بَاب
الْحَدِيثِ
عَنْ بَنِي
إِسْرَائِيلَ
11. İsrail
Oğullarından Hikayeler Rivayet Etmenin Hükmü
حَدَّثَنَا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أَبِي
شَيْبَةَ
حَدَّثَنَا
عَلِيُّ بْنُ
مُسْهِرٍ عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ عَمْرٍو
عَنْ أَبِي
سَلَمَةَ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ قَالَ
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
حَدِّثُوا عَنْ
بَنِي
إِسْرَائِيلَ
وَلَا حَرَجَ
Ebu Hureyre (r.a)'den
rivayet olunduğuna göre Rasûiullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: “İsrail oğullarından (geçmiş devirlere ait haberler) rivayet
etmenizde bir sakınca yoktur."
AÇIKLAMA:
Hz. Nebi, İslâmî
esasların iyice kavranamayıp gönüllere lâyıkıyle yerleşemediği İslâmın ilk
yıllarında, karışıklıklara sebep olacağı endişesiyle İsrail oğullarından bir
takım kıssaların dinlenmesini yasaklamıştı.
Fakat İslâmiyetin yavaş
yavaş tamamlanıp kemale ermesi ve gönüllere iyice yerleşmesi ile bu gibi
tehlikeler ortadan kalkınca bu yasağı kaldırdı. Onlardan rivayet yoluyla o
devre gelebilen olaylardan senetleri itibarıyla doğru olmadıkları anlaşılan
haberleri, yanlışlıklarını bilerek ve doğru olduklarına inanmayarak rivayet
etmekte ve dinlemekte bir sakınca olmadığını bildirdi. Çünkü artık sahabe-i
kiram (r.a) hazretleri İsrail oğullarının kendi kitaplarını tahrif ettiklerini
iyice öğrenmişler, kendilerine erişen bir İsrail kıssasının aslı olup
olmadığını rahatça kavrayacak bir seviyeye gelmişlerdi. Bu haberlerden İslâm'a
uygun olanlarını kabul ediyorlar, uygun olmayanlarını da reddedebiliyorlardı.
Bu bakımdan Hz. Nebi'in, İsrail oğullarından kıssa rivayet edilmesine izin
vermekle, onların asılsız hikâyelerinin kabul edilmesine izin verdiği
söylenemez.
Nitekim bu mevzuda
Hattâbî şöyle diyor:
"Hz. Nebi'in buna
izin vermesi, onların asılsız haberlerinin doğru gibi anlatılmasını mubah
kılma anlamına gelmez. Ancak bu ruhsatın manası, tarihin aydınlatamadığı
İsrail oğullarının tarihiyle ilgili hâdiseleri imkânların elverdiği nisbette
nakledilebileceğini gösterir. Çünkü bunların aslını rivayet etmenin her zaman
mümkün olmadığı, dolayısıyla onların bu anlayışla nakledilmesinde bir sakınca
bulunmadığı anlamına gelir.
Ayrıca bu hadis sened
zincirine riayet etmeden Hz. Nebi'den hadis rivayet etmenin caiz olmadığına da
delâlet etmektedir.
Metinde geçen,
"sıkıntı ve sakınca yoktur" sözünün buradaki manası hakkında değişik
görüşler ileri sürülmüştür. Bunlardan bazıları şöyledir:
1- Onlardan duyacağınız
bazı garip şeyler sizin gönlünüze ve kalbinize bir sıkıntı vermez.
2- Onlardan duyacağınız
haberleri nakletmemenizde bir sakınca yok tur. Bu görüş, "rivayet
ediniz" emrinin farziyyet ifade etmediğini göster mek için söylenmiştir.
3- Onlardan doğru
haberler nakletmenizde bir sakınca yoktur. Fakat asılsız haberler
nakletmeyiniz.
İmam Mâlik'e ait olan bu
görüşü İbn Hacer el-Feth (Fethu’l-Bari) isimli eserinde nakletmiştir.
Hanefî ulemasından İbn
Âbidin de bu görüştedir. Bu mevzuya daha önce 3644 numaralı hadisin şerhinde de
temas etmiştik.