DEVAM: 24. Ölünün
Adağını Onun Namına İfa Etmek
حَدَّثَنَا
عَمْرُو بْنُ
عَوْنٍ
أَخْبَرَنَا
هُشَيْمٌ
عَنْ أَبِي
بِشْرٍ عَنْ
سَعِيدِ بْنِ
جُبَيْرٍ
عَنْ ابْنِ
عَبَّاسٍ
أَنَّ
امْرَأَةً
رَكِبَتْ
الْبَحْرَ
فَنَذَرَتْ
إِنْ
نَجَّاهَا
اللَّهُ أَنْ
تَصُومَ
شَهْرًا
فَنَجَّاهَا
اللَّهُ فَلَمْ
تَصُمْ
حَتَّى
مَاتَتْ
فَجَاءَتْ ابْنَتُهَا
أَوْ
أُخْتُهَا
إِلَى
رَسُولِ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
فَأَمَرَهَا
أَنْ تَصُومَ
عَنْهَا
İbn Abbas (r.a.)'dan
rivayet edildiğine göre; Bir kadın gemiye bindi ve Allah kendisini kurtarırsa
(sahile çıkarırsa) bir ay oruç tutmayı adadı. Allah onu kurtardı, fakat kadın
orucu tutmadan Öldü. Kızı -veya kız kardeşi-[Bu şek ravilerden birisine
aittir.] Rasûlullah'a geldi, (meseleyi
sordu). Hz. Nebi de kendisine; onun (ölenin) yerine oruç tutmasını emretti.
İzah:
Nesâî, eymân; Ahmed b.
Hanbel, I, 216, 238.
Tercemeye "Gemiye
bindi" diye geçtiğimiz cümlesinde mecazî bir ifade kullanılmıştır. Bu,
mahallin zikredilip hallin murad edilmesi kabilindendir. Çünkü,
"deniz" demektir; ama burada "deniz" değil, denizdeki gemi
kastedilmiştir. Bu kabil kullanışlara Arap edebiyatında çok rastlanır.
Hadiste sözkonusu
edilen kadın ve kızının kimler olduklarına ait bir kayda rastlayamadık.
Hadisin zahiri, bir
başkasının yerine oruç tutmanın, dolayısıyla ölenin adadığı orucun başkası
tarafından tutulmasının caiz olduğuna delâlet etmektedir. Oysa yukarıdaki
hadisin izahında belirtildiği gibi; âlimlerin çoğuna göre bu caiz değildir.
Çünkü oruç bedenî bir ibadettir ve bedenî ibadetlerde niyabet cari değildir.
Üstelik Hz. Nebi'in bunu sarahaten nehyettiğini bildiren hadis vardır.
Avnü'l-Ma'bûd sahibi;
bu görüşte olanların, üzerinde durduğumuz hadiste emredilen orucu fidye vermek
şeklinde te'vil ettiklerini söyler. Yani Hz. Nebi (s.a.v.), kendisine gelen
kadına; "Onun yerine sen tut" buyurduğunda, o orucun fidyesini
vermesini kasdetmiştir.
Şevkânî, hadisin;
ölenin borcu olan herhangi bir orucu onun velisinin tutabileceğine delâlet ettiğini
söyler. Şevkânî'nin bildirdiğine göre hadis âlimleri bu görüştedir.
Ahmed b. Hanbel'in ve
Şafiî'nin bir görüşüne göre başkasının yerine oruç tutabileceği yukarıda
geçmiştir.
Birisinin borcu olan orucu,
velisi ya da başka birinin tutup tutamayacağına dair daha geniş malumat
Kitabü's-Savm'ın 41. babında 2400 ve 2401 numaralı hadislerde geçmiştir.