DEVAM: 40. Sarmısak
Yemek
حَدَّثَنَا
عَبَّاسُ
بْنُ عَبْدِ
الْعَظِيمِ
حَدَّثَنَا
أَبُو
عَامِرٍ
عَبْدُ الْمَلِكِ
بْنُ عَمْرٍو
حَدَّثَنَا
خَالِدُ بْنُ
مَيْسَرَةَ
يَعْنِي
الْعَطَّارَ
عَنْ مُعَاوِيَةَ
بْنِ قُرَّةَ
عَنْ أَبِيهِ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَهَى عَنْ
هَاتَيْنِ
الشَّجَرَتَيْنِ
وَقَالَ مَنْ
أَكَلَهُمَا
فَلَا
يَقْرَبَنَّ
مَسْجِدَنَا
وَقَالَ إِنْ
كُنْتُمْ لَا
بُدَّ
آكِلِيهِمَا
فَأَمِيتُوهُمَا
طَبْخًا قَالَ
يَعْنِي
الْبَصَلَ
وَالثُّومَ
(Muaviye
b. Kurre'nin) babasından rivayet olunduğuna göre; Nebi (s.a.v.) (sarmısak ve
soğan diye bildiğimiz) şu iki bitkiyi yasaklamış ve şöyle buyurmuştur: "Bunları
yiyen mescidlerime yaklaşmasın. Eğer mutlaka yemeniz gerekiyorsa pişirmek
suretiyle onlar (da bulunan ağır kokular) i gideriniz (de ondan sonra
yiyiniz)."
(Bu hadisin ravisi
Muaviye) dedi ki: (Hz. Nebi, "iki bitki" kelimesiyle) soğan ve
sarmısağı kasdetmiştir.
İzah; 3829 da.