SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EYMAN VE’N-NUZUR BAHSİ

<< 3318 >>

DEVAM: 24. Ölünün Adağını Onun Namına İfa Etmek

 

حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ عَوْنٍ أَخْبَرَنَا هُشَيْمٌ عَنْ أَبِي بِشْرٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ امْرَأَةً رَكِبَتْ الْبَحْرَ فَنَذَرَتْ إِنْ نَجَّاهَا اللَّهُ أَنْ تَصُومَ شَهْرًا فَنَجَّاهَا اللَّهُ فَلَمْ تَصُمْ حَتَّى مَاتَتْ فَجَاءَتْ ابْنَتُهَا أَوْ أُخْتُهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَأَمَرَهَا أَنْ تَصُومَ عَنْهَا

 

İbn Abbas (r.a.)'dan rivayet edildiğine göre; Bir kadın gemiye bindi ve Allah kendisini kurtarırsa (sahile çıkarırsa) bir ay oruç tutmayı adadı. Allah onu kurtardı, fakat kadın orucu tutmadan Öldü. Kızı -veya kız kardeşi-[Bu şek ravilerden birisine aittir.]  Rasûlullah'a geldi, (meseleyi sordu). Hz. Nebi de kendisine; onun (ölenin) yerine oruç tutmasını emretti.

 

 

İzah:

Nesâî, eymân; Ahmed b. Hanbel, I, 216, 238.

 

Tercemeye "Gemiye bindi" diye geçtiğimiz cüm­lesinde mecazî bir ifade kullanılmıştır. Bu, mahallin zikredi­lip hallin murad edilmesi kabilindendir. Çünkü, "deniz" demektir; ama burada "deniz" değil, denizdeki gemi kastedilmiştir. Bu kabil kullanış­lara Arap edebiyatında çok rastlanır.

 

Hadiste sözkonusu edilen kadın ve kızının kimler olduklarına ait bir kay­da rastlayamadık.

 

Hadisin zahiri, bir başkasının yerine oruç tutmanın, dolayısıyla ölenin adadığı orucun başkası tarafından tutulmasının caiz olduğuna delâlet etmek­tedir. Oysa yukarıdaki hadisin izahında belirtildiği gibi; âlimlerin çoğuna göre bu caiz değildir. Çünkü oruç bedenî bir ibadettir ve bedenî ibadetlerde niya­bet cari değildir. Üstelik Hz. Nebi'in bunu sarahaten nehyettiğini bil­diren hadis vardır.

 

Avnü'l-Ma'bûd sahibi; bu görüşte olanların, üzerinde durduğumuz ha­diste emredilen orucu fidye vermek şeklinde te'vil ettiklerini söyler. Yani Hz. Nebi (s.a.v.), kendisine gelen kadına; "Onun yerine sen tut" buyurdu­ğunda, o orucun fidyesini vermesini kasdetmiştir.

 

Şevkânî, hadisin; ölenin borcu olan herhangi bir orucu onun velisinin tutabileceğine delâlet ettiğini söyler. Şevkânî'nin bildirdiğine göre hadis âlimleri bu görüştedir.

 

Ahmed b. Hanbel'in ve Şafiî'nin bir görüşüne göre başkasının yerine oruç tutabileceği yukarıda geçmiştir.

 

Birisinin borcu olan orucu, velisi ya da başka birinin tutup tutamaya­cağına dair daha geniş malumat Kitabü's-Savm'ın 41. babında 2400 ve 2401 numaralı hadislerde geçmiştir.