DEVAM: 19. Okuma İle
Tedavi Nasıl Olur?
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
مُعَاذٍ
حَدَّثَنَا
أَبِي ح و
حَدَّثَنَا
ابْنُ بَشَّارٍ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ جَعْفَرٍ
قَالَ
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
أَبِي
السَّفَرِ
عَنْ الشَّعْبِيِّ
عَنْ
خَارِجَةَ
بْنِ الصَّلْتِ
التَّمِيمِيِّ
عَنْ عَمِّهِ
قَالَ أَقْبَلْنَا
مِنْ عِنْدِ
رَسُولِ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَأَتَيْنَا
عَلَى حَيٍّ
مِنْ
الْعَرَبِ
فَقَالُوا إِنَّا
أُنْبِئْنَا
أَنَّكُمْ
قَدْ
جِئْتُمْ
مِنْ عِنْدِ
هَذَا
الرَّجُلِ
بِخَيْرٍ
فَهَلْ
عِنْدَكُمْ
مِنْ دَوَاءٍ
أَوْ
رُقْيَةٍ
فَإِنَّ عِنْدَنَا
مَعْتُوهًا
فِي
الْقُيُودِ
قَالَ فَقُلْنَا
نَعَمْ قَالَ
فَجَاءُوا
بِمَعْتُوهٍ
فِي
الْقُيُودِ
قَالَ
فَقَرَأْتُ
عَلَيْهِ
فَاتِحَةَ الْكِتَابِ
ثَلَاثَةَ
أَيَّامٍ
غُدْوَةً وَعَشِيَّةً
كُلَّمَا
خَتَمْتُهَا
أَجْمَعُ
بُزَاقِي
ثُمَّ
أَتْفُلُ
فَكَأَنَّمَا
نَشَطَ مِنْ
عِقَالٍ
قَالَ
فَأَعْطَوْنِي
جُعْلًا
فَقُلْتُ لَا
حَتَّى
أَسْأَلَ رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
فَقَالَ كُلْ
فَلَعَمْرِي
مَنْ أَكَلَ
بِرُقْيَةِ
بَاطِلٍ
لَقَدْ
أَكَلْتَ
بِرُقْيَةِ
حَقٍّ
(Hârice b. Salt
et-Temîmî'nin İlâka isimli) amcasından rivayet olunmuştur; dedi ki: Biz
Rasûlullah (s.a.v.)'in yanından dönüyorduk. (Yolda) bir arap kabilesine
rastladık. "Bize gelen habere göre siz şu hayırlı adamın yanından
geliyormuşsunuz. Sizin yanınızda bir ilaç yahutta bir dua var mıdır (bizim buna
çok ihtiyacımız var)? Çünkü bizim yanımızda bağlı bir deli bulunuyor"
dediler. (Biz de) "Evet" cevabını verdik. Kalkıp deliyi bağlı olarak
getirdiler. Bunun üzerine ona sabah akşam üç gün Fatiha okudum. Fâtiha'yı her
bitirişimde tükürüğümü (ağzımda) biriktirip (ona) tükrüyordum. (Üç gün sonra
deli) ipten kurtulmuş gibi oldu. Bana ücret ver(mek iste)diler. (Ben de;
"Hayır) Rasûlullah (s.a.v.)'e danışıncaya kadar almam" dedim (ve
gidip Hz. Nebi'e danıştım).
"(Sen
aldığın bu ücreti tereddüt etmeden) ye. Vallahi bâtıl bir şey okuyup üfleme
karşılığında (ücret alıp) yiyen kimse (kuşkusuz bunun günahını çekecektir. Sen
ise) hak olan bir okuyup üfleme ile (yaptığın) tedavi karşılığında (aldığın
ücreti) yiyorsun" buyurdu.
İzah:
Ebu Dâvîid, buyu';
Ahmed b. Hanbel, V, 211.
İmam Kastalânî'nin
açıklamasına göre, 3896 numaralı hadis-i şerifle, mevzumuzu teşkil eden 3901
numaralı hadiste anlatılan olay aynı olaydır. Fakat 3900 numaralı hadis-i
şerifte anlatılan olay ayrı bir olaydır. Çünkü 3900 numaralı hadis-i şerifte
anlatılan tedavi Ebû Saîd el-Hudrî tarafından, 3896 ve 3907 numaralı hadis-i
şeriflerde anlatılan tedavi ise İlâka tarafından gerçekleştirilmiştir.