DEVAM: 7. Kaplar
حَدَّثَنَا
وَهْبُ بْنُ
بَقِيَّةَ
عَنْ نُوحِ
بْنِ قَيْسٍ
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
عَوْنٍ عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ سِيرِينَ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لِوَفْدِ
عَبْدِ
الْقَيْسِ
أَنْهَاكُمْ
عَنْ النَّقِيرِ
وَالْمُقَيَّرِ
وَالْحَنْتَمِ
وَالدُّبَّاءِ
وَالْمُزَادَةِ
الْمَجْبُوبَةِ
وَلَكِنْ
اشْرَبْ فِي
سِقَائِكَ وَأَوْكِهْ
Ebû Hureyre (r.a)'den
Rasûlullah (s.a.v.)'in Abdülkays heyetine (şöyle) buyurduğu rivayet olunmuştur:
"Ben size hurma kütüğünden yapılmış kabı, ziftli kabı, kabaktan yapılmış
kabı, ağzı kesik küpü (şıra kabı olarak kullanmayı) yasaklıyorum. Fakat sen
deri su kabından iç ve (içtikten sonra) ağzını bağla."
İzah:
Müslim, eşribe; Nesâî,
eşribe; Ahmed b. Hanbel, II, 491, III, 90.
"el-Mezâdetü'1-mecbûbe"
ağzı kesilmiş ve küp büyüklüğünde, kalın deriden yapılmış su tulumu demektir.
Büyüklüğü normal bir deriden daha ziyade olduğu için "el-mezâde"
ismini almış; ağzı kesik olduğu için bu ismin sonuna bir de kesik anlamına
gelen "el-mecbûbe" kelimesi ilâve edilmiştir. Bu tulumun ağzı geniş
olduğundan bağlanamazdı. Bu sebeple hava ile teması çok olurdu ve içindekini
çabuk ekşitirdi.
Bilindiği gibi bu
kaplar, içlerindeki sıvıları sıcak tuttukları ve kısa zamanda ekşitip sarhoş
edecek bir duruma getirdiklerinden ve bir de eskiden beri onların içinde şarap
saklandığından bu kaplarda şıra yapılması ve bu kapların şıra kabı olarak
kullanılması yasaklanmış. Fakat daha sonra hangi içkilerin yasak, hangi
içeceklerin helâl olduğu müslümanlar tarafından iyice anlaşılınca bu kaplarla
ilgili yasak 3698 numaralı hadisle yürürlükten kaldırılmıştır. Bu yasak
yürürlükten kaldırılıncaya kadar bu kapların yerine, ağzından bağlanan
istenildiği zaman bağları çözülen tulumların kullanılması ve içinden şıra
alındıktan sonra da ağızlarının mutlaka bağlanması emredilmiştir.
Hz. Nebi'in,
tulumlarından suyu içtikten sonra ağzının bağlanmasını emretmesinin sebebi,
bazılarına göre içine pisliklerin girmesini önlemektir. Bazılarına göre de,
tulum içinde bulunan şıra cinsinden bir sıvı orada alkolleştiği zaman ağzı
bağlı olursa o tulumu patlatarak alkolleştiğinin anlaşılmasına yarayacağı için
onların ağızlarının bağlanmasını emretmiştir. Nevevî ile Hattâbî bu
görüştedirler.