بَاب
فِي لُبْسِ
الدُّرُوعِ
68. Zırh Giymek
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
قَالَ
حَسِبْتُ
أَنِّي
سَمِعْتُ
يَزِيدَ بْنَ
خُصَيْفَةَ
يَذْكُرُ
عَنْ السَّائِبِ
بْنِ يَزِيدَ
عَنْ رَجُلٍ
قَدْ سَمَّاهُ
أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ ظَاهَرَ
يَوْمَ
أُحُدٍ
بَيْنَ
دِرْعَيْنِ أَوْ
لَبِسَ
دِرْعَيْنِ
es-Sâib b. Yezid'in,
ismini verdiği bir adamdan rivayet ettiğine göre, "Rasûlullah (s.a.v.) Uhud günü üst üste
iki zırh giymiştir", yahut da, "İki zırh giymiştir."
İzah:
Tirmizi, cihad; ibn
mâce, cihâd; Ahmed b. Hanbel, III, 449.
Metinde geçen
"zâhera" kelimesi yardımlaşma ve dayanışma mânâsına gelen
"tezahür" mânâsında kullanılmıştır.[bk. İbnü'l-Esir, en-Nihâye, III,
166.] Burada iki zırhı üstüste giymek anlamına gelmektedir. Çünkü üst üste
giyilen zırhlar arasında bir yardımlaşma ve dayanışma vardır.
Bu hadisi İbn Mâce de
rivayet etmiş, fakat senedinde Ebû Davud'un rivayetinde sözü geçen fakat ismi
açıklanmayan adamı hiç anmamıştır. Aynı şekilde Ahmed İbn Hanbel'in Müsned'i
ile Tirmizi'nin Şemail'inde de bu hadis-i şerif rivayet edildiği halde
senetlerinde sözkonusu kimseden bahsedilmemiştir.Hanefi ulemâsından
Aliyyül-Kârî Şemail Şerhi*nde bu hadisin sahabî mürsellerinden olduğunu, çünkü
es-Saib b. Yezîd'in Unut savaşında bulunmadığını ve o zaman henüz dünyaya
gelmediğini söylemiştir. Hafız Abdurrauf el-Münâvi de aynı kanaattedir. Bu da
gösteriyor ki musannifimiz Ebû Dâvud (r.a.)'in tesbit ettiği gibi râvî es-Sâib,
bu hadisi bizzat Rasûl-i zîşân Efendimizden değil, bir başka sahâbîden
almıştır, es-Sâib'in bu hadisi aldığı sahâbînin kim olduğu ihtilaflıdır. îbn
Abdilberr'in el-İstiab isimli eserinde Muâz et-Temîmî'nin hayatından
bahsederken verdiği bilgiler, bu zatın Zübeyr b. Avvâm olduğunu göstermektedir.
Fakat bu zatın Talha b. Ubeydillah olması ihtimali de vardır. Doğrusunu Allah
bilir.
Hz. Nebiin Uhüd
savaşında üstüste iki zırnı birden giymesinin hikmeti Allah Teâlâ ve takaddes
hazretlerinin "Ey inananlar (uyanık bulunup) korunma tedbirlerini
alın..."[Nisâ 171] emriyle, "Onlara karşı gücünüz yettiği kadar
kuvvet hazırlayınız..."[Enfâl 60] mealindeki ayet-i kerimeye en ileri
derecede titizlikle sarılmasından başka bir şey değildir. Nitekim 2514 numaralı
hadis-i şerifte beyan edildiği üzere "Gözünüzü açın, ki kuvvet
atmaktır" buyurarak, mücâhidlerin zırhlı, torpido, denizaltı gemileri, tayyare,
tank, makineli gibi son model harp taarruz ve savunma araçlarıyla donatılmaları
ve en güçlü silahları kullanmaları gerektiğini ifade etmiştir.[bk. Tuhfetü'l-ahvezî
V, 341.] Aliyyü'I-kâri'nin açıklamasına göre bu hadis-i şerif savaşa çıkarken
zırh ve miğfer gibi teçhizatla cihazlanıp düşmanın saldırılarına karşı tedbir
almanın tevekküle mani olmadığını ifade etmektedir. Fahr-i kainat efendimizin
diğer bir hadisi şerifinde de "Onu (önce) bağla (sonra) tevekkül et.”
buyuruluyor.
Hattâbî'nin de
açıkladığı gibi Bu hadisin râvîlerinden Süfyan, bu hadisi es-Saib b. Yezid'den
duyduğundan emin değildir. Dolayısıyla bu hadis zayıftır. Ancak diğer
hadislerle takviye edilmiştir.