SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

AKDİYE BAHSİ

<< 3607 >>

بَاب إِذَا عَلِمَ الْحَاكِمُ صِدْقَ الشَّاهِدِ الْوَاحِدِ يَجُوزُ لَهُ أَنْ يَحْكُمَ بِهِ

20. Hakim Doğruluğunu Bildiği Zaman Bir Şahidin Şahitliğiyle Hüküm Verebilir

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ فَارِسٍ أَنَّ الْحَكَمَ بْنَ نَافِعٍ حَدَّثَهُمْ أَخْبَرَنَا شُعَيْبٌ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ عُمَارَةَ بْنِ خُزَيْمَةَ أَنَّ عَمَّهُ حَدَّثَهُ وَهُوَ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ابْتَاعَ فَرَسًا مِنْ أَعْرَابِيٍّ فَاسْتَتْبَعَهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِيَقْضِيَهُ ثَمَنَ فَرَسِهِ فَأَسْرَعَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْمَشْيَ وَأَبْطَأَ الْأَعْرَابِيُّ فَطَفِقَ رِجَالٌ يَعْتَرِضُونَ الْأَعْرَابِيَّ فَيُسَاوِمُونَهُ بِالْفَرَسِ وَلَا يَشْعُرُونَ أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ابْتَاعَهُ فَنَادَى الْأَعْرَابِيُّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ إِنْ كُنْتَ مُبْتَاعًا هَذَا الْفَرَسِ وَإِلَّا بِعْتُهُ فَقَامَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حِينَ سَمِعَ نِدَاءَ الْأَعْرَابِيِّ فَقَالَ أَوْ لَيْسَ قَدْ ابْتَعْتُهُ مِنْكَ فَقَالَ الْأَعْرَابِيُّ لَا وَاللَّهِ مَا بِعْتُكَهُ فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بَلَى قَدْ ابْتَعْتُهُ مِنْكَ فَطَفِقَ الْأَعْرَابِيُّ يَقُولُ هَلُمَّ شَهِيدًا فَقَالَ خُزَيْمَةُ بْنُ ثَابِتٍ أَنَا أَشْهَدُ أَنَّكَ قَدْ بَايَعْتَهُ فَأَقْبَلَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَلَى خُزَيْمَةَ فَقَالَ بِمَ تَشْهَدُ فَقَالَ بِتَصْدِيقِكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَجَعَلَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ شَهَادَةَ خُزَيْمَةَ بِشَهَادَةِ رَجُلَيْنِ

 

Umâre b. Huzeyme'den rivayet olunduğuna göre; Nebi (s.a.v.)'in sahâbîlerinden olan amcası ona şöyle demiştir: Nebi (s.a.v.) bedevilerden birinden bir kısrak satın aldı. Ona atının fiatını ödemek için peşinden gelmesini istedi (ve önden yürüyüp gitti). Râsulullah (s.a.v.) hızlıca yürüyordu. Bedevi ise yavaş yavaş gidiyordu. Derken halk bedevinin etrafını sarıp (onun yedeğinde bulunan) kısrağı satın almak üzere .pazarlığa giriştiler. Bu kısrağı Hz. Peygamber (s.a.v.)'in bedeviden satın aldığını bilmiyorlardı. (Halkın elindeki kısrağa daha fazla fiat verdiğini gören) bedevi, Rasûlullah (s.a.v.)'e haykırarak:

 

Bu kısrağı alacaksan al, yoksa ben onu sattım! dedi. Rasûlullah (s.a.v.) bedevinin haykırışını işitince (yanına,varıp): "Ben bu kısrağı senden satın almadım mı?" diye sordu. Bedevi'nin; -Hayır vallahi, ben bunu sana satmadım; karşılığını vermesi üzerine Nebi (s.a.v.): "Evet, ben bu kısrağı senden satın aldım" dedi. Bedevi de; Haydi öyleyse, şahit göster; demeye başladı.        

 

Derken Huzeyme b. Sabit (ortaya atılarak bedeviye dönüp): Ben senin bu hayvanı (Hz. Nebi'e) sattığına şahitlik ederim, dedi.

 

Nebi (s.a.v.) Huzeyme'ye dönerek: "Neye (dayanarak) şahitlik ediyorsun?" diye sordu. (Huzeyme de): Ey Allah'ın Rasûlü, (ben, Allah'ın) seni tasdik etmesiyle (şahitlik ediyorum) cevabını verdi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.) Huzeyme'nin şahitliğini iki erkeğin şahitliğine denk saydı.

