DEVAM: 37. Tabirlerin
Kazancı
حَدَّثَنَا
عُبَيْدُ
اللَّهِ بْنُ
مُعَاذٍ
حَدَّثَنَا
أَبِي
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
أَبِي
السَّفَرِ عَنْ
الشَّعْبِيِّ
عَنْ
خَارِجَةَ
بْنِ الصَّلْتِ
عَنْ عَمِّهِ
أَنَّهُ
مَرَّ
بِقَوْمٍ
فَأَتَوْهُ
فَقَالُوا
إِنَّكَ
جِئْتَ مِنْ
عِنْدِ هَذَا
الرَّجُلِ
بِخَيْرٍ
فَارْقِ
لَنَا هَذَا
الرَّجُلَ
فَأَتَوْهُ
بِرَجُلٍ مَعْتُوهٍ
فِي
الْقُيُودِ
فَرَقَاهُ
بِأُمِّ الْقُرْآنِ
ثَلَاثَةَ
أَيَّامٍ
غُدْوَةً وَعَشِيَّةً
وَكُلَّمَا
خَتَمَهَا
جَمَعَ
بُزَاقَهُ
ثُمَّ تَفَلَ
فَكَأَنَّمَا
أُنْشِطَ
مِنْ عِقَالٍ
فَأَعْطَوْهُ
شَيْئًا
فَأَتَى
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَذَكَرَهُ
لَهُ فَقَالَ
النَّبِيُّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
كُلْ
فَلَعَمْرِي
لَمَنْ
أَكَلَ بِرُقْيَةٍ
بَاطِلٍ
لَقَدْ
أَكَلْتَ
بِرُقْيَةٍ
حَقٍّ
Hârice b. es-Sald,
amcasından rivayet ettiğine göre: O (Hârice'nin amcası) bir kavme uğradı.
Kavimdekiler onun, yanına gelip; Şüphesiz sen o zat (Hz. Nebi'nin yanından
hayırlı bir şey getirmişsindir, bizim için şu adama rukye yap, dediler ve
kendisine iplerle bağlı deli bir adam getirdiler.
Hârice'nin amcası
sabahlı akşamlı üç gün adama Fatiha sûresini okudu. Sûreyi her bitirişinde
tükrüğünü biriktiriyor sonra da tükürüyordu. Adam sanki kösteğinden kurtulmuş
gibi oldu, (iyileşti). (Delinin arkadaşları) rukye yapan zat'a (ücret olarak)
bir şey verdiler. Adam, Rasûlullah (s.a.v.)'e gelip durumu haber verdi. Nebi
sallallahu aleyhi ve sellem:
"Ye, ömrüme yemin
ederim ki, kimileri bâtıl bir rukye ile yerler, sen ise hak bir rukye ile
yersin." buyurdu.
İzah:
Ahmed b. Hanbel, V,
211.
Bu hadis-i şerif de
hastanın iyileşmesi için Kur'an okuyup dua etmenin caiz olduğuna delâlet
etmektedir. Bu konuyu önceki hadisin şerhinde izah ettiğimiz için burada
tekrar girmeyeceğiz. Sadece iki hususa dikkat çekmek istiyoruz:
1- Hz. Nebi (s.a.v.) bu
hadiste, "Ömrüme yemin ederim ki" buyurmuş, yani ömüre yemin
etmiştir. Aslında bu çeşit bir yemin müslümanlar için caiz değildir.
Rasûlullah'm bu şekilde yemin etmesini Tıybî iki şekilde izah eder:
a) Hz. Nebi (s.a.v.)'e
bu şekilde yemin etmesine izin verilmişti. Bu onun özelliklerindendir. Çünkü
Cenab-ı Allah onun hayatına yemin ederek; "Ey Muhammed, ömrüne yemin olsun
ki onlar sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlardı."[Hicr 72]
buyurmuştur.
b) Allah (c.c),
kendisine ikram olmak üzere sadece Hz. Nebi (s.a.v.)'in hayatı için yemin
etmiştir, başka hiçbir kimse için yemin etmemiştir.
2- Hz. Nebi (s.a.v.) Fatiha
okuyarak hasta tedavi eden ve bunun karşılığında ücret alan zata, "Onu ye,
kimileri bâtıl rukye ile yiyorlar, sen ise hak bir rukye ile yersin"
buyurmuştur.
Bâtıl rukyeden maksat;
yıldızları anmak, yıldızlardan ve cinlerden yardım dilemek suretiyle yapılan
rukyedir.