SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SAYD BAHSİ

<< 2847 >>

بَاب فِي الصَّيْدِ

22-23. Avlanma(Nın Hükmü)

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عِيسَى حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنْ هَمَّامٍ عَنْ عَدِيِّ بْنِ حَاتِمٍ قَالَ سَأَلْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قُلْتُ إِنِّي أُرْسِلُ الْكِلَابَ الْمُعَلَّمَةَ فَتُمْسِكُ عَلَيَّ أَفَآكُلُ قَالَ إِذَا أَرْسَلْتَ الْكِلَابَ الْمُعَلَّمَةَ وَذَكَرْتَ اسْمَ اللَّهِ فَكُلْ مِمَّا أَمْسَكْنَ عَلَيْكَ قُلْتُ وَإِنْ قَتَلْنَ قَالَ وَإِنْ قَتَلْنَ مَا لَمْ يَشْرَكْهَا كَلْبٌ لَيْسَ مِنْهَا قُلْتُ أَرْمِي بِالْمِعْرَاضِ فَأُصِيبُ أَفَآكُلُ قَالَ إِذَا رَمَيْتَ بِالْمِعْرَاضِ وَذَكَرْتَ اسْمَ اللَّهِ فَأَصَابَ فَخَرَقَ فَكُلْ وَإِنْ أَصَابَ بِعَرْضِهِ فَلَا تَأْكُلْ

 

Adiyy b. Hâtim'den demiştir ki: Nebi (s.a.v.)'e: Ben (av üzerine) eğitilmiş köpekler salıyorum. O da bana (avı) tutuveriyor (ben bu avın etini) yiyebilir miyim? diye sordum da: " Eğer eğitilmiş (olan bu) köpekleri gönderirken besmele çekmişsen yakalamış oldukları avları ye!" buyurdu, “Eğer (avı) öldürmüşlerse de mi?" dedim: "Onlara kendilerinden olmayan bir köpek katılmamış olmak şartıyla (yakaladıkları avı)) öldürmüş olsalar da" (yiyebilirsin) buyurdu.

 

"Ben (avlarımı) miraz ile avlıyorum, (miraz ile avladığım avları da) yiyebilir miyim?" dedim.

 

"Eğer mirazı besmele ile atmışsan ve (bu miraz hayvana) isabet edip (onun vücudunu) delmişse (etini) ye, (fakat hayvana sivri uçlarından biriyle değil de) iki ucu arasında kalan (kısmıy)la isabet etmişse yeme!" buyurdu.

 

 

İzah:

Buhârî, sayd, zebaih; Müslim, sayd; Tirmizî, sayd; Nesaî; sayd, dahaya; İbn Mâce sayd; Darimî sayd; Ahmed b. Hanbel, IV-194-195, 256, 258, 377, 380.

 

1. Hadis-i şerif,   av üzerine besmele ile gönderilen eğitilmiş köpeklerin yakalamış oldukları avın, -onu öldürmüş bile ol­salar- helal olduğunu ifade etmektedir. Ancak av üzerine gönderilirken ara­larına eğitilmemiş olan yahut eğitilmiş bile olsa- kestiği yenmeyen bir kimse tarafından gönderilmiş olan bir köpeğin karışmamış olması gerekir.

 

Bu şartlara uygun olarak av üzerine gönderilen eğitimli bir köpek; ya­kalamış olduğu avı öldürmüş bile olsa o avın eti helaldir.

 

Avcı, henüz av ölmeden yetişecek olursa, kesmesi gerekir. Eğer avı canlı olarak bile geçirdiği halde kesmez de köpekten aldığı yarayla ölmesini bek­lerse, o avın etini yemek helal olmaz. Avcının bu şekilde ele geçirmiş olduğu avı kesmeyi, elinde olmayan bir sebepten dolayı terketmiş de olsa, yine o avın eti yenmez. Fakat avın yanına varmadan önce köpek onu öldürmüşse, avın eti helaldir. Çünkü "köpeğin avı yakalaması hayvanı kesmek yerine geçer.[Buhârî, zebaih; Müslim, sayd; Nesaî, sayd; Darimî, sayd; Ahmed b. Hanbel, IV-256, 379.]

 

Eğitilmiş olan bir köpeğin tuttuğu bir avın etinin helal olabilmesi için buraya kadar özetle zikretmiş olduğumuz şartlardan başka, bir de köpeğin yakalamış olduğu avın bir parçasını yememiş olması şartı vardır. Çünkü hay­van o avdan yiyecek olursa onu kendisi için yakalamış sayılır."[Buhârî, zebaih; Müslim, sayd; Ahmed b. Hanbel, 1-131.]

 

Esasen köpeğin eğitilmiş olması şartının aranması zımnen yakaladığı avı yememesi şartının aranması demektir. Çünkü bir köpeğin eğitilmiş sayıla-bilmesi için onda şu üç şartın bulunması gerekir:

 

a. Ava salınca avın üzerine gitmesi,

 

b. Av üzerine gönderdikten sonra, kendisinden geri dönmesi istendiğinde, bu isteğe uyarak av üzerine gitmekten vazgeçmesi,

 

c. Yakaladığı avı yemez olması

 

2. Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifte üzerinde durduğumuz ikin­ci bir mesele de uçları sivri ortası kalın olan miraz denilen sopaların fırlatıla­rak kalın kısımların İsabet etmesiyle öldürülen avların etlerinin yenip yen­memesi meselesidir. Hadis-i şerifte bu sopaların orta kısımlarının çarpma­sıyla ölen bir av hayvanının etinin yenmeyeceği, fakat sivri uçlarının sapla­nıp yaralaması neticesinde ölen avların etlerinin helal olduğu ifade buyurul-maktadır. Çünkü bu sopaların kalın kısmıyla vurulmuş olanlar, aldıkları isabet sebebiyle yaralanmış bile olsalar yine de yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerim'inde "... vurul(arak öldürül)müş ... olan hayvanlar .... size haram kılındı"[Mâide 3] bu­yurarak etlerini haram kıldığı mevkuze denilen hayvanlar hükmüne girerler.

 

Av üzerine gönderilen bir hayvanda gerekli olan bu şartlar yanında av­cıda bulunması gereken şartlar da vardır.

 

Bu şartlar: Kurban kesecek olan kimsede aranan akil olmak, müslüman ya da kitabî olmak, atışını av kasdıyla yapmış olmaktır. Binaenaleyh atışını av kasdı olmaksızın sadece atış talimi amacıyla veya gayesiz olarak yapan bir kimsenin vurmuş olduğu avın eti haramdır.