 

 

İzah:

Buharî, cihad, tefsir-i sure; Nesai, buyu'; Ahmed b. Hanbel, V, 188, 189, 216.

 

Hafız İbn Hacer'in açıkladığına göre, Umare b. Huzeyme'nin bu hadisi aldığı amcasının ismi Huzeyme b. Sâbk'tir. [Bk. İbn Hacer, Fethu’I-Bari, X, 137.]

 

Nesâi’nin tahkikine göre Hz. Nebi'in (s.a.v.) kendisinden kısrak satın aldığı bedevinin ismi İbnü'l-Haris'tir. et-Telkîh isimli eserde ise Seva İbn el-Haris olduğu ifade ediliyor. Dümeyrî dellayatü'l-Hay'evan isimli eserde bu zat’ın isminin Seva ibn el-Hâris olduğunu söylüyor.

 

Söz konusu kısrak, Hz. Nebi'in hayvanları arasında "el-Mürtecez" ismiyle anılan kısraktır.  

 

Nebi s.a.v.'in Huzeyme'den daha faziletli kimseler varken ve on­ların şahitliğini bir kişi’nin şahitliğine denk saydığı halde- Huzeyme'nln şahit­liğini iki kişi’nin şahitliğine denk saymasının sebebi, bir toplulukta Nebi s.a.v.'in bir şahid’e fevkalade ihtiyaç duyduğu bir anda o hazret’in herkes­ten önce ileri atılarak Nebi s.a.v.’e şahitlik etmesidir.

 

Bu mevzuda Hattâbî şöyle diyor: "Pek çok kimseler bu hadisin yerini tayin edememektedirler. Bazı bid'atçılar da bu hadise dayanarak her zaman ve her meselede, doğru söylettiği bilinen bir tek kimsenin şahitliği ile yetinilebileceğini iddia etmişlerdir. Oysa Nebi s.a.v.'in, Huzeyme'nin şahiliğini iki şahidin şahitliğine denk say­ması ona mahsus özel bir durumdur. Çünkü o her sözünde sadık olan bir Nebi’dir. Hz. Huzeyme'nin şahitliği O'nun sözünü sadece te’kid etmiştir. Neticede Huzeyme r.a.'in oradaki şahitliği bir şahitlik, tasdiki de ikinci bir şahitlik kabul edilerek onun şahitliği iki müslümanın şahitliğine denk sayıl­mıştır."

 

Bundan dolayıdır ki, Hz. Huzeyme'ye "Züşşahadeteyn" unvanı veril­miştir.

 

Buharî'nin zımnen anlattığına göre Zeyd b. Sabit, Kur'an-ı Kerim'i ted­vin ve tahrir ederken, Hz. Huzeyme ona Ahzâb suresinden bir âyet getirmiş­ti. Bu ayet,

 

"Müminlerden öyle erkekler var ki, Al­lah'a verdikleri sözlerde durdular. Onlardan kimi adağını yerine getirdi..."

 

âyet-i kerimesiydi. Zeyd b. Sabit, Rasûl-i Ekrem'in Huzeyme'nin bir şaha­detini iki şahadet yerine tuttuğunu bildiği için zerre kadar tereddüt etmeden bu şahadeti kabul etmiştir.

 

Evs ile Hazrec kabileleri, Hz. Huzeyme ile iftihar ederlerdi. Hz. Hu­zeyme Nebiimize çok yüksek sevgisi ile bilinirdi. Bir gün Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz’i rüyada görmüş, onu öpmüştü. Hz. Huzeyme, ertesi gün Rasûl-i Ekrem'in nezdine girerek ona gördüklerini nakletmiş, Rasûl-i Ekrem, derhal alnını ona uzatmış ve Hz. Huzeyme, Rasûl-i Ekrem'in alnın­dan öpmüştü.

 

Diğer bir rivayete göre Hz. Huzeyme kendini Rasul-i Ekrem'in nasiyesi üzerinde secde ederken görmüş ve bunu Rasûl-İ Ekrem'e haber vermiş, Rasûl-i Ekrem de ona mübarek cephesini temas ettirmişti. [Bk. Eşref Edip, Asrı Saadet Nebiimizin Ashabı,III, 388]

 

Kadı İyâd'ın eş-Şifâ isimli eserinde açıkladığına göre; Hz. Nebi s.a.v., pazarlık konusu olan kısrağı, sözü geçen bedeviye, "Ey Allah'ım, Eğer bu adam yalan söylüyorsa bu hayvanın hayrını görmesin!" diye dua ederek ge­ri vermiş, sabahleyin kısrak yerinde ölü olarak bulunmuştur.