بَاب
فِي
الْعِلَاقِ
13. Ağıza Parmağı
Sokup Boğazdaki Bademciği Sıkarak Patlatmak Suretiyle Tedavi Etme
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدُ
وَحَامِدُ
بْنُ يَحْيَى
قَالَا
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ الزُّهْرِيِّ
عَنْ عُبَيدِ
اللَّهِ بْنِ
عَبْدِ
اللَّهِ عَنْ
أُمِّ قَيْسٍ
بِنْتِ
مِحْصَنٍ
قَالَتْ
دَخَلْتُ
عَلَى رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِابْنٍ لِي
قَدْ
أَعْلَقْتُ
عَلَيْهِ
مِنْ
الْعُذْرَةِ
فَقَالَ
عَلَامَ تَدْغَرْنَ
أَوْلَادَكُنَّ
بِهَذَا
الْعِلَاقِ
عَلَيْكُنَّ
بِهَذَا
الْعُودِ
الْهِنْدِيِّ
فَإِنَّ فِيهِ
سَبْعَةَ
أَشْفِيَةٍ
مِنْهَا
ذَاتُ الْجَنْبِ
يُسْعَطُ
مِنْ
الْعُذْرَةِ
وَيُلَدُّ
مِنْ ذَاتِ
الْجَنْبِ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
يَعْنِي
بِالْعُودِ
الْقُسْطَ
Ümmü Kays
binti'l-Mıhsân'dan rivayet olunmuştur; dedi ki: Üzre (denilen boğaz hastalığı)
sebebiyle parmağını boğazına sokarak bademciğini çekip almış olduğum oğlumla
birlikte Rasûlullah (s.a.v.)'in yanına girmiştim. "Niçin çocuklarınızın
ağzına parmak sokarak bademciklerini çekip alıyorsunuz? Çocuklarınızın bu hastalığını
tedavi etmek için size gereken şu ûd-i hindî (denilen bitki) dir. Onda yedi
(çeşit şifa vardır), bu şifalardan biri de zâtülcenb hastalığının şifasıdır.
(Bu bitki) üzre (hastalığını tedavi) için buruna çekilir.” buyurdu.
Ebû Dâvûd dedi ki: Ûd
(-i hindî demlen bitkijden maksat, topalak (denilen ot)tur.
İzah:
Buhari, tıb; Müslim,
selâm; İbn Mâce, tıb Ahmed b. Hanbel, VI, 355, 356.
Üzre, boğazda kan
toplanması ile bademciklerin iltihaplanmasından meydana gelen bir boğaz
hastalığıdır.
Hâk, üzerine parmakla
basmak suretiyle bu yarayı söküp almaktır.
Dağr, kelimesi de bu
manaya gelir.
îsât; buruna ilaç
çekmek; led ise ağıza ilaç damlatmak, demektir.
Musannif Ebû Dâvûd ûd-i
hindî kelimesini el-kust kelimesiyle açıklamıştır. el-Kust kelimesi hakkında
Ahterî'de şöyle deniyor: "el-Kust, topalak dedikleri bir ottur; iki çeşit
olur: Birincisi, Hindistan'da biter; siyah, hafif ve tatlı olur. İkincisi ise
Şam'da biter, Şemşad ağacı renginde ve hoş kokulu olur. Bunun bir de beyaz
renkli olanı vardır ki acı olur."
İbnü'l-Kayyım'in
açıklamasına göre; "Doktorlar zâtü'I-cenbi, hakiki ve hakiki olmayan diye
iki kısma ayırırlar:
1- Hakiki zâtülcenb:
Göğsü kaplayan ve akciğerleri kuşatan sulu zarda meydana gelen iltihaptır. Bu hastalığın
ateş, öksürük, kesik sancı ve nefes darlığı gibi belirtileri vardır. Hadiste
tavsiye edilen ilaç ise bu hastalığın ikinci kısmı için faydalıdır.
2- Hakiki olmayan
zâtülcenb: Bir takım kaba ve zararlı yellerin bazı yerlerde tıkanıp kalmasının
meydana getirdiği ve hakikisine benzeyen bir sancıdan ibarettir. Ancak hakiki
zâtülcenbde sancı ke.sik kesik, hakiki olmayanda ise devamlıdır.
Ûd-i hindînin kokusu
nezleyi giderir, yağı sırt ağrısına fayda verir. İç uzuvları takviye eder,
vücuttaki gazı çıkarır, zâtülcenb hastalığına faydalıdır.
İbn Sina, ûd-i
hindî'nin bademciklerin tedavisinde ilaç olarak kullanıldığını
zikrediyor."
Bugünkü tıpta
bademciklerin çıkarılmış olmasına rağmen boğazdaki lenfa halkasının
iltihaplanmaları, boğaz ağrısına ve komplikasyonlara sebep olacağı
belirtilmekte, tedavi için de aspirin veya diğer ağn kesiciler kullanılmakta,
hastanın allerjik olmadığı biliniyorsa antibiyotik olarak penisilin tercih edilmektedir.[Denizkuşları
Mahmud, A.g.e., 100-101.]