DEVAM: 45. Resim
Hakkında Gelen Hadisler
حَدَّثَنَا
وَهْبُ بْنُ
بَقِيَّةَ
أَخْبَرَنَا
خَالِدٌ عَنْ
سُهَيْلٍ
يَعْنِي ابْنَ
أَبِي
صَالِحٍ عَنْ
سَعِيدِ بْنِ
يَسَارٍ الْأَنْصَارِيِّ
عَنْ زَيْدِ
بْنِ خَالِدٍ
الْجُهَنِيِّ
عَنْ أَبِي
طَلْحَةَ
الْأَنْصَارِيِّ
قَالَ
سَمِعْتُ
النَّبِيَّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَقُولُ لَا
تَدْخُلُ
الْمَلَائِكَةُ
بَيْتًا
فِيهِ كَلْبٌ
وَلَا
تِمْثَالٌ
وَقَالَ
انْطَلِقْ
بِنَا إِلَى
أُمِّ
الْمُؤْمِنِينَ
عَائِشَةَ
نَسْأَلْهَا
عَنْ ذَلِكَ
فَانْطَلَقْنَا
فَقُلْنَا
يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ
إِنَّ أَبَا
طَلْحَةَ
حَدَّثَنَا
عَنْ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِكَذَا
وَكَذَا فَهَلْ
سَمِعْتِ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَذْكُرُ
ذَلِكَ قَالَتْ
لَا وَلَكِنْ
سَأُحَدِّثُكُمْ
بِمَا
رَأَيْتُهُ
فَعَلَ خَرَجَ
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فِي بَعْضِ
مَغَازِيهِ
وَكُنْتُ
أَتَحَيَّنُ
قُفُولَهُ
فَأَخَذْتُ
نَمَطًا
كَانَ لَنَا
فَسَتَرْتُهُ
عَلَى الْعَرَضِ
فَلَمَّا
جَاءَ
اسْتَقْبَلْتُهُ
فَقُلْتُ
السَّلَامُ
عَلَيْكَ يَا
رَسُولَ
اللَّهِ
وَرَحْمَةُ
اللَّهِ
وَبَرَكَاتُهُ
الْحَمْدُ
لِلَّهِ
الَّذِي
أَعَزَّكَ
وَأَكْرَمَكَ
فَنَظَرَ
إِلَى
الْبَيْتِ
فَرَأَى
النَّمَطَ فَلَمْ
يَرُدَّ
عَلَيَّ
شَيْئًا
وَرَأَيْتُ
الْكَرَاهِيَةَ
فِي وَجْهِهِ
فَأَتَى النَّمَطَ
حَتَّى هَتَكَهُ
ثُمَّ قَالَ
إِنَّ
اللَّهَ لَمْ
يَأْمُرْنَا
فِيمَا
رَزَقَنَا
أَنْ
نَكْسُوَ الْحِجَارَةَ
وَاللَّبِنَ
قَالَتْ
فَقَطَعْتُهُ
وَجَعَلْتُهُ
وِسَادَتَيْنِ
وَحَشَوْتُهُمَا
لِيفًا
فَلَمْ
يُنْكِرْ
ذَلِكَ
عَلَيَّ
Ebû Talha el-Ensârî'den
rivayet olunmuştur; dedi ki: Ben Nebi (s.a.v.)'i; "Melekler, içerisinde
köpek ve heykel bulunan ev'e girmezler" derken işittim. (Ben bu hadisi
rivayet edince Zeyd b. Halid el-Cühenî bâna; haydi) bizi müminlerin annesi
Aişe'ye götür, bu hadisi kendisine soralım, dedi. Bunun üzerine (Hz. Aişe'nin
yanına) gittik ve; Ey müminlerin annesi! Ebû Talha bize Rasûlullah (s.a.v.)'den
şöyle (dediğini) rivayet ediyor. (Gerçekten sen de) Rasûlullah (s.a.v.)'i
bunları söylerken (hiç) işittin mi? dedik.
Hayır, fakat (şimdi)
size Hz. Nebi'i (bizzat) yaparken gördüğüm (buna benzer) bir işi anlatacağım.
Rasûlullah (s.a.v.), savaşlarından bir savaşa çıkmıştı. Ben onun savaşından
dönmesini bekliyordum. Derken (yünden dokunmuş olan) bize ait bir yaygıyı
genişçe bir tahtanın üzerine örttüm. (Hz. Nebi) gelince kendisini karşıladım
ve;
Ey Allah'ın Rasûlu!
selâm, Allah'ın rahmet ve bereketi senin üzerine olsun, seni aziz ve kerim
kılan Allah'a hamdolsun, dedim. Eve baktı ve yaygıyı gördü. Bana hiçbir cevap
vermedi. Yüzünde bir memnuniyetsizlik (alâmeti) gördüm. Hemen yaygıya varıp onu
yırttı, sonra şöyle buyurdu: "Allah bize rızık olarak verdiği şeylerde
(harcama yaparak) taşları, kerpiçleri giydirmenizi emretmedi."
(Hz. Âişe) dedi ki: Ben
de o yaygıyı kestim ve ondan iki yastık yaptım, içlerini (hurma) lif (i) ile
doldurdum. Bundan dolayı bana itiraz etmedi.
Bu hadis; Buharî,
bediu'l-halk, meğâzi; Müslim, libâs; Tirmizi. edeb; Nesâî. zînet; Muvatta:
istizan; Ahmed b. Hanbel, III 90, IV. 28. dede var.
İzah 4158 de.