DEVAM: 1. Yapılması
Emredilen Vasiyetler
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
وَمُحَمَّدُ
بْنُ الْعَلَاءِ
قَالَا
حَدَّثَنَا
أَبُو مُعَاوِيَةَ
عَنْ
الْأَعْمَشِ
عَنْ أَبِي
وَائِلٍ عَنْ
مَسْرُوقٍ
عَنْ
عَائِشَةَ
قَالَتْ مَا
تَرَكَ رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
دِينَارًا
وَلَا
دِرْهَمًا
وَلَا
بَعِيرًا
وَلَا شَاةً
وَلَا
أَوْصَى بِشَيْءٍ
Hz. Aişe'den demitir ki:
"Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem (miras olarak geride) ne dinar, ne
dirhem, ne deve, ne koyun bıraktı. Ne de bir şey vasiyyet etti."
İzah:
Buhârî, Megazi, vesaya;
Müslim, vasiyyet, Nesâi, İhbas; İbn Mâce, vesâya
es-Siretü'l-Halebiyye'de,
Rasûlu Zişan Efendimizin vefatlan esnasında yanında altı ya da yedi dinar
bulunduğu ve onları Hz. Aişe'ye vererek, fakir-fukaraya dağıtmasını emrettiği
kaydedilmektedir.
Bu bakımdan Hz.
Peygamberin geride dirhem ve dinar olarak hiçbir mal bırakmadığı hususunda
rivayetler birleşmektedir.
Ancak mevzumuzu teşkil
eden bu hadis-i şerifte, Hz. Peygamberin vefat ederken geride hiç bir deve ve
koyun bırakmadığı ifade edilirken, bazı muteber kaynaklarda geride yirmi sağmal
deve, yedi sağmal koyun, dokuz da sağmal keçi bıraktığı açıklanmakta ise de, bu
rivayetlerle mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerif arasında bir çelişki bulunduğu
iddia edilmez. Çünkü bu hayvanlar Rasûl-ü Ekremin özel malı olmayıp zekat malı
idiler. Bu sebeple bunlar, Soffa ehli gibi fakir sahabilere aitti ve onları bu
sahabiler otlatıp sütünü içerlerdi.[Aliyyü'l-Kari, Mirkat-ül-mefatih V-504,
505.] Rasûlu Ekrem'in, Hayber ve Fedek'teki arazilerine gelince, onları daha
hayatta iken müslümanlar için sadaka olarak bağışlamıştı. Nitekim şu hadis-i
şerifler de bu gerçeaği ifade etmektedirler:
1. "Rasûlullah
(s.a) vefat zamanında ne bir dirhem, ne bir dinar, ne bir (azadlanmamış) köle,
ne de birşey bıraktı. Yalnız beyaz, dişi bir katırla (harp) silahını, bir de
(fakir yolculara) vakfettiği (Fedek ve Hayberdeki) araziyi
bıraktı."[Buhârî, cihad, humus, meğazi, vesaya; Müslim, vasiyye, Miras
Kamil, Tecrid-i Sarih VIII-235, Hadis: 1167.]
2. "Vefatımda
varislerim ne bir dinar, ne bir dirhem paylaşmayacaklardır. Bıraktığım şey (ki
hurmalıktır. Bunun) kadınlarımın nafakasından, işçimin ücretinden geri kalanı
vakıftır.”[Buhâri, vesaya; Müslim cihad; Muvatta, kelam; Ahmed b. Hanbel,
11-242, 376, 464; Miras Kamil, Tecrid-i sarih VIII-273, hadis: 1173.]
3. "Biz
(peygamberler) miras bırakmayız. Bizim geride bıraktığımız dünyalıklar
sadakadırlar."[2963 numaralı hadis.]
Bütün bu rivayetler Hz.
Peygamberin geride miras olarak bir dünyalık bırakmadığına delalet
etmektedirler.
Rasûl-ü Ekremin vefat
ederken hiçbir vasiyette bulunmadığını ifade eden metindeki ne de birşey
vasiyyet etti cümlesine gelince, bu cümlede Rasûl-ü Ekremin herhangi bir mal vasiyyet
etmediği ifade edilmek istenmektedir. Allah'ın kitabına sarılıp, ehl-i beytine
tabi olmayı, Yahudilerin Arap Yarımadası'ndan çıkartılmasını ve elçilere ikram
edilmesini emreden vasiyyeti [3029 numaralı hadis.] ise bu cümlenin kapsamına
dahil değildir.[Aliyyü'l-Kari Mirkatu'l-Mefatih, V-504.]