SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HARAC – İMARA – FEY’ BAHSİ

<< 3057 >>

DEVAM: 33-35. Devlet Başkanı Müşriklerden (Gelen) Hediyeleri Kabul Edebilir

 

حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا عِمْرَانُ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الشِّخِّيرِ عَنْ عِيَاضِ بْنِ حِمَارٍ قَالَ أَهْدَيْتُ لِلنَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ نَاقَةً فَقَالَ أَسْلَمْتَ فَقُلْتُ لَا فَقَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنِّي نُهِيتُ عَنْ زَبْدِ الْمُشْرِكِينَ

 

Iyâd b. Hımâr'dan demiştir ki: Nebi (s.a.v.)'e bir deve hediye et(mek iste)miştim. Bunun üzerine (bana): "Sen müslüman oldun mu?" diye sordu. Ben: "Hayır" cevabını verdim. Nebi (s.a.v.) de: "Ben müşriklerin bağışlarını kabul) den men edildim" buyurdu.

 

 

İzah:

Tirmizi, siyer, Ahmed b. Hanbel IV-162.

 

3055 ve 3056 numuralı hadis-i şerifler, müşriklerden hediyye almanın caiz olduğuna delalet ederlerken 3057 numaralı hadis-i şerif bunun caiz olmadığına delalet etmektedir.

 

3057 numaralı hadis-i şerif hakkında İmam Tirmizi şöyle diyor: "Rasûlullah (s.a.v.)den müşriklerin hediyyelerini kabul ettiği de rivayet olunmuş­tur. Bu hadisde ise kerahiyet zikredilmiştir ki bunun müşriklerin hediyyele­rini bir müddet kabul ettikten sonra vuku' bulduğu ve artık onların hediyye­lerini kabulden menedildiği muhtemeldir."[Molla Mehmedoğlu, Sünen-i Tirmizi tercemesi 111-152.]

 

Hattâbî ise, 3057 numaralı hadis-i şerifi açıklarken şu görüşlere yer veriyor.

 

"Rasûl-ü Zişan Efendimizin bu hediyyeyi reddetmesi iki şekilde tefsîr edilmiştir.

 

1. Bu hedıyyeyi reddetmekle onu müslüman olmaya davet etmek iste­miştir. 

 

2. "Hediyyeleşiniz de aranızda karşılıklı sevgi meydana gelsin."[Muvatla; husn-ül-hulk] hadis-i şerifinde açıklandığı üzere hediyeleşmek, özellikle hediyyeyi kabul eden kişide onu kendisine veren kişiye karşı bir sevgi duygusu meydana getirir, Hz. Nebi bu hediyyeyi alması neticesinde kalbinde onu veren müşrike karşı bir sevginin doğmasından korktuğu için kabul etmeyip, reddetmiştir. Çünkü bir Nebiin kalbinin bir müşrike meyi etmesi asla caiz değildir.

 

Hz. Nebiin Habeşistan kralı Necaşi'den gelen hediyyeleri kabul ettiği bilinen bir gerçek ise de, O hâdiseyle buradaki hâdise kıyas edilemez. Çün­kü Necaşi ehl-i kitap idi. Bilindiği gibi ehl-i kitabın yiyecekleri bize helal kı­lındığı gibi onların kadınlarını nikahlamamız da helâl kılınmıştır. Müşrikler ise böyle değildir."

 

Gerçekten Hz. Nebiin Eyle Malikinden hediye olarak gelen bir katır, Ükeydir'den gelen ipek cübbeyi, Rum padişahından gelen boyalı ipek bir elbiseyi kabul ettiği de bilinmektedir.[el-Mübarek-furî, Tuhfetûl-Ahvezî V-198.]

 

Hafız ibn Hacerin dediği gibi, Taberi Hz. Nebiin müşriklerden gelen hediyyeleri kabul ettiğini ifade eden hâdiselerle, kabul etmediğini ifa­de eden hâdiselerin arasını telif etmek için:

 

"Hz. Nebiin bu hediyyeleri kabul etmediğini ifade eden hadis­ler, hükümleri sadece Hz. Nebiin şahsını ilgilendiren özel hadislerdir. Bir başka ifadeyle bu hadisler Hasais-i Nebeviyye ile ilgilidir.

 

Kabul ettiğini ifade eden hadislerse, hükümleri bütün müslümanlara ait olan hadislerdir." demişse de bu söz pek isabetli görünmüyor. Çünkü müş­riklerden hediyye kabul etmenin caizliğine delalet eden hadisler arasında sadece Hz.'Nebiin şahsını ilgilendiren hadislerde vardır.

 

Bazıları da bu hadislerden, müşriklerden hediyye kabulünün caiz olma­dığını ifade eden hadisler, hediyyesiyle müslümanlann gönlünü kazanıp müs-lümanları kendine bağlamak isteyen müşriklerin hediyyeleriyle ilgili hadis­lerdir. Caiz olduğunu ifade eden hadislerse böyle bir gaye taşımadığı bilinen ve hediyyesinin kabulü gönlünün İslama ısınmasına vesile olacağı umulan Müşriklerin verdiği hediyyelerle ilgili hadislerdir" demişlerdir. En isabetli açıklama da budur.[el-Mübarekfurî,, Tuhfetu'l-Ahvezî V-199, 200.]