir kavim gelecektir. Onlar cennetin kokusunu
alamazlar." buyurdu.
İzah:
Nesai, Zinet: Ahmed b.
Hanbel 1-273.
Hâdis-i şerif, ağaran
saç ve sakalını siyah boya ile boyayanların, değil cennete girmek, cennetin kokusunu
bile alamayacaklarına delâlet etmektedir. Oysa cennetin kokusu beş yüzyıllık
mesafeden hissedilebilir.
Mümin olarak ölen bir
müslümanın, günahkâr da olsa, gecikmeli de olsa cennete gireceği naslarla
sabit olan bir gerçektir. Durum böyle olunca, üzerinde durduğumuz bu hâdisde
maksat, saçını sakalının boyayanların asla cennete giremeyecekleri değildir.
Belki maksat,
insanların bundan sakınmaları için bir tehdittir veya saçı sakalı siyaha
boyamayı helâl görenlerle ilgilidir. Maksadın, bu durumda olanların daha cennete
girmeden önce cennetin kokusunu alamamaları olması da muhtemeldir.
Alimlerin büyük
çoğunluğu saçı sakalı siyaha boyamanın mekruh olduğu görüşündedir. İmam
Nevevî; Gazali, Begavi ve Şafiilerden daha başka âlimlerin sözleri onun
tenzihen mekruh olduğuna delâlet ettiğini, ancak doğrusunun onun haram olduğunu
belirtir. Hâvî'de bunu söyleyenlerdendir.
Hanefilere göre,
zaruret olmadan, ağaran saçları siyaha boyamak tahrimen mekruhtur.
Bu hüküm, normal
hâllerle ilgilidir. Ama savaşta düşmana karşı daha heybetli görünmek gibi
maslahatın bulunduğu hallerde boyamak caizdir.
Bazı alimler, siyaha
boyanmak konusunda, erkekle kadım farklı mütalaa etmişler ve erkeklerin aksine
kadınların saçlarını siyaha boyamalarının caiz olduğunu söylemişlerdir. El-
Halımı bu görüşü benimseyenlerdendir.
Askalânî, Fethü'l -
Bari adındaki eserinde "Yahudi ve hıristiyanlar saç ve sakallarını
boyamazlar, siz onlara muhalefet ediniz" hadisinin izahı esnasında aynı mânâya
delalet eden daha başka rivayetlere işaret ettikten sonra şunları söyler:
"Siyaha boyamayı
caiz görenler bu hâdise dayanırlar.
Babu Zikri Beni İsrail
Min ehâdisi'l Enbiya bahsinde, câbir ve İbn Abbas hadislerinden dolayı siyaha
boyama konusunun istisna edildiği geçmişti.
Alimlerden bazıları,
onu, savaş esnasında caiz görürler, bazıları mutlak olarak tecviz ederler.
Uygun olanı, onun mekruh oluşudur. Nevevî'de tahrimen mekruh olduğuna
meyletmiştir. Seleften bazıları siyaha boyamaya ruhsat vermişlerdir. Sa'd b.
Ebî Vakkas, U-kbe b. Amir, Hasen, Hüseyin, Cerir ve daha başkaları
bunlardandır. İbn Asım'da Kitab'ül - Hı-dâb'ında bunu tercih etmiş ve saçını
sakalını siyaha boyayan bir kavmin cennetin kokusunu alamayacaklarını bildiren
İbn Abbas hadisi hakkında şöyle demiştir: Bu hadis siyaha boyamanın mekruh
oluşuna delâlet etmez. Aksine bu, özellikleri böyle olacak bir kavmin
geleceğini haber vermektedir.
İbn Ebî Asım, Hz. Nebi
(s.a.v.)'in, Ebû Kuhâfe için söylediği "siyahtan uzak durun" hâdisî
hakkında da onun, saçının beyazlığı çirkin görünenlerle ilgili olduğunu, umuma
şamil olamayacağını söyler.
Askalanî daha sonra îbn
ebî Asım'in sözlerine itiraz ederek şöyle demektedir: "Onun söyledikleri
iki hadis siyakının akla getirdiklerine zıttır. Ancak, onun İbn Şihab'dan
rivayet ettiği;" yüz taze olduğu zaman (saçı sakalı) siyaha boyardık;
yüzler değişip, dişler sallanınca bunu terkettik, "mânâsındaki hadis ve
Taberânî ile İbn Ebî Asım'dan merfu alarak rivayet ettiği; "saçını siyaha
boyayanın kıyamet günü Allah yüzünü karartır", hadisleri İbn Ebi Asım'ın
sözlerine delâlet eder."
Bu nakillerden
anlaşılıyor ki ulemanın çoğunluğuna göre özürsüz olarak saçı sakalı siyaha
boyamak tahrimen mekruhtur.