SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HARAC – İMARA – FEY’ BAHSİ

<< 3065 >>

DEVAM: 34-36. (Devlet Başkanının) Toprakları Parselle(yip Tebaasına Bağışla)ması

 

حَدَّثَنِي هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ الْحَسَنِ الْمَخْزُومِيُّ مَا لَمْ تَنَلْهُ أَخْفَافُ الْإِبِلِ يَعْنِي أَنَّ الْإِبِلَ تَأْكُلُ مُنْتَهَى رُءُوسِهَا وَيُحْمَى مَا فَوْقَهُ

 

Muhammed b. el-Hasen el-Mahzumî (bir önceki 3064. hadisi şöyle) rivayet etti. (Ben sana) deve ayaklarının erişemediği yerleri (ikta yoluyla verebilirim. Hz. Nebi bu sözüyle) demek istiyor ki: Develer başlarının erişebildiği yerler(dek)i (otları) yerler. Başlarının yukarısı mahfuz kalır.

 

 

İzah:

Develer bir yere ayaklan üzerinde giderler, oraya ayaklanyla erişirler. Bu bakımdan bu hadis-i şerifte, Hz. Nebi kendisinden erak ağaçlarıyla kaplı olan bir araziyi isteyen Hz. Ebyâz'a "de­velerin ayaklan üzerinde varıpta ağızlarının erişemediği ormanları yahutta uzaklığından dolayı develerin varamadıktan yerleri verebilirim. Develerin ra­hatlıkla vanp otlayabildikleri yerleri vermem” cevabını vermiştir. Develer erak ağacına yetişebildiklerine göre bu hadis "içerisinde erak ağacı bulunan hiçbir arazi şahıslara verilemez." anlamına da gelebilir. Bu hadis-i şerif hak­kında Hattâbî şöyle diyor:

 

Bu ifade, ormanlık bir araziyi ihya ederek oraya sahip olan bir kimse­nin, o arazi üzerindeki ormana sahip olamayacağı anlamına gelir.

 

Çünkü hadis-i şeriften sözkonusu arazinin ilk defa ihya edildiği sırada üzerinde erak denilen misvak ağaçlarının bulunduğu, bu sebeple de Hz. Pey­gamberin develerin yayılabileceği bu ormanlık araziyi kendinden isteyen şahsa vermekten kaçındığı anlaşılıyor.

 

Fakat bir araziyi ihya eden kimse, daha sonra bu arazi üzerinde meyda­na gelen otlara ve ağaçlara sahip olur. Onlar üzerinde dilediği şekilde tasar­ruf eder. Bu hadisin ravisi Muhammed b. Hasen hadis uydurma suçuyla it­ham edilmiştir.

 

 

SONRAKİ