SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HARAC – İMARA – FEY’ BAHSİ

<< 2966 >>

DEVAM: 18-19. Rasulullah (S.A.)'İn (Ganimet) Mallar(In)Dan Seçerek Alabileceği Hissesi

 

حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا إِسْمَعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَخْبَرَنَا أَيُّوبُ عَنْ الزُّهْرِيِّ قَالَ قَالَ عُمَرُ وَمَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ مِنْهُمْ فَمَا أَوْجَفْتُمْ عَلَيْهِ مِنْ خَيْلٍ وَلَا رِكَابٍ قَالَ الزُّهْرِيُّ قَالَ عُمَرُ هَذِهِ لِرَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَاصَّةً قُرَى عُرَيْنَةَ فَدَكَ وَكَذَا وَكَذَا مَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَى رَسُولِهِ مِنْ أَهْلِ الْقُرَى فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَلَلْفُقَرَاءِ الَّذِينَ أُخْرِجُوا مِنْ دِيَارِهِمْ وَأَمْوَالِهِمْ وَالَّذِينَ تَبَوَّءُوا الدَّارَ وَالْإِيمَانَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَالَّذِينَ جَاءُوا مِنْ بَعْدِهِمْ فَاسْتَوْعَبَتْ هَذِهِ الْآيَةُ النَّاسَ فَلَمْ يَبْقَ أَحَدٌ مِنْ الْمُسْلِمِينَ إِلَّا لَهُ فِيهَا حَقٌّ قَالَ أَيُّوبُ أَوْ قَالَ حَظٌّ إِلَّا بَعْضَ مَنْ تَمْلِكُونَ مِنْ أَرِقَّائِكُمْ

 

Zühri den, Ömer (r.a) şöyle demiştir: Allah (c.c): "Allah'ın onların mallarından Nebiine verdiği ganimetler için, siz at ve deveye binip onlar'ı sürmüş değilsiniz..." (Haşr, 6) buyurdu.

 

Zühri: Hz. Ömer (r.a)'ın: "Bu; Urayne köyleri, Fedek ve şurası şurası sırf Rasulullah'a aittir" dediğim söyledi.

 

(Âyeti kerimelerde şöyle buyurulur): "Allah'ın fethedilen ülkeler halkının mallarından Nebisine verdiği ganimetler Allah, Peygamber, yakınları, yetimler yoksullar ve yolda kalmışlar içindir... (Haşr 7)  "Allah'ın verdiği bu ganimet malları yurtlarından ve mallarından çıkarılan... fakirler içindir" (Haşr, 8)  "Daha önceden Medineyi yurt edinmiş ve kalblerine imanı yerleştirmiş olanlar..." (Haşr, 9)

 

"Ve onların arkasından gelenler..."(Haşr, 10) (Hz. Ömer daha sonra şöyle dedi): "Bu âyet tüm insanları kapsadı. Müslümanlardan, ganimette hakkı -Eyyûb; nasibi dedi- olmayan, malik olduğunuz bazı kölelerden başka kimse kalmadı."

 

 

İzah:

Bu riveyet, ganimetlere müstehak olanları beyan sadedinde, Hz. Ömer'in âyetlerden deliller getirdiği ve pek az olarakta kendi görüşünü kattığı bir eserdir. Eseri Hz. Ömer (r.a)'den nakleden Zühri'dir. Münzirî'nin belirttiğine göre Hz. Ömer'den hadis duymamıştır. Onun için rivayet munkatidir. Yani Zühri ile Hz. Ömer arasında başka bir râvi vardır ama rivayette zikredilmemiştir.

 

Rivayette istidlal için zikredilen âyetler, Haşr sûresinin 6-10 âyetleridir. Ancak âyet-i kerimeler metinde tam olarak yeralmamış onun için tercemede de mealleri eksik verilmiştir. Şimdi işaret edilen âyet-i kerimelerin tamamı­nın meallerini görelim:

 

"Allah'ın onların mallarından Nebiine verdiği ganimetler için siz at ve deveye binip onları sürmüş değilsiniz. Fakat Allah Nebilerini di­lediği kimselere karşı üstün kılar. Allah herşeye kadirdir.

 

Allah'ın fethedilen ülkeler halkının mallarından Nebiine verdiği ganimetler, Allah, Nebi, yakınları, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Böylece o mallar içinizden sadece zenginler arasında dolaşan bir devlet olmaz. Nebi size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir.

 

Allah'ın verdiği bu ganimet mallan yurtlarından ve mallarından çıka­rılmış olan, Allah'tan bir lütuf ve nzâ dileyen, Allah'ın dinine ve peygambe­rine yardım eden fakir muhacirlerindir. İşte doğru olanlar bunlardır.

 

Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenler kar­şısında içlerinde bir kaygı duymazlar. Kendileri ihtiyaç içinde olsalar bile, onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

 

Bunların arkasından gelenler şöyle derler: "Rabbimiz! bizi ve imanda bizi geçmiş olan (bizden önce geçen mü'min) kardeşlerimizi bağışla; kalble-rimizde, iman edenlere karşı hiç bir kin bırakma. Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok şefkatli çok merhametlisin." (Haşr, 59/6-10)

 

Görüldüğü gibi bu âyetlerden ilki, savaş yapılmadan, Allah'ın peygam­berine lütfü olarak nasib ettiği yerlerle ilgilidir. Buna fey' denilir. Hz. Ömer (r.a) Urayne köylerinin, Fedek'in ve diğer bazı yerlerin bu kabilden olduğu­nu ve bunların sadece Hz. Nebie ait bulunduğunu söylemiştir.

 

Urayne: Suriye tarafında, bir takım köylerin bulunduğu bir bölgedir.

 

Fedek: Medine ile arasında iki üç günlük mesafe bulunan bir köydür. Bu köyde kaynayan pınarlar ve hurmalıklar, vardır.

 

Hz. Ömer'in: "Şurası, şurası" diye ifadelendirdiği yerler, sarihlerin be­lirttiklerine göre Medine de yahûdilerin oturdukları, Kureyza ve Nadir dir.

 

Hz. Ömer, savaş yapılmadan ele geçirilen yerlerin fey olduğu ve Hz. Nebie ait olup, ganimetteki gibi gazilere taksim edilmeyeceği görüşün­dedir. Hz. Nebi (s.a.s) bu tür gelirleri halkın çeşitli maslahatları için kullanır. Bu gelirleri askeri donatımda kullanabileceği gibi, müslümanların başka ihtiyaçlarını temin gibi gayelere harcar. İmam Şafiî'nin dışındaki âlim­ler, Hz. Ömer'in görüşündedirler. Bu konudaki açıklama bir önceki hadisin şerhinde geçmiştir.

 

Hz. Ömer, âyeti kerimelerin sonunda, bazı köleler hariç tüm müslüman-ların bu gelirlerde hakkı olduğunu bildirmiştir. Çünkü fey' dediğimiz bu ge­lirler askerlere ve belirli gruplara taksim edilmeyince ya devlet hazinesine ka­lacak ya da tüm müslümanların çeşitli ihtiyaçlarına sarf edilecektir. Böylece her iki halde de bütün müslümanların hakkı olan bir gelir olacaktır.

 

 

SONRAKİ