SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CENAİZ BAHSİ

<< 3167 >>

بَاب اتِّبَاعِ النِّسَاءِ الْجَنَائِزَ

39-40. Kadınların (Yürüyerek Kabre Kadar), Cenazeleri Takip Etmeleri

 

حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ حَفْصَةَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ نُهِينَا أَنْ نَتَّبِعَ الْجَنَائِزَ وَلَمْ يُعْزَمْ عَلَيْنَا

 

Ümmü Atıyye'den demiştir ki: "Biz (kadınlar) cenazenin arkasından gitmekten nehyolunduk. (Ancak bu mesele) üzerimize kesin bir şekilde haram kılınmadı.

 

 

İzah:

Buhari, cenâiz, İ'tisam; Müslim, cenâiz; İbni Mâce, cenâiz; Ahmed b. Hanbel VI- 408.

 

Hz. Nebi'in bu yasağı kadınlara bizzat kendinin koy­muş olması ihtimali bulunduğu gibi, bir elçi aracılığıyla koy­muş olması ihtimali de vardır. Nitekim Beyhakî'nin Ümmü Atıyye (r.a)'dan rivayet ettiği bir hadisi şerifte, "Rasûlü Ekrem'in Medine'ye geldikten son­ra; kadınların bir araya toplanmalarını emredip, Hz. Ömer'i göndererek onları cenazenin ardından gitmekten menetmesini emrettiği" ifade edilmektedir. Hz..Ümmü Atıyye'ye göre, mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifteki "ka­dınların cenazenin arkasından gitmeleriyle ilgili yasak" kesin bir yasak ol­mayıp ancak kerahat-i tenzihiyye ifade eden bir yasaktır. Çünkü, her ne ka­dar Rasülü Ekrem Efendimiz, kadınların cenazenin ardından gitmesini yasaklamışsa da, bunun kesinlikle yasak olduğunu te'kid edici bir açıklamada bu­lunmamıştır. Halbuki Hz. Nebi diğer yasakların yasak olduğunu açık­ladıktan sonra, bir de onların haramhğım te'yid eden beyanlarda bulunurdu.

 

Hz. Ümmü Atıyye'nin Hz. Nebi'in bu yasağının tahrim ifade et­tiğini, başka karinelerden sezmiş olması da mümkündür. Kerahet-i tenzihiy­ye ifade ettiğine dair bir karinesi bulunmayan yasaklar ise, kesinlikle hür­met ifade eder.

 

İmam Kurtubi'ye göre de mevzumuzu teşkil eden Ümmü Atıyye hadi-sindeki nehy tahrimiyye değil, tenzihiyye ifade etmektedir. Çünkü Ebû Hu-reyre'den rivayet edilen "Hz. Nebi, Hz. Ömer'in bir cenaze merasi­minde ağlayan bir kadını azarladığını görünce -onu bırak ya Ömer! Çünkü göz yaş dökücüdür- buyurmuştur."[İbn Mace, cenâiz] mealindeki hadis-i şerif buna delalet etmektedir.

 

Dâvûdî'ye göre, metinde geçen "Cenazenin arkasından gitmekten nehyolunduk" sözü, kadınların cenazeyi uğurlamak için arkasından gitme­lerinin haram olduğunu ifade eder. Çünkü nehyde aslolan tahrimdir. Bura­daki nehyin hükmünü haramhktan çıkarıp kerahat-i tenzihiyyeye hamletti­recek bir karine yoktur.

 

Metinde geçen "üzerimize -kesin bir şekilde- haram kılınmadı." cümle­si ise; "ta'ziye için ölünün yakınlarına gitmemiz bize haram kılınmadı." an­lamında kullanılmıştır.

 

Davûdî'nin bu sözü 3123 numaralı hadis-i şerife uygun olmakla bera­ber, mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifin zahirine aykırıdır.

 

Hadisin zahirinden, kadınların cenazeyi takib etmelerinin mekruh olduğu anlaşılmaktadır. Bu mevzuda Şafiîlerin görüşü de budur. İbnü'l-Münzir'den; İbn Mes'ud ile İbn Ömer, Ebû Ümame, Hz. Aişe, Mesruk, Hasan-ı Basri, En-Nehâî, Evzâî, İmam Ahmed, İshak ve es-Sevri'nin de bu görüşte oldukları rivayet edilmiştir.

 

İbn Hazm ile Ebu'd-Derda, Zührî ve Rabia ise, ka dınların cenazeyi takibetmelerinin caiz olduğunu söylemişlerdir.

 

Malikilere göre, erkeklerin şehvet duymayacakları derecede yaşlı bir ka­dınla, babasını veya annesini, kocasını, oğlunu veyahut kardeşini kaybedip te fitneye sebep olmasından korkulmayan genç bir kadının cenazeyi ta'ki-betmesinde bir sakınca yoktur. Fakat fitneye sebep olmasından korkulan genç kadınların cenazeyi takibetmeleri ise mutlak surette haramdır.

 

Hanefilere göre, kadınların cenazeyi takibetmeleri keraheti tahrimiyye ile mekruhtur. Çünkü bir hadis-i şerifte Nebi Efendimiz, cenazeyi ta-kibeden kadınlara hitaben "sevab kazanarak değil, günaha girmiş olarak dönün" buyurmuştur.[İbn Mace, cenâiz]

 

Hanefi âlimlerinden İbn Abidin, Hanefi mezhebinin görüşüne delil olarak İbn Mâce'nin bu hadisini zikrettikten sonra şöyle diyor: Bu hadisi İbn Mâce zayıf bir senetle rivayet etmiştir. Lakin zamanın değişmesiyle meydana ge­len yeniliğin manâsı, bunu te'yid etmektedir. Bu yeniliğe Hz. Aişe şu sözle­riyle işaret etmiştir. "Rasülullah (s.a.v.) kendisinden sonra kadınların ne mo­dalar çıkardıklarını görse idi, Beni İsrail'in kadınları menedildiği gibi mut­laka onları menederdi." Bu onun zamanındaki kadınlar hakkında söylen­miştir. Ya zamanımızın kadınlarına ne demeli? Sahihayn'da Ümmü Atıy-ye'den rivayet olunan "Biz cenazelerin peşinden gitmekten men olunduk, ama kati olarak bize yasak edilmedi." Yani "Bu nehy tenzih içindir" hadi­sine gelince, bu hadis o zamana mahsus olması gerekir. O zaman kadınları mescid ve bayramlara çıkmaları mubah idi."[Davudoğlu A. İbn Abidin, III- 480, 481.]

 

İmam Nevevî de cumhur ulemanın kadınları cenazenin peşinden gitme­yi menettiklerini, Kâdî Iyaz'dan nakletmiştir.

 

Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki: Kadınların cenazenin peşinden gi­dip gitmeyecekleriyle ilgili ihtilaf, örtünmeye dikkat edip, süslenmeksizin ve ağlayıp sızlamaksizm cenazeyi takibeden Hz. Nebi devrindeki kadın­lar hakkındadır. Bu hususlara dikkat etmeyen kadınların cenazenin peşin­den gitmelerinin haram olduğunda ittifak vardır.