SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HARAC – İMARA – FEY’ BAHSİ

<< 3020 >>

DEVAM: 23-24. Hayber Topraklarının Hükmü İle İlgili Hadisler

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ حَنْبَلٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ عَنْ مَالِكٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُمَرَ قَالَ لَوْلَا آخِرُ الْمُسْلِمِينَ مَا فُتِحَتْ قَرْيَةٌ إِلَّا قَسَمْتُهَا كَمَا قَسَمَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَيْبَرَ

 

Ömer (b. Hattab (r.a) dan (şöyle) dedi(ği) rivayet olunmuştur.) "Müslümanların sonradan gelecek olan nesilleri (söz konusu) olmasaydı ben her fethettiğim köy'ü Rasûlullah (s.a.v.)'in Hayber'i paylaştırdığı gibi paylaştırırdım.

 

 

İzah:

Buhâri, hars, humus, Megazi; Ahmed b. Hanbel 1-32,40.

 

Şam yolu üzerinde, Medine'ye ktrksekiz millik mesafede bulunan ekinlikleri ve hurma bahçeleri bol olan Hayber şehri Natat, Sıkk ve Küteybe diye üç bölgeye ayrılır, her bölge de çeşitli kaleler­den meydana gelir.

 

1. Natat Bölgesi: a- Naim b- Sa'd b. Muâz c- Zübeyr(kulle) kalelerinden,

 

2. Sıkk Bölgesi: a- Ubeyy b- Nizâr (Beriy) kalelerinden

 

3. Küteybe Bölgesi: a- Kamus b- Vatih c- Selalim kalelerinden oluşur.[Koksal M. Asim İslâm Tarihi VII-I23, 124.] Hayber arazisinin bir kısmı boş, sahipsiz ve müdafasızdı. Hayber'in ya­rısını teşkil eden bu kısmın harpsiz olarak elegeçtiğindenfey hükmüne girdi­ği için Hz. Nebiin hakkı idi ve Hz. Nebi'e verildi. Kalan yarısı ise, savaş zoruyla fethedildiği için ganimet hükümlerine göre 3010 mımarah hadisin şerhinde açıkladığımız şekilde bölüştürülmüştür. Nitekim 3017 nu­maralı hadis-i şerifte de bu husus açıkça ifade edilmektedir.

 

Hayber savaşı, Hudeybiye seferinden hemen sonra vukubulduğu için, Hayber ganimetleri, Hudeybiye mücahidlerinin tümü arasında bölüştürül­müştür. Bunlardan Hayber savaşına katılan da katılmayan da ganimet tak­simi esaslarına uygun olarak Hayber ganimetlerinden pay almıştır.

 

Medine'ye iki günlük mesafede bulunan Fedek yahudileri ise, Hayber'­in muhasarası sırasında reislerini Rasûlullah (s.a.v.)'e göndererek bütün Fedek toprakları Rasûlullah'ın olmak üzere, kendilerinin yarıcılıkla yerlerinde bı­rakılmalarını arz ettiler. Onların bu.dilekleri kabul buyrulup yürürlüğe kondu.

 

Dolayısıyla Fedek arazisi fey hükümlerine girdiği için,Hz. Nebiin olmuştur. Fakat Hz. Nebi, bunun da büyük bir kısmını müslümanlann ihtiyaçlarına sarfetmiştir.

 

Mevzumuzu teşkil eden bu babın hadislerinden 3016 numaralı hadis ile 3017, 3018 ve 3019 numaralı hadisler  miirseldir.

 

3020 numaralı hadis-i şerifte ise, Hz. Ömer'n halifelik döneminde fet­hettiği bazı toprakları gelecek nesilleri düşünerek, mücahidlere dağıtmadığı ifade edilmektedir. Bu bakımdan âlimler, bu şekilde, savaş zoruyla fethedi­len bir toprağın gazilere bölüştürülüp, bölüştürülmeyeceği konusunda ihti­lafa düşmüşlerdir. Hanefi âlimlerine göre, devlet başkanı bu toprakları ga­ziler arasında taksim etmek, ya da onu bölüştürmeyip müslümanların ihti­yaçlarına sarf etmek hususlarından birini seçmekte serbesttir.

 

İmam Şafiî'ye göre ise bu topraklarında aynen Rasûl-u Ekrem'in Hayber arazisini bölüştürdüğü gibi bölüştürülmesi gerekir.

 

İmam Mâlik'e göre ise bu gibi topraklar aynen Hz. Ömer'in yaptığı gi­bi bölüştürülmeden oldukları gibi bırakılırlar. Çünkü Hz. Ömer'in bu uygu­laması bütün sahabilerin gözleri önünde cereyan etmiş ve onlardan hiçbiri buna itiraz etmemiş, dolayısıyla bu uygulama icma hükmüne erişmiştir.