DEVAM: 50.
(Alışverişte) Hilekarlık Yasaktır
حَدَّثَنَا
الْحَسَنُ
بْنُ
الصَّبَّاحِ
عَنْ عَلِيٍّ
عَنْ يَحْيَى
قَالَ كَانَ
سُفْيَانُ
يَكْرَهُ
هَذَا
التَّفْسِيرَ
لَيْسَ
مِنَّا
لَيْسَ
مِثْلَنَا
Yahya (el-Kattân)'dan, şöyle
dediği rivayet edilmiştir: Süfyân; "Bizden değildir" sözünü,
"Bizim gibi değildir" şeklinde tefsir etmeyi beğenmezdi.
İzah:
Hadis-i şerif, malını
değerli göstermek, onu satabilmek için hile yapmanın caiz olmadığım
göstermektedir. Müslüman,malın iyi tarafını üste getirip, kötüsünü altına
saklayamaz. Malının altı üstü, içi dışı aynı kalitede olur. Aksi halde yaptığı
sahtekârlıktır, müslümanı kandırmaktır. Bu ise asla caiz değildir.
Avnu'l-Ma'bûd'da, bunun haramlı-ğında icma olduğu söylenir.
Hadisin Tirmizî'deki
rivayetinde, Hz. Nebi (s.a.v.)'in elini zahire yığınına sokup parmaklan
ıslanınca satıcıya; "Bu nedir?" diye sorduğu, adamın;
"Yağmurdan ıslandı" dediği, Efendimiz'in de; "Öyleyse nemli
kısmı yığının üstüne koysaydın da herkes görseydi ya" buyurduğu
belirtilmektedir.
Metinde görüldüğü üzere
Efendimiz; hâdiseye şahid olduktan sonra, "Hile yapan (kandıran) bizden
değildir" buyurmuştur. Bu sözün zahiri, sanki hile yapanın müslüman
olmadığı intibaını verir. Ancak maksat; böyle yapanların dinden çıkacağına
işaret değil, insanları bu tür çirkin davranışlardan sakındırmaktır.
Hattâbî, bu konu ile
ilgili olarak şöyle demektedir: "Hile yapan bizden değildir" sözünün
manası; bizim yolumuz ve siretimizden değildir, demektir. Rasûlullah (s.a.v.)
bu sözüyle kardeşini kandıran ona samimi davranmayan, bana tâbi olmayı ve
benim sünnetimden gitmeyi terketmiştir, demek istemiştir.
Bazıları, Hz. Nebi'in
böyle yapanların İslâm dininden olmadıklarını belirtmek İstediği görüşünü
savunmuşlardır. Ama bu te'vil doğru değildir. Doğrusu; benim söylediğimdir. Bu
bir adamın arkadaşına ona uymayı ve muvafakati dileyerek; "ben sendenim
ve sanayım" demesine benzer. Şu âyet-i kerime buna şahitlik eder:
"... Bana uyan, bendendir. Bana isyan edeni sana bırakırın sen bağışlarsın,
merhamet edersin."[İbrahim 36]
Aynı konuda Nevevî de
şunları söyler:
"Bu sözün manası;
benim yolumda gidenlerden, benim ilmim ve amelime güzel yoluma uyanlardan
değildir, demektir. Bu; bir adamın yaptığını beğenmediği çocuğuna; sen benden
değilsin, demesine benzer. Süfyân b. Uyey-ne; bu şekildeki bir izahı doğru
bulmaz ve: Bu ne kötü bir izahtır. Aksine o, sözün te'vilinde gönüllere daha
çok tesir edecek bir şeye yapışmak gerekir, der."
Ebû Dâvûd da; hadisi
verdikten sonra, 3453 numarıdaki haberinde Süf-yân'ın; "bizden
değildir" sözünü "bizim gibi değildir" şeklinde izah etmeyi
uygun bulmadığını nakletmiştir. Bezlü'I-Mechûd'da Süfyân'ın; "Bu izah,
Ra-sülullah'm maksadına muhaliftir. Çünkü onun bu sözdeki maksadı; o yoldan
sakındırmak ve korkutmaktır. O halde, meselenin insanların korku ve sakınmasını
hafifletecek bir tarzda ele alınması uygun değildir. Ama bu, yukarıdaki izah
caiz değildir manasına alınmasına gelmez." dediği kaydedilir.
Bezlü'I-Mechûd'un ta'likmda
da, Süfyân'ın; Nevevî'nin ifadesine göre, Süfyân b. Uyeyne; Tirmizî'nin
ifadesine göre ise Süfyân es-Sevrî olduğu belirtilmektedir.
Ayıplı olup da aybı
gizlenen veya aybını görmediği bir malı satın alan kişi, o ayıba muttali
olunca, malı geri verip parasını alma yetkisine sahiptir.