بَاب
فِي
الصَّرْفِ
12. Sarf Bahsi
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ
عَنْ ابْنِ
شِهَابٍ عَنْ
مَالِكِ بْنِ
أَوْسٍ عَنْ
عُمَرَ
رَضِيَ
اللَّهُ
عَنْهُ قَالَ
قَالَ رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الذَّهَبُ
بِالْوَرِقِ
رِبًا إِلَّا
هَاءَ وَهَاءَ
وَالْبُرُّ
بِالْبُرِّ
رِبًا إِلَّا
هَاءَ
وَهَاءَ
وَالتَّمْرُ
بِالتَّمْرِ
رِبًا إِلَّا
هَاءَ
وَهَاءَ
وَالشَّعِيرُ
بِالشَّعِيرِ
رِبًا إِلَّا
هَاءَ
وَهَاءَ
Ömer radiyallahu anh'den
Rasûlullah (s.a.v.)'iın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Altını gümüş,
buğdayı buğday, hurmayı hurma ve arpayı arpa mukabilinde satmak (veya satın
almak) faizdir, ama ikisi de peşin olursa müstesna."
İzah:
Buharî, buyu'; Müslim,
müsâkât; Tirmizî, buyu'; Nesâî, buyu'; İbn Mâce, ticârât; Muvatta, buyu'; Ahmed
b. Hanbel, I, 24, 35, 45.
Hadisin yukarıda işaret
edilen kaynaklardaki rivayetleri arasında bazı farklar mevcuttur. Kimi
rivayetler buradakinden daha uzun, kimileri ise daha kısadır. Meselâ, Müslim'in
rivayetinde; Hz. Ömer, Nebi Efendimizin metindeki sözünü Mâlik b. Evs'in para
bozdurmak istemesi üzerine söylediğini bildirmektedir. Buhari'deki rivayetlerden
birinde, altın ve gümüş hiç anılmadan, buğdayın buğday, arpanın arpa ve
hurmanın hurma mukabilinde ancak her ikisi de peşin olarak satılabileceği
bildirilmektedir. Diğer bir rivayette ise, "altının gümüşle" değil de
"altının altın" mukabilinde satışı söz konusu edilmektedir. İbn
Mâce'de ise sadece; "Altının gümüş mukabilinde satışı" söz konusu
edilmiştir.
Şerhler, "her
ikisi de peşin olursa..." diye terceme ettiğimiz kelimelerinin aslı ve
manası üzerinde geniş bilgi vermişlerdir. Bunların hülasası, "hâe"
kelimesinin aslı "hâke"dir ve "al şunu" manasınadır.
"Hâke" kelimesinin sonundaki "kaf" harfi
"hemze"ye dönüşmüş ve "h'âe" olmuştur. O halde "hâe
ve hâe" kelimelerinin tam karşılığı, satıcı ve alıcının mallarını
uzatarak "al bunu, al bunu" demeleridir.
Hz. Nebi (s.a.v.) bu
hadiste; gümüş karşılığında altını, buğday karşılığında buğdayı, arpa
karşılığında arpayı ve hurma karşılığında hurmayı veresiye olarak satmanın caiz
olmadığını, ama bedeller peşin olursa bunda bir mahzurun bulunmadığını
bildirmektedir. Diğer bazı hadislerde, bunlara ilâveten, "tuz karşılığında
tuz" ve "gümüş karşılığında gümüş (ya da altın karşılığında
altın)" in satışları da aynı hükmün altında anılmaktadır.
Demek oluyor ki,
birbirleri ile veresiye satılmaları caiz olmayan mallar hadiste altı çeşit
olarak gösterilmiştir.
Bunlar; altın, gümüş,
buğday, arpa, hurma ve tuzdur.
Bu mallara ribevî
(kendilerinde faiz sözkonusu olan) mallar denilir. Onun için hadis-i şerife hem
konu başlığı olarak seçilen "sarf" hem de "faiz" açılarından
bakmamız gerekecektir. Ancak, bundan sonraki iki hadis de aynı konularla ilgili
olduğu ve onlarda bazı mütemmim bilgiler bulunduğu için biz sarf ve faizle
ilgili temel bilgileri bu hadislerin tercemesinden sonra vermek istiyoruz.