SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

BUYU’ ve İCARE BAHSİ

<< 3433 >>

بَاب فِي الْعَبْدِ يُبَاعُ وَلَهُ مَالٌ

42. Mali Olan Bir Kölenin Satılması

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ الزُّهْرِيِّ عَنْ سَالِمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ مَنْ بَاعَ عَبْدًا وَلَهُ مَالٌ فَمَالُهُ لِلْبَائِعِ إِلَّا أَنْ يَشْتَرِطَهُ الْمُبْتَاعُ وَمَنْ بَاعَ نَخْلًا مُؤَبَّرًا فَالثَّمَرَةُ لِلْبَائِعِ إِلَّا أَنْ يَشْتَرِطَ الْمُبْتَاعُ

 

Salim, babasın (Abdullah b. Ömer)'dan Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir kimse, malı olan bir köleyi satarsa, müşteri şart koşmamışsa mal satıcıya aittir. Yine bir kimse aşılanmış bir hurma ağacını satarsa, meyvesi -müşteri kendisi için olmasını şart koşmamışsa- satıcı­ya aittir."

 

 

İzah:

Buhari, müsâkât, buyu'; Müslim, buyu'; Tirmizî, buyu'; Nesâî, buyu'; İbn Mâce, ticârât; Dârimî, buyu'; Mâlik, buyu'; Ahmed b. Hanbel, II, 9, 78, 82, III, 301, 310.

 

İşaret edilen kaynaklarda, hadisin birbirinden küçük fark­larla ayrılan çeşitli rivayetleri vardır. Ayrıca hadisin sadece . köle satışıyla ilgili bölümü NâfT kanalıyla Hz. Ömer'den, sadece hurma üe ilgili bölümü de İbn Ömer'den ve Nâfi' kanalıyla rivayet edilmiştir.

 

Hadis âlimleri bu rivayetleri tercih konusunda farklı görüşler benimse­mişlerdir. Buharî, Ali b. el-Medinî ve İbn Abdilberr; Sâlim'in üzerinde dur­duğumuz rivayetini; Müslim, Nesâî ve Dârekutnî ise Nâfi'in yukarıda işaret ettiğimiz rivayetlerini tercih etmişlerdir,

 

Hadis-i şerif hüküm itibariyle iki konuyu ihtiva etmektedir:

 

1- Elinde malı olan bir köle satıldığı takdirde, mal satıcıya aittir. Ama müşteri pazarlık ederken malı da birlikte satın almayı şart koşmuşsa o za­man mal müşterinin olur.

 

Aslında konu , ulemanın görüş birliği halinde oldukları bir mesele de­ğildir. İyi anlaşılması için etraflı bir izah gerekir. Ama kölelik ortadan kalk­tığı ve meselenin pratiği olmadığı için biz sözü uzatmıyoruz.

 

2- Dalında meyve olan aşılanmış bir hurma ağacı satılırsa, ağaçtaki hurma satıcıya aittir. Ama müşteri hurmanın kendisi için olmasını şart koşmuşsa hurma müşterinin olmuş olur.

 

Hattâbî bu hadisin şerhinde şu bilgiyi vermektedir: "Hadisten anlaşılıyor ki aşılamak, meyvenin asla tabi olması konusun­da bir sınırdır. Eğer ağaç aşılanmışsa meyve ağaçtan ayrılmış demektir. Ana­sından ayrılmış olan yavruya benzer. Dolayısıyla bizatihi kastedümedikçe asla tabi olarak satışa girmez. Aşılanmamışsa, meyve ağacın dalı mesabesinde­dir. Ağacın dalı, ağacın satışına girdiği gibi, aşılanmamış hurma ağacının hur­ması da satışa girer ve müşteriye ait olur..."

 

Hattâbî bundan sonra, aşılamanın nasıl yapıldığım tarif eder ve satılan hurmanın kime ait olacağı konusunda âlimler arasındaki ihtilâfa işaret eder. Buna göre, konu ile ilgili üç görüş vardır:

 

a) Ağaç aşılanmamışsa, meyve ağaca tabidir. Aşılanmışsa, satışa girmez. Ama müşteri şart koşarsa müstesna. Bu görüş, Mâlik, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel'e aittir.

 

Bu görüş hadisin zahirine uygundur.

 

b) Ağaç ister aşılı olsun ister aşısız, meyve ağacın satışına girmez, satı­cıya aittir. Müşteri meyvenin kendisine ait olmasını şart koşmuşsa müşteri­nin olur. Bu görüş Hanefîlerin ve Evzaî'nin görüşüdür. Hanefîler bu görüş­lerini şu hadise dayandırırlar: "Bir kimse içerisinde hurma ağacı olan bir ara­ziyi satın alırsa, meyve satıcıya aittir. Müşteri meyveyi kendisi için şart ko­şarsa başka." NasbıTr-Râye'de, hadisin bu lafızla garib olduğu söylenir. Ha­nefîler bu meseleyi ekine kıyas ederler.

 

c) Ağaç ister aşılı olsun ister aşısız, ister şart koşulsun ister şart koşul­masın satılan ağacın meyvesi müşteriye aittir. Bu görüş de İbn Ebî Leylâ'ya aiıdr.