SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EŞRİBE BAHSİ

<< 3681 >>

DEVAM: 5. Sarhoşluk Veren Maddelerin Kullanılması Yasaklanmıştır

 

حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا إِسْمَعِيلُ يَعْنِي ابْنَ جَعْفَرٍ عَنْ دَاوُدَ بْنِ بَكْرِ بْنِ أَبِي الْفُرَاتِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْكَدِرِ عَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَا أَسْكَرَ كَثِيرُهُ فَقَلِيلُهُ حَرَامٌ

 

Câbir b. Abdillah (r.a)'dan şöyle dediği rivayet olunmuştur: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Çoğu sarhoşluk verenin azı da haramdır."

 

 

İzah:

Tirmizî, eşribe; Nesaî, eşribe; îbn Mâce, eşribe; Darimî, eşribe; Ahmed b. Hanbel, II, 91, 167, 179, III, 343.

 

Bu hadis-i şerifi açıklarken Bezlü'l-Mechûd yazan şöyle diyor: Eğer sarhoşluk veren şey şarap ise, maddesi de pis olduğu ve haramlığına dair nass bulunduğu için onun azı da çoğu gibi ha­ramdır.

 

Fakat eğer sarhoşluk veren şey, şarabın dışındaki uyuşturuculardan bi­risi ise onun azının da çoğu gibi haram oluşuna sebep; onun az miktarda kullanılmasının ileride tiryakiliğe yol açmasıdır. Yahutta vakit geçirmek için içilmiş olmasıdır."

 

Bu mevzuda Hidâye yazarı Burhaneddin el-Merginanî de şöyle diyor:

 

"Eğer yaş üzüm şırası üçte ikisi buharlaşarak uçup gidinceye kadar kay­natılırsa, geriye kalan üçte biri hava ile teması neticesinde kendi kendine ka­barmış olsa bile helâldir. İmam Ebû Hanîfe ve İmam Ebû Yusuf'a göre böy­ledir. İmam Muhammed ile İmam Mâlik ile İmam Şafiî'ye göre ise, kalan bu üçte bir kısım haramdır. Fakat imamlar arasındaki bu ihtilâf, kaynatıl­mış olan bu şıranın bedene kuvvet vermesi niyetiyle içilmesi üzerindedir. Hoş vakit geçirme niyetiyle içilmesi halinde haram olduğunda ittifak vardır.

 

İmam Muhammed'in bu şırayı içmenin helâl olduğunu söylediğine dair bir rivayet bulunduğu gibi, mekruh gördüğüne ve bu mevzudaki farklı ha­dislere bakarak hüküm vermekten kaçındığına dair de rivayetler vardır.”[Aynî, el-Binâye, IX, 540-541.]

 

Bedâyiu's-SanâyF yazarı Kâsanî'nin açıklamasına göre, "Ebû Hanîfe ile Ebû Yusuf'un bu mevzudaki delilleri; Tahavî'nin İbn Ömer'den rivayet ettiği Hz. Nebi'in nebiz içtiğine dair hadisle, Hz. Ömer'in nebiz içti­ğine ve nebizin helâl olduğuna dair Ammar b. Yâsir'e mektup yazdığına da­ir hadisler ve Hz. Ali'nin misafirlerine nebiz ikram ettiğine dair haberlerdir.

 

İbn Abbas ile Abdullah b. Ömer'in de bu görüşte oldukları rivayet olun­muştur.

 

İşte ashab-ı kiramdan bu gibi kimselerin nebizi helâl saydıkları sabit ol­duğu için İmam Ebû Hanîfe de onu helâl saymıştır. Çünkü onun haram ol­duğunu iddia etmek sahabelerden onu mubah sayanlartn fasık olduğunu söy­lemek anlamına gelir ki bu da bid'attir.

 

Bu nedenle İmam Ebû Hanîfe, nebizi helâl görmeyi ehl-i sünnet ve'l ce­maatten olmanın şartlarından saymıştır. Nebizin haram olduğuna dair riva­yet edilen haberlere gelince; bu hadislerin hepsi de illetlidir. Sahih oldukları kabul edilse bile bedene kuvvet vermesi için değil de eğlence gayesiyle içilen nebizler hakkında gelmiş oldukları düşünülebilir."[el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi, V, 116-117.]

 

İmam Ebû Hanîfe ile Ebû Yusuf'a göre, mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifteki, "azı da haramdır" sözünden maksat; şarabın dışındaki uyuşturu­cuların az bir kısmı değil, sarhoşluk verecek kadar çokça içilen bu içkilerin son yudumudur. Ancak Hattâbî bu te'vili reddetmiştir.